Wednesday, May 26, 2021

Dünyaca ünlü ekonomist Acemoğlu'ndan korkutan Türkiye tahmini

 Dünyaca ünlü ekonomist Acemoğlu'ndan korkutan Türkiye tahmini

26/05/2021 10:31

“Çok büyük korkum var” diyen dünyaca ünlü ekonomist Prof. Daron Acemoğlu'un Türkiye açıklaması korkuttu. Pandemi sürecinde ve sonrasında yaşananları değerlendiren Acemoğlu, "Türkiye, son 5 sene içinde ekonominin en kritik krizlerini yaşıyor" dedi. İşte ünlü ekonomistin bankalar ile ilgili açıklamasının detayları ve önümüzdeki yıllarda yaşanacaklara yönelik Türkiye tahminleri...

Türkiye’de ekonomik krizin derinleşebileceğini belirten Prof. Dr. Daron Acemoğlu, "özel bankalardan bazıları batmak üzere ve devlet bankalarının şimdi çok büyük bir açık durumu olacak" dedi.

Prof. Dr. Acemoğlu Sedat Peker'in açıklamalarından, pandemi sürecinde ve sonrasında yaşanacaklara, siyasetin gündeminden, Merkez Bankasındaki değişikliklere kadar pek çok konuda görüşlerini ve tahminlerini açıkladı.

İşte T24 ekranında Murat Sabuncu’nun konuğu olan Prof. Dr. Daron Acemoğlu'nun ekonomi gündemini sarsacak açıklamalarından satır başları...

Acemoğlu’nun açıklamaları özetle şöyle:

“GÜNDEMİ BELİRLEMEK MAFYA BABALARINA KALDI"

Türkiye’de medya ve muhalefete yönelik baskılarla, suç örgütü lideri Sedat Peker’in açıklamalarını anımsatması üzerine Acemoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Çok acı verici. Normal medyanın olduğu bir ülkede muhalefetin söyledikleri, bilim adamlarının, bu konuda bilgili olan insanların söyledikleri şeyler gündemi belirler ama Türkiye’de ne yazık ki mafya babalarına kaldı. Bu da tabii ki acı verici bir şey ama buradaki dinamikleri de ben Hindistan’dan çok daha değişik görmüyorum, Filipinler’den çok daha değişik görmüyorum. Türkiye’de olanlar tabii ki Türkiye’ye çok özel, bizim problemlerimiz başka problemlerle aynı değil ama bu otoriter popülist rejimlerin de birbirlerine benzeyen çok yönleri var” dedi.

daron-acemoglu.jpg

"BERAT ALBAYRAK'IN ALTINDA KURULAN KADROLAR DOĞRU YAKLAŞIMI GETİREMEDİ"

Acemoğlu, “Demokrasi eksikliği ve kurumsal yapıdaki zayıflık Türkiye’nin ekonomik performansını ne kadar etkiliyor?” sorusu için şu açıklamayı yaptı:

“Çok etkiliyor. En büyük belirleyici. Türkiye, son 5 sene içinde ekonominin en kritik krizlerini yaşıyor. Bir tek pandemi sonrası değil, pandemiden önce de başlayan büyük krizler vardı. Borçların artması, bilançoların kötüleşmesi, bunlara karşı doğru bir sonuç getirilebildi mi? Hayır. Niye? Bürokrasinin içinde ekonomiyle doğru dürüst uğraşabilecek, iyileştirebilecek insanlar az kaldı. Özellikle Berat Albayrak altında kurulan kadrolar, yapılması gereken şeylere doğru yaklaşımı getiremediler. Demokrasinin diktatörlüklere göre, otoriter sistemlere göre birçok avantajları var. Ama en büyük avantajlardan bir tanesi de en büyük hataları, yeteneği, yeterliliği olmayan kadroları başta tutma eğilimleri çok daha zayıf. Özellikle Türkiye’de başkanlık seçimine gidip de tüm güç Saray’da toplanınca bunun ekonomi politikası üzerinde de büyük bir etkisi oldu.”

PROF. DR. DARON ACEMOĞLU SÖYLEŞİSİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

daron-acemoglu1.jpg

"BAŞA ÇIKAMAZSA ÇOK DERİN KRİZE NEDEN OLUR"

Amerika’da enflasyonun yükselmesinin kalıcı hale gelmesi durumunda Türkiye’nin de aralarında bulunduğu, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinin krize girme riskini değerlendiren Acemoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Çok büyük problemler var. Bunlarla başa çıkılmadığı zaman derin bir krize yol açar. Ve bunlarla başa çıkabilmek için de yine devlet kapasitesine, doğru politikalara, doğru ekonomi bilgisini uygulayan yönetimlere ihtiyacımız var” ifadesini kullandı.

"BANKALARIN DURUMU GÖRÜNENDEN ÇOK DAHA KÖTÜ

Özel sektörün finansal yapısından, kur riskine, bankaların sorunlu alacaklarından, faizlere çoklu kriz riskini değerlendiren Acemoğlu, şunları söyledi:

“Problemin çok boyutu var çünkü şirketlerin bilançoları çok kötü. Şirketlerin bilançoları çok kötü olunca buna borç veren bankaların bilançolarına yansıyor. Ve bu bankaların birçok bulunduğu yatırım aslında kâğıtta yazan değerinde değil. Böylece bankaların durumu da göründüğü kadar iyi değil hatta zaten iyi görünmüyor da, göründüğünden de kötü. Ve bunun da iki boyutu var tabii. Birincisi özel bankalar, 2016’dan beri borç vermemeye çalışıyorlar. Sürekli verdikleri krediyi azaltmaya çalışıyorlar. Azaltamamalarının nedeni, birincisi; bazı zorunlulukları var, ikincisi; Merkez Bankası ve devlet baskısı var üstlerinde. Ama bu baskı yetmiyor, 2016’dan beri devlet bankalarının payı artıyor kredide. Ve bu yeni verilen kredilerin çoğu aslında geri alınması çok çok zor hatta imkânsız olan krediler. Böyle olunca şimdi üçüncü bir boyut şirketlerin bilançoları, özel bankalardan bazıları batmak üzere ve devlet bankalarının şimdi çok büyük bir açık durumu olacak. Ve bu tabii ki bu da devlete, devlet bütçesine."

daron-acemoglu2.jpg

“ELİNDEKİ KAYNAKLARI DOĞRU KULLANMIYOR"

Acemoğlu, “Türkiye’de yoksullukla beraber büyüyen genç işsizliğinin seçimlerde siyaseti değiştirecek bir yöne gitme olasılığını” değerlendiren şu yorumu yaptı:

“Türkiye’de her zaman eşitsizlik, yolsuzluk, işsizlik sorunu olmuştur. 2000’li senelerde aslında burada önemli adımlar atıldı. Daha çok iş açıldı, eşitsizlik azaldı, birçok yeni olanaklar açıldı gençlere. Ve bu gayet normal olarak umutlarımızı da artırdı. Umutları daha yüksek bir gençlik yarattı Türkiye. Son 12-13 senedir bu umutları kırmaya başladık çünkü onlara yanıt veremiyoruz. Ve özellikle son 5 sene içinde işsizlik, eşitsizlik bunlar çok yüksek düzeylere vardılar. Burada çok daha derin bir şekilde düşünmemiz lazım. Türk ekonomisi niye yeterince randımanlı bir şekilde büyüyemiyor? Türkiye’nin problemi üretkenlik. Hiçbir zaman elindeki kaynakları yeterince üretken bir şekilde kullanamıyor. 2000’li yılların başında, 2000 ila 2006 senesi arasında buna bir istisna var. O süreç içinde toplam faktör verimliliği çok hızlı bir şekilde artmaya başlıyor ama ondan beri bakarsanız negatif. Yani hiçbir şekilde elimizdeki kaynakları doğru kullanamıyoruz. Eğer elimizdeki kaynakları doğru kullanmaya başlarsak, çok daha iyi işler, çok daha fazla ücretler, çok daha fazla büyüme randımanı bulmamız mümkün. Elimizde büyük kaynaklar var aslında ama doğru kullanamıyoruz.”

daron-acemoglu3.jpg

“ÇOK BÜYÜK BİR KORKUM VAR"

“Türkiye’nin ekonomisinde önümüzdeki bir-iki senede nasıl bir tablo bekliyorsunuz? Krizin daha da derinleşmesi olasılığı var mı?” sorusu üzerine Acemoğlu:

“Tabii öyle çok büyük bir korkum var. Bu gerçekten olanağı yüksek olan bir şey. Biz şu anda, son 5 sene içindeki problemlerin gerçek boyutunu görmüş değiliz. 5 senedir bilançosunda çok büyük problemi olan AVM dükkanları, inşaat şirketleri hala ayaktalar. Ne kadar daha ayakta kalabilecekler? Bunların bankalar üzerine etkileri neler olacak? Rezervlerimiz bu kadar azalmışken, daha ne kadar kuru, faiz politikasını bu şekilde tutabileceğiz? Bu boyutların çok daha negatife gitme olasılığı yüksek. Bu problemler bir tek Türkiye’de olan problemler değil, başka taraflarda da olan problemler var ama nerede bu problemleri görüyorsanız altlarında da ekonomiyi doğru yönetmeme kararlarının rolünü görüyorsunuz” dedi.

“BAŞKANDAN GELEN EMİRLE PARA POLİTİKASI OLMAZ”

Acemoğlu, “Türkiye’nin önündeki riskler ve fırsatlar, ekonomide atılması gereken ilk birkaç adım nasıl olmalı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Ekonomide en önemlisi devletin halka güven vermesi lazım. Doğru kadroların yapılanması ve otonomisi olan kadroların olması lazım. Dünyanın her bir tarafında kabul edilen bir şey ki Merkez Bankası'nın bir özerkliği olması lazım. Başbakandan ya da başkandan emirle para politikası olmaz. Böyle olmayı düşündüğünüz zaman yabancı sermaye gelmez. Yabancı sermaye gelecekse çok daha fazla yüksek faiz ister, güven olmaz. Yukarıdan gelen güven bir adım. Aşağıdan bilançolar. Japonya’da bunu gördük 1990’larda. Eğer şirketlerin ve bankalarının bilançolarının çok kötü olduğu bir duruma gelip de onları hala ayakta tutmaya çalışıyorsak, burada da zombiler yaratıyoruz demektir. Ve bu zombiler daha sonra yatırımı geri bırakıyorlar, büyümeyi geride bırakıyorlar, teknolojiyi geride bırakıyorlar. Türkiye’de böyle bir duruma geldik. Bunun temizlenmesi lazım. Ama bunu yapabilmek için hem dışarıdan sermaye gelmesi lazım. Dışarıdan sermaye gelir mi Türkiye’de böyle bir güvensizlik durumunda? Hem de doğru politikaların uygulanması lazım. Yapısal bir şekilde, kurumsal bir şekilde bir yaklaşım getirmediğimiz sürece bu problemler devam edecek. Ve geleceğimize çok büyük negatif etkileri olacak.”

Güncelleme: 

26/05/2021 10:40


No comments:

Post a Comment