Neden J.F.KENNEDY Suikasti yapıldı? (derin analiz)
Başkan olduktan sonra illuminatiyi kaldırmak istedi.Ama öldürüldü..Kardeşi de bir kitap yazdı bu konuyla ilgili ama yayınlanmadı ve bir suikaste kurban gitti.Ayrıca CIA 'yi de yok etmek istedi.
KENNEDY DOSYASI'NIN MOSSAD TARAFINDAN KAPATTIRILIŞI
Kennedy'nin öldürülmesinin ardından kurulan ve Warren Komisyonu olarak bilinen Senato Özel Soruşturma Komisyonu, cinayeti tek başına hareket eden Lee Harvey Oswald'ın işlediği sonucuna varmıştı. Ancak gerek cinayetin sorumlusu olarak gösterilen Oswald'ın gerekse henüz mahkeme önüne çıkmadan onu öldüren Jack Ruby'nin ve olaya adı karışan bazı kişilerin kuşkulu biçimde öldürülmeleri, gerekse soruşturmanın yürütülmesindeki bazı kuşkulu noktalar, ABD kamuoyunda birçok spekülasyona yol açmıştı. Olayla ilgili olarak toplanan binlerce sayfalık belgenin bugüne dek gizli tutulması da ortaya birçok komplo teorisinin atılmasına neden oldu.
Cinayeti gören 47 şahit, kaza veya hastalık sebebiyle (!) ya da intihar ederek (!) öldü. FBI'ya göre Oswald cinayeti tek başına işlemişti. Tek silah kullanılmıştı. Hiçbir ABD gizli servisi olaya karışmamıştı. Olay böylece basit bir bireysel terör hareketi olarak gösterilmek isteniyordu.
Olayı sözde araştırmak amacıyla iki komisyon kuruldu. 1964 ve 1975'de kurulan Warren ve Rockefeller Komisyonlarında aynı sonuçlara ulaşıldı. Komisyonların raporlarına göre Polonyalı bir Yahudi olan Ruby sıkı bir milliyetçiydi ve katil olarak tanıtılan Oswald'ı da Başkanı'nı öldüren kişiden intikam almak amacıyla vurmuştu. Oysa sonradan, Oswald ve Ruby'nin beraber hareket ettikleri ortaya çıktı.
Olayı gören birçok şahit Warren Komisyonu'nca dinlenmiyor, dinlenenlerin ifadeleri de değiştiriliyordu. Daha sonra, Yahudi senatör Frank Church'ün başkanlığını yaptığı Church Komisyonu'nun hazırladığı raporda da hiçbir sonuca ulaşamaması bu suikastin arkasındaki güçlerle ilgili gerçekler hakkında soru işaretlerinin ortaya çıkmasına sebep oldu.
Ortada çok ilginç gerçekler vardı ve bu gerçeklerin hepsi bir komplonun düzenlenmiş olduğunu açıkça ortaya koymaktaydı. Dikkati dağıtmak için, Kennedy'yi mafyanın öldürdüğü söyleniyordu. Acaba mafya tören güzergahını değiştirebilir miydi? Başkan'ın korumalarını kaldırabilir miydi? FBI'yı, Dallas polisini, Warren komisyonunu yönlendirebilir miydi? Otopsiye müdahale edebilir, medyaya yalan haber yazdırabilir miydi?
Kennedy üç ayrı yerden gelen kurşunlarla vurulmuştu. Bu otopside kanıtlanmış, ama üstü örtülmüştü. Kennedy'nin yanında vurulan Teksas Valisi Conoly'nin kanlı üniforması temizlikçiye, Kennedy'nin limuzini yıkamaya gönderilmişti. Başkan'ın otopsi için açılan beyninin ise kaybolduğu söyleniyordu!
Oswald'ın 2 kurşunundan 8 yara izi çıktığı söyleniyordu. Fakat otopsi gereğince yapılmıyor, bulgular askeri doktorlar tarafından örtbas ediliyordu. Otopsiyi Ordudaki general ve amiraller yönetiyorlardı.
Birçok kaynak Oswald'ın Amerikan gizli servisi CIA adına hareket ettiğini yazdı. Oswald bu tip bir iş için çok daha önceleri 'hazırlanmış' bir kişiydi. CIA, suikastten çok daha önceleri Oswald'ı eğitmek için Rusya'ya göndermişti. Oswald Rusya'da kendini Amerika'ya ihanet eden bir vatan haini olarak tanıtmıştı, ama aslında CIA, onun oradaki durumunu en ince ayrıntısına kadar yönetiyordu. Daha sonra Rusya'dan ayrıldı. Küba'da bir delegasyonla görüştü. Bu arada CIA hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranıyordu. Oswald, ardından İsviçre'de bir üniversiteye yazıldı. Buradan İngiltere'ye gitti. Sonra Sovyet vatandaşı oldu. 2 yıl sonra Yahudi stratejist Kissinger'in ilerde ortağı olacak olan B. Classon, Oswald'ın ABD'ye dönüşünü ayarladı. FBI ve CIA tüm bu gelişmeleri denetliyordu. Oswald, 1962'de Pentagon'da çalışmaya başladı. 1963'de FBI aniden Oswald'ın KGB ajanı olduğu söylentilerini yaydı, bu konuyla ilgili Oswald'a ait sahte belgeler ortaya çıkarıldı. Böylece Kennedy suikasti öncesi, Oswald'ı bir KGB ajanı gibi gösteren senaryo düzenlenmiş oldu. Kennedy suikastinden 1-2 gün önce Oswald Küba'yı savunan ABD karşıtı yazılar yazdı ve Dallas'da polislerin eline tehdit mektupları verdi. Ve bunu nedense CIA, FBI, Deniz Kuvvetleri haberalma binalarının bulunduğu bir meydanın ortasında yaptı! Bu senaryo, aslında olayın içine Küba ve KGB gibi değişik alternatifler sokmak için yapılmıştı. Kennedy'nin ölümünden sonra ise Oswald'ın CIA ajanlığıyla ilgili tüm belgeler yok edildi.
Olayı ısrarla KGB'nin üzerine atanların başında ise CIA'nın Mossad'la bağlantılarını gerçekleştiren eski CIA Şefi James Jesus Angleton vardı. Dikkati dağıtıp, mafya-Küba teorileri ortaya çıkarmak için mafya-Küba bağlantılı birçok CIA ajanı olayla ilgiliymiş gibi gösterilerek, dikkat başka yönlere çekiliyordu. Bu bir aldatmacaydı. Ayrıca, mafya da zaten Mossad'ın bir uzantısından başka bir şey değildi. ABD Mafyası'nın başı Yahudi Meyer Lansky zaten Mossad'la doğrudan bağlantılı çalışmaktaydı. Mossad'ın bilgisi dışında eylem yapması mümkün değildi. Meyer Lansky, CIA ile de ortak işler yürütüyordu.
Oswald ve onu öldüren Ruby'nin Dallas'taki polis otoriteleriyle ve FBI'yla yakın ilişkileri vardı. FBI Ruby'i birçok görevde kullanmıştı. Ruby konuşmasının engellenmesi için hapiste kendisine kanser yapıcı ilaçlar verildiğini söyler ve esrarengiz bir şekilde kanserden ölür.
Olayla ilgilenen polis M. Tippit, olaydan kısa bir süre sonra elinde Oswald'ın resmiyle suikastçıyı arıyordu! Daha sonra o da öldürüldü. Dallas'da bilinmeyen bir nedenle askeri koruma görevlileri görevlendirilmemişti. Oswald askeriye tarafından 12 saat soruşturuldu. Sonuç açıklanmadı. Kennedy suikastini soruşturan Warren Komisyonu Oswald'ın cinayeti tek başına işlediğini sonucunu çıkardı, fakat Amerikan halkının sadece yüzde 10'u buna inandı.
SUİKASTİ ÖRTBAS EDEN 'LOCA': WARREN KOMİSYONU
Kennedy suikastini çözmek için görevlendirilen Warren Komisyonu'ndaki kişilere bakıldığında, bu kişilerin Kennedy'nin ölüm emrini bizzat vermiş kişiler olduğunu görmek zor değil. İşte Warren Komisyonu'nun 'birader'leri:
Üstte, Warren Komisyonu. Komisyon, suikasti araştırmakla görevlendirildi ama sadece gerçekleri hasıraltı etti. Ve üyelerinin neredeyse tümü masondu.
Earl Warren: 33 Dereceli Büyük Üstad mason, Komisyon'un başkanı.
Allen Dulles: CIA'nın kurucusu, Kennedy'nin görevden almayı düşündüğü mason, CFR, Bilderberg üyesi mafya bağlantılı CIA Şefi, Mossad ile ortak operasyonlar yapıyordu.
Gerald Ford: Mason, aynı zamanda Bilderberg üyesi. Ford, Malta Locası numara 405'e kayıtlıydı. 1963'de 33. dereceye yükseldi.
John McCloy: Mason, CFR, Bilderberg üyesi.
Richard Russell: Mason.
John Sherman Cooper: Rotaryen.
Suikast hakkında komisyonca üretilen teoriler, komisyonun CIA-FBI ve Johnson'a bağlılığıyla ilgili sorular ortaya çıkardı. Çünkü komisyon KGB teorisini ısrarla gündemde tutuyordu. Resmi KGB masalı, medya tarafından da körüklenince, JFK dosyaları açılmadan kapatıldı. FBI Şefi mason Edgar Hoover ve Kennedy'nin yerine Başkan olan Lyndon Johnson kimin emrindeydi? Kennedy'nin karşı çıktığı Vietnam Savaşı'ndan kimin çıkarı olabilirdi? Bu sorular bizi Mossad hipotezine biraz daha yaklaştırıyor. Johnson İsrail'in gelmiş geçmiş en iyi dostu oldu. Hoover Mossad'ın ABD'deki tüm eylemlerini örtbas eden bir 'dost'uydu. Vietnam, Arap-İsrail sorunlarına ABD'nin tarafsız yaklaşmasını engelleyen önemli bir faktör oldu. Yahudi silah tüccarları Vietnam'dan önemli karlar elde ederken İsrail, Vietnam krizinden istifade ederek Kennedy'nin karşı çıktığı Dimona'daki nükleer santralin inşasına büyük bir hız verdi.
Suikastte karanlıkta kalmış birçok nokta aralanmış olmasına rağmen, günümüzde bile Yahudi Lobileri kontrolündeki medya kamuoyunu aldatmaktadır. Kennedy belgeselleri, JFK filmi gibi birçok program aracılığıyla olay genelde mafya-Küba-KGB ağırlıklı, bazen de Mossad'dan bağımsız bir CIA-FBI komplosu gibi gösteriliyor. Yahudi Jack Ruby ve Oswald, her ikisi de FBI ajanı olarak çalışmıştı. Kennedy Hoover'ı FBI şefliğinden almayı planlıyordu. Suikast günü Hoover özel bir iş için (!) Dallas'taydı. 1977 yılında olay hakkında bilgisi olan 10 FBI ajanı garip ve hala açıklanmayan koşullarda öldü.
SUİKASTE GÖZ YUMAN MASON FBI ŞEFİ Edgar Hoover
Kennedy'nin ölmeden önce görevden almayı düşündüğü FBI Şefi mason Hoover, İsrail'in dostları olan Truman, Johnson ve Nixon dönemlerinde son derece popüler bir yöneticiydi. FBI Şefi'nin iki büyük özelliği daha vardı; çok üst dereceli bir masondu ve bir homoseksüeldi. Anthony Summers'ın yazdığı Resmi ve Gizli: J. Edgar Hoover'ın Gizli Yaşamı adlı kitapta Hoover'ın eşcinsel olduğu ve bu gerçeği saptayan mafya babası ve Mossad ajanı Meyer Lansky'nin bunu Hoover'e karşı ölünceye kadar koz olarak kullandığı belirtiliyordu. Hoover'in kadın kılığına girmiş halde cinsel ilişki halindeki fotoğrafları OSS Şefi William Donnovan tarafından Meyer Lansky'ye vermiş ve bu fotoğraflar Meyer Lansky tarafından hayati koz olarak kullanımıştı.
CIA ajanı Carl Duckett'ın, İsrail'in 3 ya da 4 nükleer bombaya sahip olduğu yolundaki 1968 yılına ait çok gizli bir CIA raporu, bir Amerikan Yahudisi olan Zalman Şapiro'nun 4 bombaya yetecek miktardaki 100 kg.'dan fazla zenginleştirilmiş uranyumu İsrail'e kaçırmış olmasına dayanıyordu. Kaçırılan uranyum, Duckett'ın İsrail'in en az on bombaya sahip olduğu şeklindeki değerlendirmesinin de temeliydi. CIA açısından Şapiro, İsrail'e destek olan bir Yahudiden daha fazla bir şeydi. O, nükleer -yakıt-işleme işinde olan, İsrail'e düzenli seyahatler yapan ve İsrail hükümetiyle bazı cüretkar işlere girişen bir Yahudiydi. Pek çok başka yönden de tipik bir çifte sadakat örneğiydi. Litvanya'dan göçeden bir hahamın çok başarılı oğluydu. Şapiro'nun en büyük koruyucusu ise mason Hoover idi.
Kısacası, Kennedy'nin başlattığı, 'Amerika'nın İsrail'den bağımsız olabilme mücadelesi' yine Kennedy ile sona erdi...
John Fitzgerald Kennedy Suikasti
II. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan İsrail Devleti'nde her şey, 1960 yılında John Fitzgerald Kennedy'nin Amerikan başkanı olmasından sonra değişmiştir. Kennedy, Amerikan tarihinin en genç başkanıdır ve aynı zamanda Amerikan başkanı olmuş ilk Katolik kişidir.. Kennedy'den önce Amerika'da Katolik bir başkan hiçbir zaman olmamıştır.. John Fitzgerald Kennedy'nin babası olan Joseph Kennedy de politikacı olup aynı zamanda İngiltere büyükelçiliği yapmış olan Katolik bir büyükelçiydi.. Ne babası, ne de başkan Kennedy; Yahudilerle iyi geçinemiyorlardı.. Babası, büyükelçilik yaptığı dönemde Londra'da Yahudilerin boy hedefi haline gelmiş ve çeşitli saldıklara maruz kalmıştı.. Kennedy de Amerika'da başkan seçilmeden önce Sigmund Rotschild'in kendisine yapmış olduğu ''başkan seçildiğinde Ortadoğu'da İsrail tarafını tutan bir politika izlemesi karşılığında milyonlarca doları bulan seçim kampanyası masraflarını karşılayacaklarını" belirtmiştir..'' Ancak Kennedy, böyle bir teklifin bir daha kendisine yapılmamasını rica etmiş ve kendisini hakarete uğramış gibi hissettiğini belirttirmiştir.. Kennedy, İsrail lobisinin Amerikan devleti üzerindeki faaliyetlerinden anormal derecede rahatsız bir politikacıydı.. Kennedy'e göre lobilerin Amerika'daki faaliyetleri, Amerikan bağımsızlığına vurulmuş bir darbeydi..
KENNEDY İLE İSRAİL BAŞKANI BEN GURİON'UN NÜKLEER KAVGASI
İsrail, kurulduğu günden beri Ortadoğu'da hep süper bir güç olma hayaliyle hareket etmiştir.. Bu yüzden İsrail Devleti, Ortadoğu'da hızlı bir ''nükleer silahlanma programı'' izlemeye başlamıştır.. İsrail'in Dimona çölünde kurduğu nükleer santralinde peynir-ekmek gibi atom bombası ve nükleer başlıklı füzeler üretmesi, özellikle Başkan Kennedy'i son derecede rahatsız etmiştir.. İsrail'in nükleer füzelerinin Ankara, İstanbul, Şam, Tahran, Bağdat ve Riyad gibi şehirleri vuracak kapasitede ve menzilde olması, Kennedy yönetimini önlem almaya mecbur bırakmıştır.. Kennedy, Ben Gurıon'a yazdığı sert bir uyarı mektubunda ''İsrail'in nükleer programını durdurmaması durumunda Amerikan yönetiminin yaptırım uygulamaktan kaçınmayacağını..." belirtmiştir.. Ben Gurıon da, cevap olarak gönderdiği mektupta Kennedy'e ''genç adam'' diye hitap etmiş ve bazı ağır ithamlarda bulunmuştur.. Bu mektuplaşmalar, iyice çığırından çıkmış ve hakaretleşmeye dönüşmüştür.. Bu durum üzerine tepki olarak Ben Gurıon, istifa etmiştir.. Ünlü Yahudi politikacı Henry Kissenger, ''İsrail'in nükleer programına son vermesi İsrail'e büyük zarar verir.'' diyerek Kennedy'i ikna etmeye çalışmış; ancak başarılı olamamıştır..
Kennedy, bununla da yetinmemiş 4 Haziran 1963'te Amerikan temsilciler meclisine danışarak çıkarttığı 11110 sayılı kanunla Amerikan dolarını basma yetkisini Rotshild ailesine ait olan Federal Reserve Bank'ın elinden alarak Amerikan Merkez Bankası'na vermiş ve ''bir ülkenin parasının denetimin şahısların elinde olmasının büyük bir sorun olduğunu'' belirterek kendi sonunu hazırlamıştır.. Federal Reserve Bank ve dolar, İsrail'in en büyük gelir kaynağıdır -tabiri caizse şah damarıdır.- Kennedy, doları basma yetkisini Federal Reserve Bank'ın elinden alarak adeta İsrail'in şah damarını kesmiştir.. Neticede İsrail için Kennedy'nin etkisiz hale getirilmesi, farz olmuştur..
Kennedy'nin seçimleri kaybetmesini beklemek, boş bir umuttu; çünkü Kennedy halktan büyük destek görüyordu. Kennedy'e seçimler kaybettirilse bile sonradan kazanması yüksek ihtimaldi.. Üstelik Kennedy'nin kardeşi de gelecek vaat eden bir politikacıydı.. Dünyada hiçbir aile, böylesine politik bir gücü elinde tutmayı başaramamıştı.. Tek bir çare gözüküyordu.. O da suikastti.. Kennedy, bir şekilde öldürülürse Amerikan yasaları gereği yerine yardımcısı getirilecekti.. Kennedy'nin yardımcısı Lyndon Johnson'du.. Johnson, tam bir İsrail taraftarıydı.. Kendi politik hırsları yüzünden İsrail'e gözünü kırpmadan yardım edebilirdi.. Üstelik Kennedy ile hiç iyi geçinemiyordu. Söylentilere göre; Kennedy, kendisini kovmaya çalışıyordu..
İsrail, Kennedy yok etmek için suikast kararı alır ve kararı Amerikan derin devleti için derin bağlantılarını kullanarak çok gizli bir biçimde uygulamaya koyar.. Kennedy'i öldürmek için en uygun ortam, seçim kampanyaları için geleceği Dallas'tır.. Dallas'ta her zamanki gibi üstü açık arabayla halkı selamlayacak olan Kennedy'i korumakla görevli CIA ajanları özel olarak ayarlanacak ve başkanın güvenliği sabote edilecekti.. Böylece suikast çetesi, Kennedy'i rahatlıkla öldürebilecekti..
Kennedy, Dallas'ı ziyaret etmeden önce, akşam, yani 21 Kasım 1963 akşamı Dallas'ta gökten boşalırcasına yağmur yağmıştır..Ancak şehir halkı, buna rağmen başkanı en iyi şekilde karşılamak için elinden geleni yapmıştır.. 22 Kasım 1963 sabahı, Washington D.C'den Air Force One uçağıyla Dallas'a gelen başkan Kennedy ve eşi, sabah 9'ta şehir merkezinde Dallas valisi Connaly ile birlikte kahvaltı ettikten sonra üstü açık bir limuzine binerek halkı selamlamaya başlamışlardır.. Tam 6 aracın olduğu kortejde en son arabada başkan Kennedy ve Vali Connaly vardır.. Önde motosikletli SS korumalar ve yanda CIA ajanlarının bulunduğu arabalarla Kennedy'nin arabası Kortejle birlikte Elm Caddesi'nden Houston'a doğru beklenmedik bir dönüş yapar... O sırada silah sesleri yükselmeye başlar. Polisler, telsizle anons etmeye başlar; ''Korteje ateş ediyorlar yere yatın!'' diye..Tam 6 el silah sesi duyulur.. Birinci mermi, arabayı komple ıskalar ve alt geçitte bekleyen Edmund Harris adındaki taksi şoförünün kulağını parçalar.. İkinci mermi, Kennedy'i tam omzundan vurur.. Üçüncü mermi Kennedy'i ıskalayıp ön koltuktaki Vali Connaly'i omzundan vurur.. Dördüncü mermi, Kennedy'i boynundan vurur. Aynı mermi, başkanın vücudundan çıkıp Vali Connaly'i sırtından vurur.. Beşinci mermi, arabayı ıskalayıp dikiz aynasını kırıp dışarı çıkar.. Ve Altıncı mermi... Altıncı mermi, başkan Kennedy'i tam kafasından vurur.. Başkanın kafasını parçalayan mermi, bulunamaz..
Suikastten sonra yapılan araştırmalarda Kennedy'i sözde komünistlerden vatan haini Lee Harvey Oswald'ın vurduğu iddia edilir..Ortada altı mermi olmasına rağmen Oswald'ın tek katil olduğu görüşüne varılır.. İddialara göre Oswald, Texas Okul kitapları bürosunun altıncı katındaki pencere dibinden İtalyan yapımı Manlicher Caracano marka sniper tüfeği ile başkan Kennedy'i ve Vali Connaly'i altı kez vurarak başkanı öldürmeyi başarmıştır..
Sözde suikastçi sniper Lee Harvey Oswald'ın vurduğu başkan Kennedy, feci şekilde can vermiş ve Lee Harvey Oswald, apar topar hapsi boylamıştır.. Ortadaki deliller, birden çok keskin nişancının olduğunu göstermesine rağmen; İsrail denetimindeki Amerikan derin devleti, suçu Lee Harvey Oswald'ın üzerine atarak delilleri bir bir yok etmiştir.. Suikasti gören 57 kişi, ya bir kaza ile ya da intihar ile ölü bulunmuştur..
Lee Hervey Oswald ise suikastten iki gün sonra mahkeme çıkışında yüzlerce FBI ajanı ve polisin arasında Yahudi bir bar işletmecisi olan Jack Ruby tarafından öldürülmüştür.. Bu Amerikan milliyetçisi Yahudi, Lee Harvey Oswald'ı öldürmesinin nedenini ise ''komünistlerden Amerika'nın aldığı intikam''olarak yorumlamıştır..
Birden çok keskin nişancı tarafından vurulan Kennedy'nin otopsisini Amerikan ordusundaki üst düzey amiral ve generaller yürütmüş ve otopsideki suikast delillerini bir bir sabote etmişlerdi.. Ailesi, Kennedy'nin kafasının kesilerek incelenmesini ve böylelikle gerçek suikastçilerin bulunmasını istediğindeyse Amerikan birimleri, konuyu şiddetle reddetmişlerdir.. Kennedy, apar topar gömülerek konu ört-bas edilmiştir..
Başkan Kennedy'nin suikast sonucu öldürülmesinden sonra başkan adayı olan kardeşi senatör Robert Kennedy de bir basın toplantısı sırasında İsrail işbirlikçisi Filistinli bir genç tarafından kurşunlanarak öldürülmüştür...
KENNEDY SUİKASTİNİN SONUÇLARI
Kennedy'nin kapattığı İsrail Dimona çölündeki nükleer santrali tekrar açılmış ve İsrail nükleer silah üretimine eskisi gibi iyice hız vermiştir..
Federal Reserve Bank'ın elinden Amerikan dolarını basma yetkisini alan başkan Kennedy'nin çıkarttığı 11110 sayılı kanun iptal edilmiş ve Amerikan dolarını basma yetkisi, tekrar Rotschild ailesine ait olan Federal Reserve Bank'a verilmiştir..
II. Dünya Savaşı'ndan sonra ılımlı ve sakin bir politika izleyen Amerika, özellikle Kennedy suikastinden sonra soğuk savaş sürecini de başlatmıştır.. Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki soğuk savaştan tüm dünya devletleri çok olumsuz yönde etkilenmiştir.. Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki silahlanma rekabeti, adeta bir sidik yarışına dönmüştür..
Amerika, tüm dünya genelinde emperyalist faaliyetlerine hız vermiş ve Vietnam'a saldırmıştır..Vietnam'da binlerce kişinin ölmesine ve birçok ülkenin bu savaştan dolaylı olarak zarar görmesine neden olmuştur..
Amerika'da İsrail lobisi ise iyice pervasızlaşmış ve yönetimde söz sahibi olmuştur.. Amerika, İsrail devletinin yaptığı katliamlara sesini çıkaramaz hâle gelmiş ve İsrail ile suç ortaklığı yapmaya başlamıştır.. En basitinden örnek vermek gerekirse, İsrail devletinin çok gizlice yürüttüğü ''Samuel Vanunu'yu kaçırma operasyonu''na istemeden şahit olan bir Amerikan Fırkateynindeki 23 deniz piyadesi, İsrail hücum botları tarafından açılan ateşle öldürülmüştür.. Denize düşüp kaçmaya çalışan askerler bile İsrailliler tarafından öldürülmüştür.. Olayın basına sızmasına izin verilmemiş ve Yahudilerin kontrolündeki Amerikan basını, konuyu haber bile yapmamıştır..
Amerika'nın büyük Ortadoğu projesi başlamıştır.. Büyük Ortadoğu Projesi'nin diğer adı ise Büyük İsrail Devleti projesidir.. Kennedy suikastinden sonra, Büyük İsrail Devleti Projesine hız verilmiştir.. Büyük İsrail Devleti, Tevrat'ta Tanrı Yehova'nın Yahudilere vaat ettiği topraklardan oluşmaktadır ( ve Türkiye'yi de içie kapsar. -Admin Notu ). 11 Eylül saldırıları, Münih'teki eylemler ve daha birçok terörist eylem, aslında Büyük İsrail Devleti projesinin bir parçasından başka bir şey değildir..
No comments:
Post a Comment