Askerimiz gündemden düşmüyor. Tarikat yuvasına üzerinde üniformayla giden amirale de, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’nde, büyük önderin fotoğrafını takmayan teğmene de tanık olundu. Son olarak Harp Okulu öğrencilerinin bir kısmının kılıç çatıp yemin ederken, bazılarının bulunmamasıydı. Yani ortada silah arkadaşları arasında bir ayrışma olduğu anlaşılıyor. Peki, bu nasıl başarılıyor? Öğrenci seçiminde mi hata yapılıyor, ne oluyor teğmenlere?

 Teğmenler ne demişti? “Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada, her zaman ve her yerde Milletime ve Cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle hizmet, kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusu, Türk sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında Vatan, Cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine  ant içerim” Ardından Mustafa Kemal’in Askerleri olduklarını söylemişlerdi. Milli Savunma Bakanlığı, karar değiştirip siyasilerin etkisiyle şimdi teğmenler hakkında inceleme başlatmış!

BELKİ EN ÖNEMLİ KONU

İki tür inceleme var. Biri disiplin soruşturmasıdır. Ortada bir disiplinsizlik görülürse teğmenlere daha mesleklerinin başında ceza verilir. Yani birliğine “Disiplinsiz bir subay” damgasıyla katılır. Tahkikatta ise böyle bir olayın niçin meydana geldiği, onları ayrıştıran, motive edinin ne olduğu üzerinde durulur. Gruplaşmalardan mı rahatsız oldular, kendilerini azınlık olarak mı gördüler. Belli ki, bir grup teğmen önceden kararlaştırıp törenden sonra kılıç çatmak için sözleşmişler. Bu durumda, okulda öğrenciler arasında bir ayrılığın olup olmadığının ve öğrenci alımının nasıl yapıldığı üzerinde önemle durulması gerektiğini de ortaya koyuyor.

Milli Savunma Bakanlığı Personel ve Askeri Öğrenci Temin Faaliyetleri Yönetmeliği, Türk Silahlı Kuvvetlerine personel ve öğrenci alımının ne şekilde olacağını, hangi aşamalardan geçileceğini belirlemiştir. Bununla birlikte Yönetmeliğin 5/2.maddesi ile “Temin” faaliyetlerinde görev alacakların nitelikleri, sayıları, çalışma süreleri ve esaslarını, komisyonların oluşumunu ve temine yönelik diğer hususlar Bakanlık tarafından belirlenmesi öngörülmüş.

ASKERİN SÖZ HAKKI YOK!

Kanun ve yönetmeliklerde şeffaf bir şekilde düzenlenmesi gereken hususlar Bakanlığa bırakılmış. Bakanlık bu faaliyetleri yürütürken, komisyonların kaç kişiden oluşacağı, buralarda görev alanların kaçının asker, kimlerin hangi kriterler ile bu komisyonlarda görev yaptığının cevabı şeffaf biçimde bilinmiyor. Böyle olunca bakanın ve diğer komutanların bu alanda talimatları var mıdır, yoksa bu faaliyetler özellikle askerlerden bağımsız olarak mı yürütülmek istenmektedir gibi soruları sormamak elde değil.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin icra ettiği harekatlar kadar personel temin ve yetiştirme de önemlidir. Bu nedenle  yapılması gereken bu mülakat komisyonlarının oluşumu, çalışma usul ve esaslarının keyfiliğe, kayırmaya, partizanlığa geçit vermeyecek şekilde kanunla belirlenmesidir. Oysa mevcut Yönetmelikte bile bu hususlar bulunmuyor. Bakanlıkça yayımlanan emirler ile personel alımı yürütülüyor.

Edindiğim bilgi şu: 5 kişilik komisyonda bir asker bulunuyor. 4 Genel Müdür Yardımcısı ile değişik bakanlıklardan Milli Savunma Bakanlığı’na geçmiş kişiler. Askerin söz hakkının hemen hiç olmadığı komisyonun seçimiyle öğrenci alınıyorsa benzeri hadiselerin olmasını engellemek çok da kolay olmayacak. Bu durum, kuşkusuz Silahlı Kuvvetlerimizi yıpratacak, tartışma konusu haline getirecek.

 AMAÇ, YEMİNİ VE ATATÜRK’Ü TARTIŞTIRMAK

Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde Savcılık görevinde bulunduğu dönemde, FETÖ’nün kumpasları da başlamıştı. Adli yargıya geçmedi, avukatlığa başladı. Teğmenlerin ritüelinin tüm harbiye mezuniyetlerinde uygulanagelen bir gelenek olduğunu biliyor. Askeri bilen yargı mensubu, gündemde olan yemin tartışması için şunları anlattı:

“Bu yılki yemin, bence bilinçli olarak gündem yapıldı. Amaç, yemini ve Atatürk’ü tartışılır hale getirmek, giderek suç nitelikli politik bir davranış olarak  etiketlemek. Bu alıştığımız bir taktik. Teğmenlerin yemini ile ilgili bazı tereddütlerim var. Evet, bu gençler laik, demokratik cumhuriyetin varlığı ve bekası adına ümidimizi güçlendirdi. Ama şunlara da dikkat edilmeli:

ONLARI NELER BEKLİYOR?

Bu gençler 2020’de Harbiye’ye girdi. Bilinen bir şey var ki Milli Savunma Bakanlığı insan kaynakları seçme değerlendirme kadrolarını dikkate  aldığımızda  2021, 2022, 2023 ve sonrasında alınan öğrencilerin ne kadarı Atatürkçü? Mezun teğmen 960, bunlarından bir kısmı yemine katılmadı. Yemine katılmayanlar neden katılmadı diye düşünülmeli. Bir başka nokta da Atatürkçü teğmenleri kıtada bekleyen atmosfer. Neyle karşılaşacaklar, nelere maruz kalacaklar, takip etmek gerek. (MSB inceleme başlatıldığını açıkladı.) Teğmenlerin yarısı bize ümit verdi. Fakat ordu sadece bu subaylardan oluşmuyor. Giderek farklılaşan yapıyı görünce o civan teğmenlerin korunmaya muhtaç olacağı sonucuna varıyorum. Mutlaka ağır mobbing görecekler.”

Öğrenci seçiminde askerin değil, sivillerin dediği oluyor. İtiraz eden askerin daha sonra komisyonlara çağrılmadığı da biliniyor. Genç teğmenler, “Atatürk”, “Laiklik”, “Cumhuriyet” dediği için darbeci gösterilmek isteniyor. 30 Ağustos’ta mezun olan teğmenler, 15 gün “Mehil müddetini” kullandıktan sonra sınıf okullarına katılacak. Katılır katılmaz da, ifadeleri alınacak, “Niçin kılıç çattın, niçin Atatürk, Cumhuriyet, laiklik dedin” diye sorulacak. Nereden, nereye...