UYGUR TÜRKLERİNİN
TÜRKİYE-ÇİN İLİŞKİLERİNE ETKİSİ
YORUM NO : 2021 /
4
22.01.2021
·
Türkiye
·
Çin
Şevval Beste
Gökçelik
Uygur Türkleri tarih boyunca Çinlilerle birlikte
yaşamıştır ve iki kez bağımsızlık elde etmişlerdir. Uygur Türklerinin
bağımsızlık geçmişinin ilk örneği 1933-34’te varlığını sürdüren “Doğu Türkistan
İslam Cumhuriyeti”, diğeri ise 1944-49 yılları arasında var olan “Doğu
Türkistan Cumhuriyeti”dir. Her iki devlet de Çin Halk Cumhuriyeti’nin işgaliyle
sona ermiştir. Doğu Türkistan, doğal kaynakları ile önemli enerji hatları ve
ticaret yolları (İpek Yolu) bakımından merkezi konuma sahip olması nedeniyle
Çin için her zaman önemli olmuştur. Bugün, Çin’de görece küçük bir azınlık
grubu olarak yaşayan Uygurlar, Çin’in genel iç politikasında, kimlik
politikasında ve ulusal güvenlik algısında önemli bir unsur haline gelmiştir.
Bu durum ise onların baskı görmesine ve insan hakları ihlallerine maruz
kalmalarına neden olmaktadır.[1]
Çin yönetiminin uzun zamandır kendi iç meselesi olarak
ele aldığı Uygur meselesi, Uygur Türklerinin kitlesel olarak gözaltı
kamplarında tutulması ve artan insan hakları ihlallerine maruz kalması
nedeniyle uluslararası anlamda dikkat çekmeye başlamıştır. Çin’in insan hakları
ihlallerini kapsayan politikalar uyguladığını reddetmesi, sorunu terörizme
atıfta bulunarak açıklama girişimi ve sorunun sosyal, ekonomik ve kültürel
boyutlarına gösterilen ilgisizlik, konunun zamanla uluslararası bir nitelik
kazanmasına neden olmuştur. Bu bağlamda dünya arzının yaklaşık beşte birini
oluşturan, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi bölgesinden yapılan pamuk
ihracatı, Uygurların zorla çalıştırılmasına ilişkin endişelerin artmasıyla
sonuçlanmıştır. Ünlü markaların pamuk ticaretinde Çin ile iş birliği yaptığı
haberleri yayılınca bu durum uluslararası markaların politikalarını da
etkilemiştir. Protestolara maruz kalan dünyaca ünlü markalar Uygurların zorla çalıştırılmasına
karşı olduklarını açıklamak durumunda kalmışlardır. Örneğin H&M artık
bölgeden malzeme temin etmemektedir. ABD’nin eski Trump yönetimi, Çin’in en
büyük üreticilerinden biri olan XPCC’den pamuk ithalatını yasaklamıştır.[2] Ikea,
Sincan bölgesinden pamuk tedarik etmeyi bırakacağını belirtmiştir.
Adidas, The Guardian’da yer alan açıklamasında Sincan’dan mal
tedarik etmediğini iddia etmiş ve diğer tedarikçilere de bunu yapmamaları
çağrısında bulunmuştur.[3] Büyük
markaların bu tür yaklaşımları ve tepkileri dünya kamuoyunun dikkatini Uygur
meselesine yöneltmiştir.
Bugün Türkiye ve diğer Müslüman çoğunluğa sahip
ülkeler, Çin’in uyguladığı baskı ve Uygurlara yönelik insan hakları ihlalleri
konusunda Çin hükümetine karşı suçlayıcı bir tutum benimsememeyi tercih
etmektedir. Kuşkusuz bu tutumun en önemli nedeni ekonomik ilişkilerle
bağlantılıdır. Türkiye, gelişen Avrasya ilişkileri bağlamında, doğuda Çin ile
iyi ticari ilişkiler ve ekonomik ittifak kurma çabası içerisindedir.
Türkiye’nin tutumu, Batı sermayesinin yeterli olmadığı bir dönemde Çin
yatırımına duyulan artan ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır.[4] Bu
bağlamda Çin, Türkiye için önemli bir ekonomik ortak haline gelmektedir.
Bu duruma karşın Türkiye, 1960’lardan itibaren Çin’in
zulmünden kaçan binlerce Uygur için tarihsel olarak güvenli bir sığınak
olmuştur. Türkiye defalarca Çin’in “Sincan’daki Uygur Türklerine yönelik
zulmünden derinden endişelendiğini” belirtmiştir. Türkiye, bir yandan Uygurlara
yapılan muamele hakkındaki endişelerini ifade eden, diğer yandan da iyi
ekonomik ilişkiler geliştiren hassas, iki ucu keskin bir politika
yürütmektedir. Bu politika, Türkiye’nin Uygur azınlığına verdiği desteğin
yetersiz kaldığı iddiasıyla eleştirilmektedir.[5] Çin,
günümüzde Türkiye’nin altyapı geliştirme projelerine büyük yatırımlar
yapmaktadır. Avrupa’yı Asya’ya bağlayan bir ülkede bu tür yatırımlara yönelmek
Çin’in Batı ile arasındaki ticaret yolları adına önem taşımaktadır. Bu
doğrultuda, Çin yük trenleri de Marmaray demiryolu ile Avrupa’ya doğru hareket
etmeye başlamıştır.[6]
Türkiye, tüm ekonomik hassasiyetlerine rağmen, Türk
dünyası ile daha geniş bir dayanışma bakış açısıyla Uygur meselesini gündeminde
tutmaktadır. Türkiye bunu yaparken, Çin’e karşı yapıcı bir yaklaşım izlemeye
çalışmaktadır. Türkiye, Çin ile Türkiye arasında halklar arası bağların
kurulmasında Uygur Türklerinin köprü görevi görebileceğini ve Çin’in bu köprüyü
yıkmaması gerektiğini açıklamaya çalışmaktadır. 75’inci Birleşmiş Milletler
(BM) Genel Kurulu toplantısında Türkiye, Uygur Türklerinin kültürel ve dini
kimliğine saygı gösterilmesi ve güvence altına alınması gerektiğini
vurgulamıştır. Bu açıklamaya göre Türkiye, meseleyi BM ve İslam İşbirliği
Teşkilatı (İİT) gibi uluslararası platformlarda takip ederken, bu konuda Çin
ile yapıcı ve doğrudan diyaloğa devam edecektir.[7] Konuyla
ilgili son gelişmelere göre, 2017 yılında Çin ile Türkiye arasında imzalanan
iade anlaşması Çin tarafından onaylanmıştır. Bu haber Türkiye’deki Uygur
diasporası arasında endişe yaratmıştır. Bu anlaşma ile Çin yönetimi, “terör
suçu” işleyip Türkiye’ye sığındığı iddia edilenlerin iade sürecini
hızlandırmayı hedeflemektedir.[8] Ayrıcı
Çin’in Türkiye Büyükelçisi, “Türkiye, Çin’deki Uygur Türklerinin durumunu
eleştirmeye devam ederse Türkiye’nin Pekin ile ekonomik ilişkilerini tehlikeye
atacağını” belirtmiştir.[9]
Aynı zamanda, daha önce yayınlanan bir makalemizde
belirtildiği üzere[10];
küresel güç dengesinin Avrupa-Atlantik’ten Asya-Pasifik bölgesine kaydığı ve
Çin’in yükselen bir güç olarak ön plana çıktığı bir dönemde Uygur meselesine
ilişkin Çin’e yönelik eleştiriler artış göstermeye başlamıştır. Bu nedenle,
Çin’e yöneltilen sert uluslararası eleştirilerin bazıları; insan haklarına
samimi bir ilgi ve Uygur Türklerinin kötü durumuyla ilgili endişelerden ziyade,
Çin’in küresel bir güç olarak yükselişini sekteye uğratmak adına Çin’in iç
meselelerine müdahale etmek için bir bahane olarak yorumlanabilir.
Özetle, ekonomik bağların derinleşmesi hem Türkiye hem
de Çin için önemlidir. Çin’in Türkiye’ye yatırım yapma kararı, Türkiye’nin
kıtalararası enerji ve ticaret yolları üzerinde bulunan bir bağlantı noktası
olduğu gerçeğinin kabul görmesine dayanmaktadır. Çin ve Türkiye maalesef Uygur
Türkleri ile ilgili hassas bir konuda farklı pozisyonlara sahiptir. Ancak bu,
iki taraf arasındaki ekonomik ilişkinin büyümesine ve gelişmesine engel
olmamaktadır.
*Fotoğraf: Daily Sabah
[1] Kılıç Buğra Kanat, “Uygur sorunu ve Çin’in
Balkanlaşma korkusu”, Al Jazeera Türk, 8 Temmuz 2015, http://www.aljazeera.com.tr/gorus/uygur-sorunu-ve-cinin-balkanlasma-korkusu
[2] “The Guardian view on China’s treatment of the
Uighurs: from unthinkable to irrefutable”, The Guardian, December
13, 2020, https://www.theguardian.com/commentisfree/2020/dec/13/the-guardian-view-on-chinas-treatment-of-the-uighurs-from-unthinkable-to-irrefutable
[3] Julian Kossoff, “‘Virtually the entire apparel
industry’ — from Gap to H&M to Adidas — is profiting from forced Uighur
labor, activists say”, Business Insider, July 23, 2020, https://www.businessinsider.com/uighur-forced-labor-global-brands-profited-activists-letter-2020-7
[4] Ayhan Erdemir & Philip Kowalski, "China
Buys Turkey’s Silence on Uyghur Oppression”, The Diplomat, August
21, 2020, https://thediplomat.com/2020/08/china-buys-turkeys-silence-on-uyghur-oppression/
[5] Areeb Ullah, “Turkey accused of deporting
Uighurs back to China via third countries”, Middle East Eye, July
27, 2020, https://www.middleeasteye.net/news/uighurs-china-turkey-accused-deporting-third-countries
[6] Erdemir & Kowalski, "China Buys
Turkey’s Silence on Uyghur Oppression”.
[7] “Turkey expects Uighurs to be treated as equal
citizens of China”, Daily Sabah, October 7, 2020, https://www.dailysabah.com/politics/diplomacy/turkey-expects-uighurs-to-be-treated-as-equal-citizens-of-china
[8] “Çin, Türkiye ile imzalanan ‘Suçluların İadesi
Anlaşması'nı onayladı; Uygur Türkleri endişeli’”, Euronews, 27
Aralık 2020, https://tr.euronews.com/2020/12/27/cin-turkiye-ile-imzalanan-suclular-n-iadesi-anlasmas-n-onaylad-uygur-turkleri-endiseli
[9] “Çin, Türkiye ile imzalanan 'Suçluların İadesi
Anlaşması'nı onayladı; Uygur Türkleri endişeli”.
[10] AVİM, “İnsan Hakları İhlalleri, Uygur Özerk
Bölgesi Ve Çin”, Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM), Yorum No:
2019/79, 10 Aralık 2019, https://www.avim.org.tr/tr/Yorum/INSAN-HAKLARI-IHLALLERI-UYGUR-OZERK-BOLGESI-VE-CIN
No comments:
Post a Comment