Thursday, July 7, 2016

Lozan Antlaşması'nın gizli maddeleri safsatası

LOZAN'IN GIZLI MADDELERI SAFSATASINA BIR BAKIS VE UZMANLARDAN YORUMLAR / PROF. DR. AZMI GURAN (No subject)
E
Turkish Forum - Dunya Turkleri Birligi
|
Wed 11:16 PM
eturkiyeyizbiz@googlegroups.com;
ATATURK VE LAIK TURKIYE DUSMANLARI GENE SAFSATALARINI HALKA YUTTURMAK ICIN SIKI CALISMALARA BASLADI
Yandas yazarlar beslendi.. ve beslenmekde..
 
SOZUM ONA LOZAN BITECEKMIS .. ISTANBUL AYRI EYALET OLACAKMIS.. TURKIYE PARCALANACAKMIS.. BUNLARIN HEPSI
1924 YILINDA OLACAKMIS ..MIS .. MIS ..
 
TURKIYEMIZIN YETISTIRDIGI VE KENDINE DUNYA LIDERI SIFATINI YAKISTIRAN VE BUYUK (GENISLETILMIS) ORTADOGU PROJESININ
ES BASKANI olan zati muhterem  .. BU KONUDA ISTANBULUDAN BIR BIZANS YAPMA PROJELERINI HAYATA GECIRMEYE CABALAMAYA
BASLADI BILE..  AMMA COZUM SURECI YANI TURKIYEYI BOLME  PROJESI PEK TUTACAGA BENZEMIYOR  …
 
ASAGIDAKI IBRETLIK YAZIYI DERLEYEN SAYIN, Isvicreden  PROF. Dr. Azmi Guran beye tesekkur ederiz.
 
Sayin Baskanimiz Dr. Kayaalp Buyukataman ve Sayin Ulusalci ve Aktif  Yurtseverimiz Lale Gurman hanima sondaki yorumlari icin Tesekkur ederiz
 
Turkish Forum – Dunya Turkleri Birligi
 
From: azmi güran [mailto:agee@hispeed.ch]
Sent: Wednesday, July 06, 2016 10:15 PM
To: Dr. Kayaalp Buyukataman; Tolga YARMAN; KARAMAN Suay; Aydogan KEKEVI; Orhan CEKIC; Orhan CEKIC; Sili ÖZERDIM; lale.gurman@gmail.com
Subject: 24 temmuz 1923 - July 24, 1923 - 24. Juillet 1923 - 24. Juli 1923 -
 
 
Muhterem Lale, Sili  hanimlar ve
Muhterem Kayaalp, Tolga, Suay, Aydogan, Orhan beyler
 
Murat Bardakci’nin yazisinin esas kismini cikarttim ve gonderdigim kimseler arasinda, meshur dostumuz Gunes beyefendi hazretlerinin tepkisini gormek icin uydurma kismini biraktim. Fakat simdiye kadar kendisinden cevap gelmedi.
Beni hepinizin  mazur goreceginizi umit ediyorum. 
 
Ben her sene Lausanne, Cumhuriyet gibi milli bayramlarda tanidigim arkadas ve dostlarima asagida 24 temmuz gunu icin yazdigim yazimi yollamak adetimdir. Bu sene 1915 hadiselerinide ilave ettim. Iki hafta once kendisini TV de gordukten sonra  Prof. Turkkaya Ataov ile telefonlastim, bana Lausanne’in bu zaviyeden ehemmiyetini ve soykirimin neden yanliz Avrupa kit’asi uzerinde bulunan devletlerin parlamentolari tarafindan «soykirim» olarak kabul edilmesinin sebeplerini anlatti.
 
Bu ara bir mujde vereyim:
Amsterdam’da yapilan Avrupa atletizm sampiyonasinin ilk gunu olan bugunde 10'000 m bayanlarda Yasemin Can adli Afrikali Turk kadin birinci geldi ve 29 dakikada, ayni tempo ile, basladigi gibi bitirdi.
 
Bayramin geri kalan gunlerini guzel gecirmenizi dilerim.
 
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
 
İşte, Lozan'ın gizli maddeleri
25 Temmuz 2012 Çarşamba, 09:20:52 Güncelleme:13:37:55
Murat Bardakçı
DÜN, Lozan Anlaşması'nın imzalanmasının 89. yıldönümüydü.
Bu yıldönümü vesilesi ile size bu anlaşmanın gizli tutulan, dolayısı ile bilinmeyen bir başka özelliğinden bahsedeyim...
Lozan'ın, üzerinde "çok gizli" yazan 21 maddelik bir ek protokolü vardır ve 24 Nisan 1923 günü imzalanmış olan anlaşmanın asıl maddeleri, işte bu bölümdedir! Herkesin bildiği yayınlanmış maddelerin hükmünün sadece yüz seneliğine, yani geçici olduğu ifade edilir, son maddede de anlaşmanın asıl hükümlerinin, imzalanmasının 100. yıldönümünde, yani 24 Nisan 2023'te yürürlüğe gireceği vurgulanır.
Bendeniz, anlaşmaya taraf olan bir Avrupa ülkesinin devlet kasasında muhafaza edilen bu gizli protokolü yani Lozan'ın bilinmeyen maddelerini bundan senelerce önce çok güçlü bir dostumun vasıtası ile okuyup notlar alma bahtiyarlığına erişmiş nâdir kişilerden biriyim. Ama, yıllardır muhafaza ettiğim bu tarihî sır zamanla bana son derece ağır gelmeye başladı, taşıyamaz oldum ve bir başlangıç olarak, bazı maddeleri sizlerle paylaşmaya karar verdim... Bu kararı almamın ardında hem tarihe ve gerçeklere hizmet arzusu, hem de bir gazeteci sıfatıyla Lozan'ın aslını yayınlama önceliğine sahip bulunma hissi vardı...

BUYURUN, OKUYUN!
İşte, Lozan Anlaşması'nın gizli maddelerinden bazıları:
MADDE 2: Türkiye, Boğazlar üzerindeki hâkimiyetinden 24 Nisan 2023'ü 25 Nisan 2023'e bağlayan geceyarısı tamamen vazgeçecek ve bölge, anlaşmada imzası bulunan diğer devletlerin hâkimiyeti altına girecektir.
MADDE 7: Türkiye 24 Nisan 2023 tarihi itibariyle bütün yeraltı servetlerini ve doğal kaynaklarını kullanma hakkından feragat edecek, bu hak anlaşmada imza sahibi olan diğer memleketlerin olacaktır. İşbu maddeye ormanlar, madenler ve bütün enerji kaynakları da istisnasız dahildir.
MADDE 9: Türkiye, Fener Patrikhanesi'nin ekümenik olduğunu kabul edecektir. Patrikhane 24 Nisan 2023'ten itibaren milletlerarası hükmî şahsiyete sahip olacak, Aya Yorgi Kilisesi merkez kabul edilerek 25 kilometre çapında ve Ayasofya'yı da içine alacak olan arazi bedelsiz olarak Patrikhane'ye devrolunacak ve burada daha sonra kurulacak olan Vatikan benzeri yeni devlet, geçmişin Bizans'ının hatırasını ihyâ edecektir.
MADDE 10: Ayasofya yeniden kilise hâline getirilecek ve Yeni Bizans Devleti'ne ait olacaktır.
MADDE 13: Hristiyan dünyasının organize edeceği her türlü misyonerlik faaliyeti serbest bırakılacak, Türkiye din değiştirmek isteyen vatandaşlarına her türlü desteği verecektir.
MADDE 17: Bu anlaşmanın imzalanmasından önce yürürlükte bulunan ama Türkler'in 1919 ile 1922 seneleri arasında sürdürdükleri silâhlı başkaldırı yüzünden uygulama imkânı kalmayan Sevr Anlaşması'nın bazı maddeleri de yine 24 Nisan 2023'ten başlamak üzere hayata geçirilecek, öncelik Ermenistan, Lâzistan ve Kürdistan projelerine verilecektir.
MADDE 21: İşbu anlaşma 24 Temmuz 1923 günü Lozan Palas Oteli'nin kömürlüğünde Türkiye Hariciye Vekili İsmet ile İstanbul'daki İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace George Montagu Rumbold tarafından gizli olarak imzalanmıştır.


YOKSA İNANDINIZ MI?
Lozan'ın nasıl kan ve gözyaşı ile dolu senelerin ardından ve hangi şartlar altında imzalandığını düşünmeyi bir türlü akıl edemeyip yıllardan buyana "Lozan'ı zafer falan zannetmeyin, apaçık bir yenilgidir", "Bağımsızlık belgesi falan değil, Türkiye'yi ele geçirme planıdır", "İmzalanmasının üzerinden hele bir asır geçsin, bilmemnemizi işte o zaman göreceğiz" diye geveleyenler var ya...
Aslı astarı olmayan hayâlî bir gizli protokolün maddeleri imişçesine yukarıda yazdığım maddeleri bu zavallıların verdiği ilhamla uydurdum...
Ama uydurduklarım da birşey mi? Bunlar "Lozan zafer değil, hezimettir" diye geveleyenlerin daldıkları ruyada saçmaladıklarının ve etraflarını sarmış birkaç zavallıyı da ikna ettikleri palavralarının yanında zemzemle yıkanmış gibi kalır---------------------------------------------------------------------------
 
---------------------------------------------------------------------------------------------
 
 
24 temmuz günü yaklasirken:
 
24 TEMMUZ 1923. LOZAN (LAUSANNE) ANTLAŞMASININ 93. YILI
 
1905 ten 1922 ye kadar  dört cephede cok defalar haksizca saldiriya ugrayan Turk milletinin ölüm-kalim savasi diye bilinen  Istiklal harbi, temelinde vatan savunmasiyla, Canakkale’de baslamistir. Vatan savunmasinin ne demek oldugunu ancak vatanini savunan bilir. Birinci dünya harbi, esasinda sömürgeci bazi Avrupa devletlerinin hakim olduklari Asya ve Afrika kit’asi uzerinde hakimiyetlerine,  son kalan Osmanli devletini aralarinda paylasmalarindan ibaretti. Bilindigi gibi Türk milleti Sevres antlasmasiyla sona eren vatanin bölünmesine Atatürk’un önderliginde asla izin vermedi ve akla hayale gelen, zamanin en agir kosullari altinda düsman isgalinde bulunan  vatan topraklarini kaniyla geri aldi. Bu kanli mücadelenin dünya devletlerine  hakkimizin tanitilmasi icin Isvicre’nin Lozan kentinde baris masasinda tanitilmasi gerekiyordu. Lozan antlasmasinin gidisatini Ankara’dan büyük itina ve direktifleriyle idare eden Atatürk’un emirlerini yerine getiren, masa basinda karsi hücumlara kaya gibi sarsilmadan direnc gösteren ve konferansin acilisinda Türkiye topraklari üzerinde baska hic bir devletin kurulmasina  taviz verilmeyecegini hatirlatan Ismet Inönü’yü asla unutmamak gerekir.
 
22 kasim 1922 baslayan konferans taraftarlarin anlasamadiklarindan dolayi 4 subat 1923 te inkitaya ugramis ve Ingiltere basbakani Lord George Curzon fazla tahammul edemeyerek istifa etmek zorunda kalmistir.
Yeniden bir catisma ihtimalinden kacmak zorunda kalanlar Turk heyetini 23 nisan 1923 te Ingiltere hükümeti temsilcisi Horace Rumbold’un daveti uzerine tekrar masaya davet etmisler ve Lozan konferansi neticede 24 temmuz 1923 te Turk milletinin zaferi ile sona ermistir.  
 
Konferansta kendileri deri koltuklara oturup Turk delegelerine oturmalari icin tabure sunarak rüsvetle kandiracaklarini sananlar karsilarinda Türk milletini temsil eden bambaska vatanperver insanlarla karsilasmislar, Türk delegeleri gibi, kendileride sandalyalara oturmak mecburiyetinde kalarak, baslayan cetin cekismelerin neticesinde, Avrupa’nin 2000 yillik tarihi boyunca, Bati ilk defa Dogu’nun karsisinda basini egmis ve sömürücü Avrupa siyasetinin yayilmasi Asyanin kapisinda durdurulmustur. Lozan’da kiliseler tarihin dönüm noktasini 25 temmuz 1923 günü bütün gün can calarak bildirdiler. (Tribune de Lausanne, Tribune de Geneve 25 Juillet 1923).
 
Bilindigi gibi son yillarda AIHM tarafindan hükümsüz sayilan sözde soykirim’in yanliz Avrupa devletleri parlamentolari tarafindan taninmasi, yanliz ve yanliz, 24 temmuz 1923 tarihinde Lausanne’da Bati’nin Dogu’nun karsisinda basini egmesindan ileri gelir. Burada kasdedilen «Bati» kelimesi Avrupa kit’asi üzerinde bulunan sömürgeci devletler icin kullanilmistir, zira soykirim hic bir Asya, Afrika, Amerika ve Avusturalya kit’asi üzerinde bulunan devletlerin parlamentolarinda tartismaya alinmamistir bile.
 
Lozan Barış Antlaşması hakkındaki değerlendirmelere bakıldığında, üzerinde durulan ve vurgu yapılan en önemli konunun “Türkiye’nin bağımsızlığı” olduğu görülmektedir. Türkiye’nin Lozan Konferansı’nın daha başından itibaren üzerinde durduğu en önemli meselenin “ekonomik ve siyasî bağımsızlık” olması nedeniyle,
 
bu konu hakkında pek çok açıklama, yorum ve değerlendirme yapılmıştır. Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasıyla Türkiye ve Türkler için savaş ortamının ortadan kalktığı,
 
barış dönemine girildiği ifade edilerek, her yönden bağımsız, tek bir millete dayalı yeni bir Türk Devleti’nin ortaya çıktığı,
 
bu devletin vatandaşları arasında, cemaat hakları hariç, birey hakları açısından her hangi bir farkın ve müslüman olan bütün vatandaşların azınlık
 
statüsünde olmayacağı dile getirilmiştir. Bundan sonra yapılacak olan işin, devlet ve toplum hayatı için çok önemli olan siyasal, sosyal, kültürel ve
 
ekonomik devrimlerin bir plan dahilinde, zaman geçirilmeden yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Bir anlamda devleti yönetecek olanlara hedef tespitinde
 
yardımcı olunmuş, destek verilmiştir.
 
The Treaty of Lausanne was a surprising contrast to the Treaty of Sevres. The Great Powers who had been so ready to dictate terms, not only of peace but of national destruction, to the Turks now found themselves obliged to bow their heads.
Winston CHURCHILL (1874-1965). Prime Minister of the United Kingdom 1940-1945; 1951-1955.  Vol. The Aftermath of the 6 volumes The World Crisis. 1928 (p. 437)
 
Schoolboys in Europe are at present taught in their lessons on contemporary history, that one of the victories of the Entente at the end of 1918 was the victory over Turkey.
Now, the truth is, that if the victor is the country that gains everything in the treaty of piece at Lausanne, and the defeated are those who lose all the privileges they enjoyed
in that country before the war, there is no doubt that it is Turkey which had won the war against us.
Count Carlo SFORZA (1872-1952), Italian Foreign Minister (1920-1921). Makers of Modern Europe. 1930 (p. 346)
 
Dank Gasi Mustafa Kemal wurde der Lausanner Konferenz am 24.7.1923 der Freibrief der neuen Turkei. Die Glocken der christlichen Kathedrale läuteten den Wendepunkt in der Geschichte ein. Zum ersten Mal hat das neuere Europa Asien gegenuber eine Niederlage erlitten. Der Ausdehnungsdrang des Westens nach dem Osten hin war an der Schwelle des asiatischen Kontinents zum Stillstand gekommen.
Dagobert von MIKUSCH. Deutscher Historiker. Gasi Mustafa Kemal. 1929, (s. 304)
 
The Conference of Lausanne, which met from Nov. ’22 to July ‘24 was one of the most important diplomatic gatherings after the     WW I. It marked the definite triumph of Turkish nationalism under Mustafa Kemal, the disastrous defeat of Greece and Hellenic dreams in Asia Minor, and dignified a victory of French over British policy in the region of the Near East. ................. The long struggle of the Turks for national independence was one of the great epics of recent world history. That independence won on the battlefields of Asia Minor was to be completed by no less notable victories in diplomacy at Lausanne.
Harry N HOWARD (1902-1987). Adviser to the Department of State 1947-1956. The Partition of Turkey. A Diplomatic History 1913-1923. 1966. (Chapter IX. p. 277)
 
The latest promoted and youngest general of WW I. Admirable military leader and revolutionar. His reversal of the Treaty of Sevres after the WW I is a remarkable diplomacy.
Austin BAY retired US Army high ranking officer. In his recent book Ataturk: Lessons in Leadership from the Greatest General. 2011.
 
After eight months of bargaining at Lausanne, the Allies have given away each and everything they have won by centuries and by the Great War. Indeed, the Lausanne conference, no doubt, in every aspect, has been, a complete failure.
James STUART. The Failure of the Lausanne Conference. Fortnightly Review. vol. CXIV. July-Dec. 1923 (pp. 574-581)
 
The Treaty of Lausanne. which gave to Turkey the whole of the conditions claimed by the National Pact, coupled with the Allied evacuation of Constantinople, made Mustafa Kemal the creator of modern Turkey and the winner not merely of a military victory over the Greeks, but a far-reaching diplomatic success againgst the Western Powers.
H. Charles WOODS. Ghazi Mustafa Kemal Pasha. His Career. Power and Achievements. Forthnightly Reviw. Vol. CXXII. July-Dec 1927 (pp. 637-642)
 
The Peace Treaty of Lausanne is the decisive stage in the history of the Eastern Question and the start of the new glorious period of the Turkish nation on the national soil in both Europe and Asia.
Bernard LEWIS. (1916- ) Worldwide famous Prof. in history at Princeton University. Turkey Today. 1940. p. 30 
 
Lozan anlasmasi kendilerini tarihci tanitan bazi kimseler tarafindan kiraci-ev sahibi kontrati gibi gosterilerek “Lozan, hizmet mi, hezimet mi?” diye yazdiklari kitaplarinda, bunlar yetmiyormus gibi, anlasmanin gizli kalan taraflarinda, 2023 te sona erecegini  igrenc, cirkin, yalan uydurmalarla ifade etmekten cekinmemisler,  cikan yazilarla anlasmanin kiymetini düsürmege, asagilastirilmaya calismislardir.
 
Halbuki  Lozan anlasmasi Kanuni Sultan Suleyman zamanindan itibaren, kapitülasyon olarak vasiflandirilan yabancilara verilen mali, idari, hukuki, Turk milletinin elini kolunu baglayan her türlü haklarin geri alinip Türk milletinin hürriyetine kavusmasi on görülmüs ve tam manasiyla basariyla neticelenmis ve hic bir gizli kapakli olmayan, herkezin okuyacagi ve anlayacagi lisanla yazilmis acik anlasmadir.
 
Lausanne anlasmasi 20nci yüzyilin hayatta kalan ve gecerligini muhafaza eden tek anlasmadir ve hic bir devletten destek görmeden Türk milletinin kendi emegi ile 29 ekim 1923 te kurdugu Cumhuriyetin siyasi temelidir. Birinci dünya harbinden sonra, galip
devletler tarafindan 20nci yüzyilda kurulan  devletler (Finlandiya, uc Baltik devletleri, Polonya, Cekoslovakya,  Avusturya, Macaristan, Yugoslavya) disinda, Türkiye Cumhuriyeti 93 yil müddetle, bilhassa ikinci dünya savasinda, zaman zaman disardan baskilara ragmen (Winston Churchill’in Adana ve Kahire konferanslarinda Turkiye^yi harbe sokmek icin gosterdigi gayretler), araliksiz ayakta kalmayi basaran tek devlettir.
Taraf ülkelerin temsilcileri arasında imzalanan anlaşma, uluslararası anlaşmaların ülke meclislerince onaylanmasını gerektiren yasalar gereğince[2] taraf ülkelerin meclislerinde görüşülmüş ve Türkiye tarafından 23 Ağustos 1923'te, Yunanistan tarafından 25 Ağustos 1923'te kabul edilerek, bu suretle muttefikler arasinda derin yara acilmis ve, her türlü direnmelerine ragmen, sonunda  İtalya, Ingiltere, Fransa devletlerinin meclislerinde anlasmayi kabul etmekten baska hic bir careleri kalmamistir. 
 
Türk milletinin tarihi boyunca en büyük siyasi zaferi olan Lozan baris antlasmasini unutmayalim, unutturmayalim ve Lozan ile iftihar edelim. 
 
Bütün Türk milletine kutlu olsun.
 
(Bu yaziyi 24 temmuzdan once tekrar gonderecegim).
 
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
 
Degerli Azmi bey
 
Evet bu maddelerden zaman zaman bahsedilmekde .. Amma Sayin Lale haniminda ima ettigi gibi.. cok gizli olduklari icin .. kaynak yok.. bu sozler AKP DEVRINDE COGALDI .. DAHA ONCE Inonu aleyhtarlarinin agizlarinda sakiz idi .. Ataturk Aleyhtarlari devraldi … Malesef halkimiz kendi cinsine guven yetersizliginden .. ( gordugum kadari ile) bu gibi uydurma safsata diyebilecegim ilmi aciklamalarada inanir duruma geldi… gencler ise tahmin ederim bunu yakinda Imam hatip Tarih derslerinde okumaya baslarlar .. ve dogruluguna inanirlar .. taa ki 2024 e kadar.. unutmayalim ikinci bogaz ile Bizansin sinirlari belirmeye basliyacak .. buda Amerikan istegi idi .. birinci  cihan harbi sirasinda …
 
bugunun Istanbulunda Turkler cogunlukda degil… Turkiye parcalanmaya dogru giderse inaniyorumki dogu bati diye bolunmeden once Istanbul kopar ,Mustakil bir Devlet (luxemburg gibi) olarak .. dis guclerin himayesinde ve kukla bir padisah ile …
 
Hangi mecmua veya gazetede okudugumu hic hatirlamiyorum, yanliz buna benzer bir makaleyi 1960-61 senesinde Isvicre’de okumustum. Istanbul’un Turkiye’den ayrilacagini, resmi lisaninin turkce, ayri parasi olacagini ve adinin Istanbul devleti olacagini okudugumu cok iyi hatirliyorum. Tabii o zaman yazilan makale espri mahiyetinde mi yazilmisti, onuda hatirlamiyorum.
 
Azmi bey BU”DA GECER….   Turku tanimayanlar istedikleri kadar komplo teorisi uretsinler ..  Tarihe bakarlarsa Ergenekondan basliyarak .. Turk Ulusunun “yeniden dirilis kabiliyetini acikca gorurler .. BU’DA GECER
 
  Kaya buyukataman
 
From: Lale Gurman [mailto:lale.gurman@gmail.com]
Sent: Wednesday, July 06, 2016 5:26 PM
To: Azmi Güran
Cc: Kayaalp Buyukataman; Sefer Tan; Tolga Yarman; Sili Ozerdim; Suay Karaman; Aydogan Kekevi; Coşkun Özdemir
Subject: Değerli aydın dostlar...
 
Güneş'le yazışmalarınızı sıklıkla olmasa da ara sıra izliyorum...Bu kişiyle bir kaç yıl önce bir kaç kez yazışmış, sonra "bana e-posta yollama" demiştim. Sonra gelenlerin hepsi çöp kutusuna gidiyor, zamanı geldiğinde otomatik siliniyordu.
 
Konu, Güneş değil. LOZAN...
 
Azmi bey,
Lozan'ın 2023'de sona ereceğini ilk kez İstanbul'da taksi sürücülerinden bir kaç yıl önce duymuştum. Öncelikle konu yayılsın diye, sürücülerden başlamışlardı...Bana bu konuyu kim açmışsa ona, "Tarihte ilk antlaşma Kadeş'tir. Milat'tan öncedir. O zamanın antlaşmasında  bile antlaşmanın belirli bir zaman için yapılmamış olduğu bilinirken, bu zamanın antlaşmasında yapılmasını nasıl düşünebiliyorsun? Ayrıca, Mustafa Kemal'i övüyorsun, yüceltiyorsun. Onu tanıyan, yaptıklarını bilen bir kişi olarak sen nasıl böyle bir konuya prim veriyorsun?" diye tartışmışımdır ve akıllarına seslendiğim için tatmin olmuşlardır.
Derken...Nurullah Aydın diye bir "prof." çıktı ortaya...İçinizdeki dostlardan bazıları iyi bilir, çünkü onlar da aynı kişiyle tartıştılar...Aydın da burada Azmi beyin gönderdiği yazıda anlatılanları kendi bulgusuymuş gibi ve inanarak yazmıştı. Ben kendisiyle de gerekli biçimde tartışmalarımı sürdürdüm, kaynak sordum. Yanıtında bana, "kaynaklar, kitaplarımda var" dedi. Sonra dostlardan öğrendim, kitapları satılmadığı için bu yola başvurmuş!
Nurullah bey bana kızıp İngiliz ajanı olduğumu yazdı:)
Benimle birlikte Halûk Tarcan'ı da ajanlıkla suçladı:)
Yazışmalarımızı saklamaktayım.
 
Konuya dönecek olursam...Hepimizin bilgisine güvendiği Orhan Çekiç de bu Lozan saçmalığını duyar duymaz hemen yayınlarına başlamış, böyle bir şeyin olmadığını, olamayacağını açıklıkla anlatmıştı...
 
Zaten Mustafa Kemal'i anlayabilmiş olan bizler için bu konu, safsata olmaktan öteye geçemez...
 
Saygılarla,
Lâle Gürman
 

No comments:

Post a Comment