Tuesday, September 8, 2020

Feridun Cemal Erkin, genç bir meslek memuru iken Atatürk'ün huzuruna kabul edilişini anlatıyor.

 

Dışişleri Eski Bakanı Feridun Cemal Erkin, genç bir meslek memuru iken Atatürk’ün huzuruna kabul edilişini anlatıyor….

 

İtalya tarafından Etyopya’ya karşı açılmış olan savaş dolayısıyla Milletler Cemiyetince saldırgan devlet aleyhine müeyyideler uygulanması kararlaştırılmıştı. Bu bağlamda, Büyük Britanya Hükumeti söz konusu yaptırımların uygulanması konusunda bazı Akdeniz devletleriyle, bu arada Türkiye ile temasa geçerek, İtalyanların sebep olacakları herhangi bir huzursuzluğa karşı ikili işbirliği anlaşmaları imzalamıştı. Bir süre sonra, İngiltere yaptırımların kaldırılması nedenile Türk – İngiliz karşılıklı garantisini gerektiren şartların sona erdiğini öne sürülerek, İngiliz garantisinin tek taraflı olarak geri çekildiğini Ankara’ya bildiriyor. Bunun üzerine Devlet Başkanı Atatürk şu emri veriyor:

“Müeyyidelerin kaldırılması her türlü tehlikenin sona erdiğine hükmetmek için yeterli bir sebep değildir. İngiltere Hükümetinin bize verdiği garantiyi geri çekmesine rağmen, Türkiye müeyyidelerle ilgili her türlü İtalyan eylem ve saldırısına karşı Büyük Britanya’ya garantisini tek taraflı olarak muhafaza edecektir.”

Dışişleri Bakan Vekili Şükrü Saracoğlu, Feriden Cemal Erkin’den, çizdiği çerçeve içinde İngiltere Büyükelçiliğine Nota yazılmasını istiyor. Gerisini Feridun Cemal bey’den dinliyelim:

“ Nota hem değindiği konu hem de yazılmasını emreden ulu şahsiyet bakımından çok önemli idi. Saracoğlu beni verilen iş ve haklı kuşkularımla başbaşa bırakarak bir teşvik gülümsemesi ile odadan çekildi. (Olay İstanbul’da Dolmabahçe Sarayında geçtiğinden, ilgili dosya Ankara’da.) Şaşkınlığımı yendikten sonra fikirleri toparlayıp planımı yaptım. Evvela notanın müsveddesini hazırladım., bundan sonra makinada temizini yazdım. İki saat sonra Saracoğlu tekrar gelip notayı okudu ve memnun bir tarzda beni Atatürk’ün huzuruna götürdü. Devlet Başkanımız deniz tarafında pencere yanındaki koltukta oturmuş denizi seyrediyordu. Bakana:” Oldu mu Saracoğlu?” hitabıyla kendisine uzatılan vesikayı aldı. O ana kadar büyük lider bana hiç bakmamıştı. Üç büyük sayfa tutan notanın birinci defa incelenmesinden sonra, O, rahmetli Halil Nihad’ın :” Didei şehlayı vatan” mısraı ile tanımladığı eşsiz gök, çelik karışımı gözlerini bana çevirdi.  Bütün benliğimle titredim. Bakışın insanı elektrikleyen kudreti kadar sarfettiğim çabanın iddiasız ürününün uğrayacağı akıbet de beni haklı bir heyecan ürpertisiyle sarsıyordu. Atatürk notayı ikinci defa okumaya başlayınca biraz cürete gelerek kendisini yavaştan tetkike başladım. Başka bir fırsatla dile getirdiğim o günkü izlenimlerimi şu suretle hikaye etmiştim: Bir ışık deryasını andıran gözleriyle bütün görünüşü, kudret ve sevimliliğiyle derhal derin saygı davet ediyordu. Özenle taranmış altın saçlar, geniş alın, nitelikleri meçhul esrarlı madenlerden yoğrulmuş gözlerle aydınlanan sima, karşısındakini bir lahzada etkisi altına alan bakış, dosdoğru çizgi halinde ince dudaklar, iradenin simgesi kudretli çene, uzun parmaklarıyla özenli eller, ahenkli el hareketleri, oturuşunda, yürüyüşünde göz kamaştıran inanılmaz vakar ve ihtişam, eşi olmayan dev varlık!

Onun füsununa dalmıştım ki, birden aynı mehabetli bakışın tekrar bana çevrildiğini gördüm. Bu defa o bakışta tarife sığmaz bir tatlılık, yumuşaklık sezdim.

-Saracoğlu, notayı bu genç çocuk mu yazdı?

- Evet Paşam.Kimdir?

- Hariciye’ye henüz beş-altı yıl evvel girmiş olmasına rağmen, alnının teri ile şimdi derecesinin üstünde Beirut Başkonsolosluğu gibi nazik bir göreve yükselerek başarı ile vazife gören bir genç arkadaşımız.

-Çocuğum ismin nedir?

-Feridun Cemal Erkin, muhterem Reisicumhurum.

-Feridun Cemal, hem tebrik, hem de teşekkür ederim. Benim istediğimi başarılı bir tarzda kaleme almışsınız. Saracoğlu bu çocuğun parlak atisi var, kendisi ile yakından  meşgul olun, elinden tutun.

-Emredersiniz Paşam.

- Notayı evvela Hariciye’ye yollayın, bir defa da onlar görsünler. Sonra İngilizlere verirsiniz…

 

(Devamını bir başka iletide sunacağım.)

Feridun Cemal Erkin Dışişleri’nde 34 yıl –Anılar, Yorumlar –I.Cilt  sayfa :81 -82

Türk Tarih Kurumu Basımevi –Ankara 1980

No comments:

Post a Comment