Monday, May 24, 2021

Türkiye - İngiltere Ortaklığının Sınırları

 Türkiye-İngiltere ortaklığının sınırları

Selin Nasi

Ankara Politikalar Merkezi Londra Temsilcisi

YAYIN TARİHİ 24 MAYIS 2021  

“Aralık 2020 itibariyle, sancılı bir süreç sonunda AB’den çıkmasının orta/uzun vadeli siyasi ve ekonomik sonuçları, İngiltere’nin küresel konumunu belirsiz kılmakta.” 

Türkiye ile İngiltere arasında son yıllarda giderek derinleşen işbirliği, Ankara’nın gerek Amerika Birleşik Devletleri gerekse Avrupa Birliği ile ilişkilerinin sorunlu seyrettiği dönemde oldukça dikkat çekiyor. Hatta Ankara-Londra arasındaki yakınlaşmayı yeni bir stratejik ortaklık şeklinde yorumlayanlar da var.[i] Dolayısıyla, Nisan sonu Cenevre’de düzenlenen Kıbrıs görüşmeleri öncesinde İngiltere’nin Ankara’nın iki devletli çözüm önerisini destekleyebileceğine ilişkin basında çıkan haberler, belki biraz da bu sebeple beklentilerin yükselmesine sebep oldu.

Nato’nun savunma bütçesine ikinci en çok katkı sağlayan ülke olan İngiltere, diplomatik temsil ağı bakımından dünya çapında ilk dört, inovasyon yatırımı sıralamasında ise ilk beş ülke arasında.[ii] Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyeliğinin yanı sıra pek çok uluslararası kuruluşun üyesi. Bununla birlikte, Aralık 2020 itibariyle, sancılı bir süreç sonunda AB’den çıkmasının (Brexit) orta/uzun vadeli siyasi ve ekonomik sonuçları, İngiltere’nin küresel konumunu belirsiz kılmakta.

Türkiye, jeopolitik konumu, askeri gücü ve yatırım imkanlarıyla İngiltere açısından cazip bir ortak. Birçok batılı ülkenin aksine, İngiltere’nin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, net bir şekilde seçilmiş iktidarın yanında yer almasının, ikili ilişkilerde güveni pekiştirdiği söylenebilir. Brexit sonrası İngiltere’nin “Küresel Britanya,” iddiasıyla, AB’nin kurumsal kısıtlamalarından bağımsızlaşarak, daha esnek ve dinamik bir dış politika çizgisine yöneliyor oluşu, Türkiye açısından İngiltere ile ikili ilişkileri geliştirmek için fırsat olarak görülmekte.[iii]

Ancak yakından bakıldığında, iki ülke arasındaki işbirliği potansiyeline karşılık, belli konu başlıklarında süreç sanki Ankara’nın beklentilerini tam olarak karşılayacak şekilde ilerlemiyor.

Kapsamlı Ticaret Anlaşması’nda süreç ağır mı işliyor?

İki ülke arasındaki ticaret ilişkilerinden başlayalım. Dünyanın beşinci büyük ekonomisi kabul edilen İngiltere, Türkiye’nin ticaret fazlası verdiği sayılı ülkelerden. Almanya’dan sonra en büyük ikinci ihracat pazarı. İngiltere, geçtiğimiz yıl sonu AB ile imzaladığı Serbest Ticaret Anlaşması’yla neredeyse eş zamanlı Türkiye ile de bir ticaret anlaşması imzaladı. Böylelikle, iki ülke arasında AB gümrük birliği koşullarının devamlılığı sağlanmış oldu.[iv]

Ancak anlaşma gerek Türk gerekse İngiliz kamuoyunda çeşitli tepkiler aldı. Boris Johnson hükümetinin, Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları konusunda gerileyen karnesini göz ardı ederek, sırf Brexit ile ticarette pazar payının azalması endişesiyle bu anlaşmayı imzaladığı öne sürüldü. Hükümet, uluslararası hukuku ve demokratik değerleri hiçe saymakla eleştirildi. [v]Türkiye’deki iş çevreleri gelişmeleri olumlu karşılamakla birlikte, ticaret anlaşmasının kapsamının tarım ürünleri, finans hizmetleri ve dijital ticaret gibi alanları da içine alacak şekilde genişletilmesinden yana tavır aldılar.[vi] Halihazırda imzalanan anlaşma, iki sene içerisinde tarafların yeni ve kapsamlı bir ticaret anlaşması müzakere etmesini öngörüyordu. Fakat yılı yarılamış olmamıza ve komitelerin düzenli toplantılarına rağmen, ortaya henüz bir taslak çıkmış değil. Pandemi koşullarının öncelikleri değiştirmeksi ve bürokratik yavaşlıkla açıklanabilecek bu sarkma, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Dominic Chilcott’nun bir mülakatında “Daha geniş kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması  için müzakerelere başlandığında, çevreyle ilgili hassasiyetler ve insan haklarına ilişkin meselelerin ele alınacağına” dair yorumlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, başka çekincelerin devreye girebileceğini düşündürüyor.[vii]

Ortak üretim konusunda çekinceler

Türkiye-İngiltere savunma işbirliği, son yıllarda gelişme gösteren alanlardan biri. Türkiye, İngiltere’nin Uluslararası Ticaret Kurumu’nun silah ihracatı açısından “öncelikli pazarlar” listesinde.[viii] 2013’ten bu yana İngiltere’den ülkemize 2.3 milyar sterlin tutarında silah ve mühimmat satışı yapılmış.[ix] 

İki ülke, ayrıca, 2017 yılında Türk Havacılık ve Uzay Sanayi’nin (TAI) F-16 savaş uçaklarının yerini alması hedefiyle geliştirdiği TF-X jetlerinin motorlarının ortak üretimi için 100 milyon sterlin değerinde bir anlaşma imzaladılar. Proje kapsamında, İngiliz Rolls Royce şirketi ile Kale grubu bir ortaklık kurdu. Ancak 2019 yılı itibariyle süreç, Türk tarafının projeye Türk-Katar ortaklığındaki BMC’ye ait TR Motor’u dahil etme yönündeki kararı ve Rolls Royce şirketinin fikri mülkiyetin üçüncü devletlerle paylaşılmasından duyduğu endişe sebebiyle durakladı.[x]Bu da yerli savaş uçağı üretiminde sarkmaya neden oldu. Proje hala belirsizliğini koruyor.[xi]

İngiltere turizm konusunda ihtiyatlı

Turizm de Türkiye-İngiltere ilişkilerinde önemli bir yer tutmakta. Güneşe hasret İngilizler için Türkiye en gözde tatil destinasyonlarından biri. Pandemi öncesi 2019’da 2.5 milyondan fazla turist Türkiye’yi ziyaret etti.[xii] Sadece doğa güzelliği ve tesislerin kalitesi bakımından değil, Sterlin değerinin 10 TLye ulaşması (geçmesi) sebebiyle aynı zamanda hesaplı tatil imkanı sunuyor, Türkiye. Buna rağmen, Türkiye’de Covid19 vaka sayılarındaki artış ve vaka sayıları daha yüksek ülkelerden transit yolcuların İngiltere’ye uçuşlarına müsaade edilmesi nedeniyle, 12 Mayıs’ta Türkiye, İngiltere’nin seyahat dönüşü 10 gün otel karantinası uyguladığı “Kırmızı liste”sine alındı.[xiii] Hızlı ve etkin aşılama kampanyası sayesinde ölümleri tek haneye indirmeyi başaran ve uzun bir kapanma dönemi ardından yeniden normal hayata dönmeye çalışan İngiltere, seyahat kısıtlamalarını kaldırırken tedbiri elden bırakmıyor. Şayet, Türkiye’de salgın bir nebze kontrole alınabilirse, İngiltere’nin  seyahat düzenlemelerini gözden geçirip, Türkiye’yi daha esnek tedbirler öngören “sarı liste”ye dahil etmesi en iyi ihtimal olarak değerlendiriliyor.

Kıbrıs: Yapıcı muğlaklık mı?

Son olarak Kıbrıs konusuna değinelim. Aslında spekülasyonların çıkış noktası, 24 Nisan tarihli Daily Express gazetesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın mülakatı arasında yer alan “Başbakanlık koridorlarında İngiliz bakanların KKTC’nin bağımsızlığını tanımayı düşündükleri”ne ilişkin gazete yorumu.[xiv] Bu haber İngiltere’nin Türk tezini destekleyebileceği şeklinde hızla yayılırken, İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab’ın Cenevre görüşmeleri öncesi Kıbrıs sorununun çözümü için taraflardan “yaratıcı ve esnek” olmalarını bekledikleri yönündeki beyanatları, mevcut durumda yeni söz söyleyen yegane tarafın Türkiye olması sebebiyle beklentileri haliyle yükseltti.[xv] Ancak, kaynaklarca teyit edilen, İngiliz yetkililerin Kıbrıs konusunda pozisyon değiştirmediklerini açıkça ifade ettikleri yönünde. Nitekim, Cenevre’de de bu tutumlarını korudular. Dolayısıyla, İngilizlerin “yapıcı muğlaklık” izleyerek bir nevi zemin testi yapmış olmaları ve/veya Ankara’nın duymak istediği mesajın peşinden gitmiş olması imkan dahilinde.

Tüm bu gelişmeler alt alta konulduğunda, İngiltere’nin Türkiye ile işbirliğine oldukça pragmatik ve çıkar-temelli yaklaştığını gösteriyor. Türkiye’nin de İngiltere ile ortaklığı gerçekçi bir zemine oturtması, ikili ilişkilerin ilerleyen dönemde daha sağlıklı ilerlemesine katkıda bulunacaktır.

--------------------------------------------------------------------------------------

[i] https://www.aa.com.tr/tr/analiz/ingiltere-turkiye-yi-neden-brexit-sonrasi-donemin-onemli-bir-muttefiki-olarak-goruyor/2109434

https://www.amerikaninsesi.com/a/turkiye-ingiltere-nin-yeni-ortagi-olacak-mi-/4681707.html

[ii] https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/975077/Global_Britain_in_a_Competitive_Age-_the_Integrated_Review_of_Security__Defence__Development_and_Foreign_Policy.pd

No comments:

Post a Comment