Bu fotoğrafa dikkat: Demirel’in şapkası İmamoğlu’nda
Süleyman Demirel’in 100’üncü doğum günü nedeniyle 1 Aralık’ta İstanbul’da düzenlenen toplantı, Türkiye’de siyasetin yönelimine dair dikkat çekici işaretler verdi. Toplantıya önayak olan, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel’in doktoru ve danışmanı, eski İYİ Parti Milletvekili Aylin Cesur oldu. Toplantıyı düzenleyen, Doğan Subaşı başkanlığında CHP bağlantılı sol-sosyal demokrat çizgideki Ülke Politikaları Vakfı. Cevahir Otelin toplantı salonunu tıklım tıklım dolduranlar ise eski ve yeni Türkiye’den merkez sol ve merkez sağ isimler.
Toplantının yıldızı ise CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu. İmamoğlu, kendisine verilen Demirel’in siyaset simgesi sayılan fötr şapkayla selamladığı salonun alkıştan yıkıldığı anlaşılıyor.
O anda çekilen fotoğrafta yüzler gülüyor. İmamoğlu’nun hemen solunda Aylin Cesur, onun yanında, önceki CHP Genel Başkanlarından, TBMM Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yapmış Hikmet Çetin görülüyor. İmamoğlu’nun solunda sosyal demokrat Subaşı, onun yanında İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu; hemen arkasında İYİ Partili Turhan Çömez ve Buğra Kavuncu. Arka sıralarda oturanlar arasında Demirel’in sırdaşı iş insanı Erman Yerdelen ve yanında Demirel kitabı üzerinde çalışan gazeteci Hulûsi Turgut da var yenilerde “Zamane Diktatörleri” kitabını yazan Hasan Cemal de.
Demirel’in 100 doğum anması: “Onur duyarım”
Toplantıda açılış konuşmasını yapan İmamoğlu, Süleyman Demirel’i anmaktan “onur duyduğunu” belirterek “Demirel’in milli iradenin üstünlüğüne olan samimi inancının ve sıklıkla vurguladığı hürriyetçi demokrasi fikrinin ülkemiz adına bugün ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim,” dedi.
İmamoğlu, “Demirel mühendisti başbakandı, 9. Cumhurbaşkanıydı ama kendini her şeyden önce ve hepimiz için çok kıymetli olan cumhuriyetin bir evladı olarak görmesiydi,” dedi.
Cumhuriyet Halk Parti’li bir siyasetçi olarak Süleyman Demirel anmasına katılmanın “bir başka zorluk” olduğunu belirten İmamoğlu, “ille de fanatizm sergilemek gerekiyorsa siyasi partilere değil ilke ve değerlere bağlılıkta bir fanatizm sergilenmeli, siyasetin temel amacını geri plana atan kendi iktidarını her şeyin çözümü gibi dayatan partizan akıl ve partizan ruhtan kesinlikle ülkemizi arındırmak ve tabiri caizse ebediy şekilde kurtarmak mecburiyetindeyiz,” dedi.
İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çok değerli bir insan, teknik yönü çok kuvvetli, icraatçı, müstesna bir bürokrat ve yönetici. Kendine has bir özelliği var. Anadolu’nun belki o özgün halinin ona verdiği bütün özellikleriyle samimi, içten, hissettiğini aktaran kendine özgü üslubuyla tam bir söz ustası… Böyle çok renkli, çok özellikli bir lider hakkında elbette söz söylemek çok da kolay değil. Tabii bir başka zorluk da Sayın Demirel hakkında, benim, yani Cumhuriyet Halk Partili bir siyasetçinin konuşacak olması…” diye devam eden İmamoğlu, “Sayın Demirel’in geldiği siyasi gelenek ve Cumhuriyet Halk Partisi aslında Türkiye’nin iki büyük siyasi geleneği. Tabiri caizse ezeli rekabetini oluşturuyor. Tabii bir yanıyla bunlar aynı kökten gelen iki gelenek elbette. Yine de aralarındaki o siyasi rekabetin geçmişte dönem dönem ne kadar sert ve yıpratıcı olabildiğini de hepimiz biliyoruz. Şunu da çok iyi biliyoruz ki her iki geleneğin mensupları birbirlerine artık 1950’lerin 1970’lerin gözlükleriyle bakmıyor” ifadelerini kullandı.
No comments:
Post a Comment