Biden neden soykırım dedi?Fotoğraf: jlher
eediye Levent /Evrensel/ 29 Nisan 2021
ABD Başkanı Joe Biden 24 Nisan’da iki kez soykırım ifadesini kullandığı bir
açıklama yaptı.
“Her yıl bugün Osmanlı dönemindeki Ermeni soykırımında ölenleri
hatırlıyoruz ve böyle bir zulmün bir daha yaşanmaması için taahhüdümüzü
yeniliyoruz” ifadeleri ile başlayan açıklamada İstanbul’dan, Konstantinapolis
ismi ile bahsediliyor. Ayrıca açıklamada soykırım tartışmalarının en önemli alt
başlıklarından birine de atıf var; Biden, 1915’te zorunlu tehcir ile ölüme
giden Ermeni sayısının 1.5 milyon olduğunu söyledi.
Her 23 Nisan’da ülkece "Acaba ABD başkanı soykırım mı diyecek yoksa
büyük felaket ifadesini mi kullanacak?" diye sinirlerin gerildiği
bekleyişin en azından Biden döneminde nasıl geçeceğini şimdiden tahmin etmek
çok zor değil.
Soykırım meselesinin gergin ABD-Türkiye ilişkilerinin en çetrefilli
dosyalarından biri haline gelmesi de oldukça mümkün.
Henüz ABD’nin soykırım konusunda hukuki açıdan nasıl adımlar atacağını,
Türkiye’ye yönelik bireysel davaların kitlesel davalara dönüşüp dönüşmeyeceğini
kestirmek güç.
Biden, başkanlık koltuğunda oturduğu sürece her 24 Nisan’da sadece soykırım
ifadesini kullanarak açıklama yapmakla da yetinebilir, diaspora Ermenileri ve
Ermeni lobisinin etkili olduğu ülkelerle birlikte konuyu çok boyutlu ve geniş
çaplı bir kulvara da sokabilir.
Şimdilik emin olduğumuz tek şey soykırım konusunun insani boyutu ayrı
tartışma konusu olmak üzere Biden’ın açıklamasının tamamiyle siyasi bir
açıklama, soykırım ifadesini kullanmasının da tamamen mevcut siyasi durum
sebebiyle olduğu…
Peki Biden bu açıklamayı niye yaptı?
Reklam
Kimileri bu soruyu tamamen Ermeni lobisinin gücüne bağlayarak cevaplıyor,
kimisi ABD’nin Türkiye’ye mesaj verdiğini savunuyor. “Biden soykırım dedi ama
Türkiye NATO’nun en güçlü ülkelerinden biri ve ayrıca İncirlik varken ABD kolay
kolay adım atamaz” çıkışları yapanlar da eksik değil.
Ancak ABD’deki Ermeni lobisinin ABD başkanına bir NATO ülkesini karşısına
aldıracak kadar baskı yapacak gücü de yok etkisi de…
Uzunca yıllardır zaman zaman Türkiye’ye yönelik kozlardan biri olarak masa
üstünde duran soykırım konusunda etkili olan Ermeni değil Yahudi lobisi ki,
Yahudi lobisinin de bu konudaki her gelişmenin önünü kesmesinin sebebi
Türkiye’ye jest değil. Çok genel olarak ifade edecek olursak, şimdiye kadar
Yahudilerin Nazi Almanya’sının Yahudilere yönelik soykırımı üzerine kurulan
söylemlerini ve bu söylemlere dayalı on yıllarca geçmişi olan mücadelelerini
kimse ile paylaşmaya niyeti yoktu. Bu nedenledir ki, Ermeniler Filistin-İsrail
mücadelesinde Filistinlileri destekler veya sempati duyar.
ABD dahil Ermenistan dışında yaşan diasporanın veya Ermeni lobisinin gücü
de Türkiye’den yapılan açıklamalarda veya resmi tarih anlatılarındaki kadar
büyük değil. En son Azerbaycan-Ermenistan savaşında da bir kez daha görüldüğü
üzere lobicilik faaliyetleri Kim Kardashian gibi ünlülerin sosyal medya
paylaşımlarının beğeni sayısı üzerinden ölçülmeyecek kadar uzun soluklu ve
girift diplomasi gerektiren bir iş.
Diaspora Ermenileri ile Ermenistan’ın en azından soykırıma bakış açılarının
aynı olmadığını, Ermenistan’ın sınır komşusu Türkiye ile ticari ve siyasi
ilişkileri de gözeterek bir yaklaşım belirlemek zorunda oluşuna karşı diaspora
Ermenilerinin çok sert çıkışlar yaptığını da dikkate almak gerek. Bu açıdan,
Biden soykırım dedi demesine de diaspora Ermenilerinin veya Ermeni lobisinin
“ABD’den de destek aldıktan sonra adım adım uygulamaya koyacağımız yol
haritamız bu” dedikleri detaylı bir hazırlıkları var mı? Resmi olarak talepler
var ancak her bir talebin kapsamı hem kapsamı çok geniş hem de Osmanlı
döneminde çıkarılan tehcir kanununda Ermenilerin o dönemde yine Osmanlı toprağı
olan Suriye’ye göçe zorlanmalarının soykırım niyeti ile yapılıp yapılmadığının
kanıtlanması dahil onlarca alt başlığa dair onlarca başlık hâlâ belirsiz.
Biden’ın açıklamasının Türkiye’ye mesaj olduğunu savunanların öne sürdüğü
argümanlar da çok ikna edici görünmüyor.
Belki, açıklamadaki Osmanlı dönemi vurgusu, AKP dönemi Yeni Osmanlıcı
söylemlere dayalı dış politikaya bir atıf olarak değerlendirilebilir. Yani
Biden’ın satır aralarında “Osmanlı’nın devamı mısın yoksa cumhuriyet mi?” diye
sorduğu yorumu da yapılabilir. Ki, soykırım meselesinde hükümetin ve
hariciyenin artık bu soruyla istese de istemese de sık sık karşı karşıya
kalması şaşırtıcı olmaz.
Biden, zaten gergin olan Türkiye-ABD ilişkilerinde Türkiye’ye mesaj vermek
istiyorsa esneklik payı olan, geri dönüşlere imkan veren başka bir dosya
seçemez miydi? Seçebilirdi. Türkiye-ABD arasında 20’ye yakın kriz dosyası
varken soykırım meselesi üzerinden mesaj verilmesi diplomasinin mantığına
aykırı. Biden’ın açıklaması mesajdan derin kırılmaların yüzeye çıkışının
sembolü gibi.
Reklam
Türkiye’nin Rusya-ABD arasında top çevirerek kısa vadeli zaferler
devşirdiği dönemler geride kalmış görünüyor. Rusya’dan S-400 hava savunma
sistemi satın alınması ile başlayan güven vermeyen NATO üyesi, politikaları
öngörülemeyen müttefik yorumları Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasına
kadar uzandı. Bu arada Rusya’nın yumuşak karnı Ukrayna üzerinden Rusya’ya sopa
gösterip ABD’ye göz kırpan hamleler de pek işe yaramış görünmüyor. Tartışmaya
açılan Montrö Sözleşmesi ABD’yi güvenilirlik konusunda ikna etmediği gibi Rusya
ile ilişkileri daha da gerdi.
Ayrıca, Türkiye hâlâ NATO üyesi ve bölgenin en güçlü ülkelerinden biri
ancak ABD’nin Orta Doğu ülkelerinden Kuzey Afrika’ya ve Balkanlara kadar çok
geniş bir bölgede onlarca askeri üssü, on binlerce askeri ve yeni müttefikleri
var. Ayrıca, soğuk savaş döneminde Türkiye’ye avantajlar kazandıran,
pazarlıklarda uzun süre elini güçlendirmesini sağlayan NATO üyeliği ABD ve
Rusya blokları arasındaki yeni diplomatik kulvarlarla, ortak çıkarlarla
birlikte eskisi gibi işlevsel değil.
Biden’ın soykırım meselesi ile başlayıp görünen o ki devamı gelecek olan
hamlelerinin arkasında lobiler, gerçeklerle bağdaşmayan mesajlar aramak yerine
Yeni Türkiye’nin diplomatik yaklaşımları ile yüzleşmek gerekiyor. Yakın ve uzak
bütün komşuları ile kavgalı Türkiye’nin ABD ve Rusya arasında dengeli politika
yürütmekten çok uzak savruluşları Türkiye’yi birbirine hasım tarafların gözünde
bile ‘Güvenilmez’ ülke imajını pekiştirmekten öteye taşıyamadı.
Biden, soykırım dedi ama bu açıklamanın yansımaları kendini Suriye’nin
kuzeyinden Libya’ya, Doğu Akdeniz’deki enerji mücadelesinden Kıbrıs’a kadar
onlarca kırmızı çizginin test edilmesi ile gösterecek gibi görünüyor.
No comments:
Post a Comment