Eski TCMB Başkanı Yılmaz değerlendirdi: 128 milyar
doları eriten protokol kesinlikle suç!
Gazetemize konuşan Yılmaz, “Kur zararını baştan görmüşler ki protokole
eklemişler. Ortada zarar var, kamuoyuna açıklanmalı. Bu kesinlikle suçtur. Bir
iş yapmışlar, yasal olmadığının farkına varınca kılıfına uydurmak için
düzenlemeyi geriye yürütmüşler” dedi.
·
25 Nisan 2021 Pazar, 02:00
Merkez Bankası’nın (TCMB) başkanlığını
2006-2011 döneminde yapan İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz,
Cumhuriyet’in ortaya çıkardığı 21 Şubat 2017 tarihli Hazine ve TCTCMB arasında
imzalanan protokolü değerlendirdi.
Yılmaz, TCMB’nin yıllar içinde döviz ve
döviz rezervlerinin nasıl yönetileceği konusunda bir teknik altyapı
oluşturduğunu kaydederek şunları söyledi:
“Bu altyapıya paralel olarak bir üstyapı
kuruldu. Ortada bir TCMB Kanunu var, o kanundan hareketle banka yönetiminin
aldığı kararlar var. Yani bunların tümü bir birikim. Bu birikim kenara itilerek
hangi akılla, hangi saikle, neyi yapmak için böyle bir protokol yapıldı? 1997
yılında da TCMB ile Hazine bir protokol yaptı. Hem protokolü hem de amacını
kamuoyu ile açık ve net şekilde paylaştı. Dedi ki ‘İki yakası bir araya
gelmeyen kamu maliyesini düzene sokmamız gerekiyor. Mali disiplini sağlamak
için Hazine’nin 1998’den itibaren TCMB’den kısa vadeli avans kullanmasına sınır
getiriyoruz.’ Bugün gördüğümüz protokolün amacı yok ortada. Ne yapmaya
çalışıyor? TCMB neyi yapamadı da Hazine bu işin içerisine giriyor, onun
yapamadığını yapmaya çalışıyor?”
‘ZARARI BAŞTA GÖRMÜŞLER’
Protokolde dikkat çeken, “Hazine’nin kur
zararının TCMB tarafından karşılanması” ve “22 gün geriye yürütülmesi”
maddelerini de değerlendiren Yılmaz, “Demek ki kanunların, düzenlemelerin
etrafını dolanarak birtakım işler yapmaya karar verdiler. Ve bu yaptıkları işin
de kılıfını hazırlamak istediler. Bunu da nereden çıkarıyoruz? Protokolün imza
tarihinden geriye yürütülmesi... Demek ki bir iş yaptılar, yaptıkları işin
yasal olmadığının farkına vardılar. Kılıfına uydurmak için düzenlemeyi geriye yürütme
gibi hukukun temel mantığına ters bir iş yapmışlar. TCMB Kanunu yürürlükteyken,
TCMB bunu yapabilirken, protokol kapsamında Hazine’nin yapacağı döviz satış
işlemlerinden ortaya çıkacak kur zararlarını baştan görmüşler ki protokole
böyle bir madde eklemişler” dedi. “Ortada bir zararın bulunduğunu ve bu zararın
ne olduğunun kamuoyuna açıkça söylenmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Bu
kesinlikle suçtur. Kur zararı nereden çıkıyor? Daha yüksek fiyattan aldığın bir
şeyi daha düşük fiyata satacaksın ki kur farkı çıkacak. Hangi ekonomik mantıkla
pahalıya aldığın bir şeyi ucuza satıyorsun? Hangi gerekçeyle ekonominin
toplamında ortaya çıkacak katma değeri artırmak için böyle bir zararın altına
giriliyor” diye sordu.
‘KAYITLARI GÖREMİYORUZ’
Yapılan işlemlerin kayıtlarının
görünmediğine dikkat çeken Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “TCMB, dövizi
Hazine’ye satıyorsa bu durumda Hazine’nin TCMB nezdindeki hesabına buna
karşılık bir TL bakiye olması lazım. Bu bakiyeyi TCMB’ye verecek ve TCMB’den
döviz alacak. Şimdi 128 milyar dolar peyderpey satıldı. Geçmişe baktığımızda
günlük ortalaması aşağı yukarı 5-6 milyar dolara denk geliyor, bazı günler
12-13 milyar dolara çıktı. Bu işlemin yapıldığı günde onun karşılığı olan
TL’nin Hazine’nin hesabından çıkıp TCMB’ye geçmesi lazım. Olması gereken bu.
Fakat TCMB, Hazine’ye verdiği dövizi satış yapmamış, doğrudan doğruya vermiş.
Bu işlemleri biz Hazine’nin TCMB nezdindeki TL ve döviz hesaplarında
göremiyoruz. Anladığımız kadarıyla Hazine aldığı dövizleri, Ziraat, Halk, Vakıflar
bankalarının yurtdışındaki muhabir hesaplarına aktarmış. Bu bankalar,
ellerindeki dövizi piyasaya TL karşılığında sattıkça TL’yi tahsil etmişler.
Fakat tahsil ettikleri TL sonuçta TCMB’nin parası, TCMB’ye nasıl devrettiler?
Bunlar nerede görünüyor? Bunların hiçbirisi ile ilgili ortada bir bilgi
yok.”
No comments:
Post a Comment