Zaho faciasıyla Suriye bir yana, Irak harekâtı da zora düştü
Murat Yetkin
YAYIN TARİHİ 21 TEMMUZ 2022 · GÜNCELLENME TARİHİ 21 TEMMUZ 2022
Irak’ın Türkiye sınırına yakın Zaho şehrindeki bir piknik alanına düşen bombaların 9 kişiyi öldürüp en az 22 kişiyi yaralamnası üzerine Irak hükümeti Türkiye’yi, Türkiye PKK’yı suçladı. Her halükârda MGK’nın gündemindeki Suriye harekâtı bir yana Türkiye’nin Irak’taki harekâtı sürdürmesi de artık daha zorlaştı. (Foto: Twitter)
Irak’ın Zaho şehri yakınlarındaki bir turistik tesise 20 Temmuz’da yapılan saldırıda şimdiye dek 9 kişinin öldürüldüğü en az 22 kişin yaralandığı. Ülke çapında bir gün yas ilan eden Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi ve Irak Şiilerinin dini lideri Mukteda el-Sadr saldırı kaynağı olarak Türkiye’den açılan top ateşini gösterdi, Irak topraklarındaki askeri operasyonlara derhal son verilmesini istedi. Dışişleri Bakanlığı Türkiye’nin “sivillere yönelik saldırısının olmadığını” söyleyerek suçlamayı reddetti ve saldırının -PKK’yı kastederek- “terör örgütlü kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise Irak hükümetini saldırının sorumlusunu bulmak için iş birliğine çağırdı.
Ölenler arasında 1 yaşında bir bebek de bulunduğunu ve kurbanların Bağdat’taki aşırı sıcaklardan kaçarak ülkenin kuzeyine, Zaho yakınlarındaki Barah piknik alanına gelen 200 kişilik iç turist grubunun üyeleri olduğunu açıklayan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ise Irak hükümetinden daha temkinli. Irak KBY Başbakanı Neçirvan Barzani ne Türkiye’yi ne PKK’yı suçladı ama ölümle sonuçlanan saldırının Türk ordusu ile PKK arasındaki çatışma ortamının sonucu olduğunu söyledi.
Zaho suçlamaları: görüntü var mı?
Öte yandan Mesud Barzani liderliğindeki Irak Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) çizgisinde yayın yapan Rudaw haber kanalı da saldırının Türkiye kaynaklı olduğunu öne sürdü. PKK çizgisindeki Özgür Politika gazetesinin Türkiye’yi suçlaması sürpriz değil.
HDP Zaho olayını 2011’de Uludere’de sınır kaçakçılığı yapan 34 kişinin yanlış istihbarat sonucu PKK saldırı kolu zannedilerek uçak saldırısıyla öldürüldüğü Roboski katliamına benzeterek kınadı ve 2019’dan bu yana Irak topraklarında devam eden “Pençe” serisi askerî harekâtın durdurulmasını istedi.
Irak’taki BM temsilciliği de saldırıyı kınarken herhangi bir tarafa suçlamada bulunmadı, olayın açıklığa kavuşturulmasını istedi. ABD Dışişleri Sözcüsü Ned Price ise Irak’ın kuzeyindeki topçu ateşlerinden haberli olduklarını, sivillere saldırıyı kınadıklarını, Irak’ın toprak bütünlüğünün bozuılmaması gerektiğini, ancak ayrıntılı açıklamanın daha sonra yapılacağını söyledi.
Olay nasıl açıklığa kavuşturulacak? İlk akla gelen yanıt hava görüntüleri. Bölgede sadece Türk İHA’ları yok ki. ABD ve İran dahil İHA’lar fır dönüyor. Ayrıca uydular var bölgeye yukarıdan bakan. Sadece TürkSat gözlem uydusu yok. Onlarca yıldır ABD, Rusya, İsrail, İran, yanı sıra İngiliz, Fransız, Çin uyduları da bölgeye yukarıdan bakıyor.
Çavuşoğlu ortak inceleme istediğine göre, Ankara elindeki görüntülere güveniyor demektir.
Zamanlama manidar: Tahran sonrası, MGK öncesi
Saldırının zamanlaması dikkat çekici.
Bir gün önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Tahran’da İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile resmî amacı Suriye olan Astana görüşmeleri için buluşmuştu. Tahran’da İran dini lideri Ali Hamaney ile de görüşüyor ve iki Cumhurbaşkanı gibi, Hamaney’den de Suriye topraklarında askerî harekât için destek alamadı; tersine Suriye rejimi ile görüşme tavsiyesi aldı. (Bu bakımdan Iraklı Şiilerin dini lideri Sadr’ın pek rastlanmayan bir şekilde Türkiye’yi kınayan siyasi açıklaması da dikkat çekici.)
Erdoğan Türkiye’ye dönerken uçakta acısını ABD’den çıkardı ve Fırat’ın Doğusundan da çekilmesi gerektiğini, PKK’ya desteğin ABD’den geldiğini açıkça söyledi. Terör sorun oldukça Suriye operasyonu gündemde olacaktı ve bugünkü (21 Temmuz) MGK toplantısında görüşülecekti. Gerçi ABD Başkanı Joe Biden 28 Haziran Madrid görüşmelerinde Erdoğan’a “Ege ve Suriye’de istikrarın korunmasının öneminden” bahsettiğini zaten açıklamıştı. Cumhurbaşkanının ilk olarak 23 Mayıs’ta duyurduğu ve 26 Mayıs MGK’sında da konuşulmuştu. Türkiye’nin “terörü kaynağında önleme” stratejisini uygulamak için Erdoğan ABD, Rusya, İran, özellikle de operasyon sahası olan Suriye hükümetinin ne dediğine mi bakacaktı?
Erdoğan’ın uçakta söylediklerinin televizyon ve ajanslarda 20 Temmuz öğleden sonra verilmeye başlamasından bir süre sonra Zaho haberi geldi.
Ortada iki değil, üç ihtimal var
Birincisi, bu işin Ankara’nın söylediği gibi PKK’nın yaptığının kanıtlanması.
İkincisi, Roboski, ya da daha yakınlarda, 13 Şubat 2021’deki 13 askerin katledildiği Gara harekâtındaki gibi Savunma-İçişleri-MİT koordinasyon eksikliği sonucu bu feci, ölümlü saldırının yapılmış olması. Hatırlanacağı gibi o zaman Cumhurbaşkanı Gara’yı “başarısız” bulmuş ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu izahat için CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener’e göndermişti. (Kasıtlı diyemiyorum, çünkü böyle bir dönemde sivil ölümlerle sonuçlanan böyle bir saldırının planlanması ihanet değilse bindiği dalı kesen bir beceriksizliktir.)
Nitekim bu yıl 18 Nisan’da -tam da Türkiye’nin Ukrayna-Rusya kredisi zirvedeyken- başlatılan Pençe-Kilit harekâtının -adeta Gara’ya atfen- tam koordinasyon içinde ve Akar’ın idaresinde yapıldığı duyurulmuştu. Ancak Irak topraklarındaki harekât umulduğu gibi kısa sürede sonuçlanmadı ve her gün yeni şehit haberleri geliyor.
Üçüncü ihtimal bu saldırının velev ki Türkiye topraklarından yapılsa bile, Türk güvenlik güçlerinin işi olmadığıdır. Bu durumda sadece PKK değil, bölgede etkin olan diğer istihbarat servislerini de hesaba katmak gerekir
Zaho her halükârda zora düşürdü
Ancak ister PKK’nın kışkırtma eylemi, ister ağır bir hatayla Türkiye kaynaklı olduğu isterse bir başka ülkenin istihbarat servisinin kışkırtması olsun bu konuda uluslararası hava daha da Türkiye aleyhine dönmüş durumdadır.
Şimdiye dek hükümet Irak’taki PKK-karşıtı operasyonların Irak hükümetiyle terörle mücadele koordiasyonu içinde yapıldığını söylüyordu. Oysa Irak hükümeti şimdi Türkiye’yi BM Güvenlik Konseyine şikâyet edeceğini duyurdu.
Zaho olayı, bırakalım Suriye harekâtını bir yana, Irak topraklarındaki harekâtın sürdürülmesini dahi zorlaştırmıştır.
Bunu söylerken Erdoğan, Irak harekâtının “hedeflerine başarıyla ulaştığını” söyleyip durdurmaz, ya da Suriye harekâtına kalkışmaz demek istemiyorum.
PKK ile sınır ötesinde mücadele, ekonomik kriz konusunda geçim sıkıntısı çeken halka inandırıcılığı giderek azalan vaatler dışında bir şey söyleyemeyen Erdoğan hükümetinin kolay vazgeçebileceği bir konu değil. Bakarsınız yapar. Ama bunun AK Parti hükümeti bakımından siyasi ve ekonomik maliyetleri artıracağını da herhalde etrafındaki “Evet efendimci” ekibe rağmen görüyordur.
Tekrar ediyorum, Zaho olayından sonra Suriye bir yana Irak harekâtını sürdürmek de siyaseten zora düşmüş durumdadır.
No comments:
Post a Comment