Thursday, July 25, 2024

AVİM - ABD SENATÖRLERİNİN YABANCI LOBİLERLE İLİŞKİLERİ: MENENDEZ DAVASI YAZAR : TEOMAN ERTUĞRUL TULUN - TUĞÇE TECİMER25.07.202415 dk okuma

 ABD SENATÖRLERİNİN YABANCI LOBİLERLE İLİŞKİLERİ: MENENDEZ DAVASI

ANALİZ NO : 2024 / 11

YAZAR : TEOMAN ERTUĞRUL TULUN - TUĞÇE TECİMER25.07.202415 dk okuma 


 Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA)


ABD Senatörü Bob Menendez'in yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla karşı karşıya kalması, Amerika Birleşik Devletleri'nde yabancı lobilerin politik etkilerini ve bu ilişkilerin yasal ve etik boyutlarını yeniden gündeme getirmiştir. Menendez'e yöneltilen  suçlamalar, sadece kişisel ve politik kariyerini değil, aynı zamanda Türkiye ile olan ilişkileri ve ABD dış politikasını da etkilemiştir. Bu bağlamda, Menendez'in Ermeni lobisi ile olan ilişkileri ve bu ilişkilerin politik etkileri, Amerikan yasama sürecindeki çıkar çatışmalarının ne denli karmaşık olabileceğini gözler önüne sermektedi


Senatör Menendez'in Yolsuzluk Davası ve Siyasi Etkileri


Profesör James Sample, Hofstra Üniversitesi'nde hukuk profesörü olarak görev yapmakta olup, CBS News New York ile yapılan bir röportajda Senatör Bob Menendez hakkındaki suçlu kararını detaylı bir şekilde açıklamıştır. Bu durum, Menendez'in resmi görevlerinin ötesinde ve aldığı rüşvetlerle doğrudan bağlantılı eylemleri kapsamaktadır; örneğin, Mısır'a 99 milyon dolar değerinde helikopter mühimmatı teslimini kolaylaştırma ve ortaklarını korumak için hukuki işlemlere müdahale etme gibi. [1]Menendez'in bu eylemleri birden fazla federal suçu, rüşvet, şantaj, dolandırıcılık, adaleti engelleme ve yabancı bir ajan olarak hareket etme gibi suçları içermekte olup, jüri kararının oybirliği ile alınmış olması savcılığın davayı güçlü bir şekilde sunduğunu ve Menendez'in federal yasaları açıkça ihlal ettiğini göstermektedir.[2] Menendez'in suçlu bulunması  siyasi geleceği üzerinde ciddi sonuçlar doğurmuş, önde gelen politik figürlerden istifa çağrıları gelmiş ve uzun bir hapis cezası olasılığını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca, kamu görevinde bulunma yasağı da dahil olmak üzere kariyerinde önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Menendez, suçlu kararına rağmen masumiyetini savunmaya devam etmekte ve kararı temyize götürmeyi planlamaktadır. Profesör Sample, temyiz hakkının yasal bir hak olduğunu belirtmekle birlikte, somut kanıtlar ve jürinin oybirliği kararının temyiz için önemli zorluklar oluşturduğunu ifade etmiştir. [3]


Senatör Menendez'in Hukuki Sorunları ve Türkiye Politikaları Üzerindeki Etkileri


16 Temmuz 2024 tarihinde Menendez, hakkındaki 16 ayrı suçlamadan yargılanmış ve tüm suçlamalar  jüri tarafından sabit bulunmuş, 'yabancı ülkenin ajanı olarak hareket etmekten' hüküm giymiş ve böylelikle ABD tarihine geçmiştir.[4]


Menendez'in yargı süreci, kişisel ve politik yaşamı arasındaki çizgilerin nasıl bulanıklaştığını ve bu durumun Türkiye ile olan ilişkiler üzerinde nasıl olumsuz bir etki yaratabileceğini göstermektedir. Küba kökenli göçmen bir aileden gelen Menendez ve Lübnan doğumlu Ermeni eşi Nadine Arslanyan ile ilişkileri, suçlamaların merkezinde yer almaktadır. Nadine, Senatör'ü Mısır istihbaratı ve askeri yetkilileriyle tanıştırmak, senato ofisinde gizli toplantılar düzenlemek ve sahte bir şirket kurarak yasa dışı finansal faaliyetlerde bulunmak gibi eylemleriyle dikkat çekmiştir. [5]


Örneğin, Türkiye'ye yapılan F-16 satışına karşı çıkması ve Türkiye'nin Akdeniz ve Ege'deki politikalarına yönelik eleştirileri, kişisel çıkarlarının ve yabancı etkilerin bir yansıması olabilir. Bu durum, Senatör'ün politik kararlarının, Amerika Birleşik Devletleri'nin ulusal çıkarları yerine kişisel veya yabancı çıkarlar doğrultusunda şekillendiği iddialarını güçlendirmektedir. [6]


Rum ve Ermeni lobisine yakınlığı ile tanınan Senatör, Türkiye’ye yapılacak F-16 satışına karşı çıkanların başında gelmiş, Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’deki politikalarından duyduğu rahatsızlığı da sıkça gündeme getirmiştir. İddialara göre, Senatör Menendez’in eşi Nadia'nın politik görüşleri, senatörün tutumlarını etkilemiş olabilir. Bununla birlikte herhangi bir senatörün kişisel duygularını ve çıkarlarını yemin ettiği devletinden daha üstün görmesi ve menfaatleri doğrultusunda hareket ederek gerek dış politikada ülkesinin aleyhine olacak şekilde faaliyetlerde bulunması gerek ise ülke içinde zararlı girişimleri hiçbir ülke için kabul edilebilir değildir. ABD yargısının temyize gitmesi beklenen Menendez’in yargı sürecinde ülke menfaatlerini göz önünde bulundurarak hareket etmesi beklenmelidir.


Menendez’in, Ermeni Ulusal Komitesi Amerika (ANCA) ve diğer Ermeni lobi grupları ile kurduğu yakın ilişkiler, bu ilişkilerin potansiyel çıkar çatışmalarına işaret etmektedir. Özellikle, Ermeni iddialarına güçlü destek vermesi, 1915 olaylarını soykırım olarak tanınması ve Türkiye ile Azerbaycan’a karşı tutum alması gibi eylemleri, ANCA’dan yüksek değerlendirmeler almasına neden olmuştur.[7] Ayrıca, Ermeni Kilisesi’nin Doğu Diyözesi tarafından 'Ermenilerin Dostu' ödülü gibi onurlandırmalarla desteklenmiştir, bu da uzun süreli ve karşılıklı bir destek ilişkisini göstermektedir. [8]


Menendez, Ermeni lobisi tarafından düzenlenen fon toplama etkinliklerinde mali destek sağlanmış olup, bu bağlamda yapılan kampanya katkıları, Ermeni lobisinin Menendez üzerindeki mali arka planını işaret etmektedir.[9] Menendez'in, ABD politikalarını Ermeni çıkarlarını destekleyecek şekilde yönlendirmede, bu finansal ve politik desteklerin etkisi bulunmaktadır. Bu durum, Menendez’in yasama kararlarının kendi seçmenlerinin en iyi çıkarları doğrultusunda mı yoksa dış finansal desteklerden ötürü mü etkilendiği konusunda endişelere yol açmaktadır. [10]


Senatör Menendez'in Ermeni Lobisi ile Çıkar Çatışmaları ve Bölge Politikalarına Etkisi


Senatör Bob Menendez'in dış politika uygulamaları, özellikle Orta Asya ile olan ilişkilerde, Amerika Birleşik Devletleri'nin stratejik çıkarlarına hizmet edip etmediği konusunda soru işaretleri yaratmaktadır. Menendez'in Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan gibi ülkelerle ilgili politikalarda aktif rol alması, bu bölgelerdeki ABD politikalarının şekillenmesinde belirleyici olmuştur.[11]


2019 yılında Menendez, Kazakistan Cumhurbaşkanına, milyar dolarlık banka dolandırıcılığına karıştığı iddia edilen bir mahkumun serbest bırakılması için mektup göndermiştir. Bu tür diplomatik girişimler, Menendez'in insan hakları ve hukukun üstünlüğü konularına duyduğu ilgiyi yansıtmakla birlikte, aynı zamanda kişisel veya dış çıkarlar için ofisini kullanıp kullanmadığı konusunda endişeleri de beraberinde getirmektedir. [12]


2020 yılında, Menendez ve diğer senatörler, COVID-19 pandemisi sırasında barışçıl aktivistlerin serbest bırakılması için Orta Asya cumhurbaşkanlarına çağrıda bulunmuştur. Bu mektuplar, bölgedeki insan hakları durumuna ilişkin ABD'nin endişelerini ifade etse de, Menendez'in uluslararası meselelere müdahalesinin, dış etkilerden bağımsız olup olmadığı sorgulanmalıdır. [13]


Bu gözlemler ışığında, Menendez'in Orta Asya'daki politik faaliyetlerinin, kişisel veya yabancı çıkarlar doğrultusunda mı yoksa gerçekten ABD'nin ulusal çıkarlarına ve bölgede istikrarın korunmasına yönelik mi hizmet ettiği tartışmalıdır. Yolsuzluk suçlamaları ve dış etkilerle olan ilişkileri, onun politika kararlarının nesnelliğini ve ABD'nin bu stratejik bölgedeki etkinliğini sorgulatmaktadır. [14]


Senatör Menendez ve Ermeni Lobisi ile Derin Maddi Bağlar


Ayrıca, Senatör Menendez'in Ermeni Ulusal Komitesi Amerika (ANCA) ile olan yakın ilişkileri iyi belgelenmiş olup, karşılıklı ve sürekli bir destek sistemi yansıtmaktadır. Bu ilişki, Ermeni meseleleri için güçlü yasal destek ve savunuculukla karakterizedir. Menendez, Ermeni yasalarını desteklemedeki tutumu nedeniyle ANCA'dan sürekli olarak yüksek puanlar almış ve ABD dış politikasında Ermeni çıkarlarını savunan bir ses olarak öne çıkmıştır, bunlar arasında Senato'nun 1915 olaylarını soykırım olarak tanıma çabalarına öncülük etmek ve Artsakh'ı desteklemek bulunmaktadır. ANCA'nın Menendez için açık ve ısrarlı desteği, senatörün politik eylemleri ile Ermeni lobisinin hedefleri arasındaki stratejik uyumu vurgulamaktadır. [15]


Senatör Menendez, Ermeni topluluğu ile olan ilişkilerini finansal destek aracılığıyla da pekiştirmiştir. Ermeni Ulusal Komitesi Yeni Jersey (ANC-NJ) gibi gruplar, Menendez'in kampanyaları için düzenli olarak fon toplama etkinlikleri düzenlemiştir, bu durum Menendez'in Ermeni topluluğundan aldığı finansal desteği göstermektedir. [16] ANCA ve diğer Ermeni lobi grupları, savunuculuk ve eğitim programlarına kaynak sağlamak amacıyla aktif bir şekilde bağış toplamakta, bu bağışlar Amerika Birleşik Devletleri'nde Ermeni iddialarını ilerletmekte kullanılmaktadır. Özellikle ANCA'nın Bağış Fonu, bu bağışlar için ana araç olarak hizmet vermektedir. [17]


Bu sürekli destek ve işbirliği, Senatör Menendez'in Ermeni konularındaki tutarlı savunuculuğunu pekiştirmekte ve Amerika Birleşik Devletleri dış politikasında belirleyici bir rol oynamaktadır. Menendez'in Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı olarak görev yaptığı dönemde, Ermeni çıkarlarını destekleyen politikaları savunmuş ve bu doğrultuda ANCA liderleri ile sık sık istişarelerde bulunmuştur. [18] Bu ilişkilerin derinliği, Menendez'in ABD dış politikasını şekillendirmedeki etkisini ve Ermeni lobisinin Amerikan politikasına olan nüfuzunu açıkça ortaya koymaktadır.


ABD Senatörlerinin Yabancı Lobilerle İlişkileri ve Yasal Düzenlemelerin Önemi


ABD Senatosu'nda, bazı senatörler Ermeni ve Yunan lobileri ile önemli bağlantılara sahiptir. Örneğin, Senatör Chuck Schumer (D-NY), Ermeni iddialarını desteklemekte ve Ermeni-Amerikan gruplarından takdir görmektedir. Senatör Robert Portman (R-OH) ise Ermeni Meseleleri üzerine Kongre Grubu'nda aktif rol almaktadır. Ayrıca, Senatör Marco Rubio (R-FL), Yunan ve Ermeni lehine kararlar desteklemiştir.[19]


Bu tür finansal ve finansal olmayan bağlar genellikle, kültürel etkinliklere katılım, Ermeni soykırım iddialarının tanınması için savunuculuk ve Kıbrıs gibi konularda Yunan pozisyonlarını destekleme şeklinde kendini gösterir.[20] Ancak, Senatör Menendez'in durumu, bu tür güçlü savunuculukların ve önemli mali desteklerin potansiyel etik sorunlarını ve çıkar çatışmalarını ortaya koymaktadır. [21]


Menendez vakası, yasama üyeleri ile belirli lobi grupları arasındaki yakın ilişkilerin, özellikle yolsuzluk iddiaları ile birleştiğinde, karşılıklı çıkar sağlama düzenlemelerine dönüşebileceği risklerini vurgulamaktadır. Bu durum, siyasi bağışlarda şeffaflık ve yasama üyelerinin lobi gruplarıyla etkileşimlerine yönelik açık etik kuralların gerekliliğinin altını çizmektedir. Menendez'in özellikle vahim olan durumu, siyasi sistemdeki çıkar çatışmaları potansiyeline dair bir uyarı niteliğindedir ve dikkatli denetimin önemini hatırlatmaktadır. [22]


ABD'deki Yabancı Ajanlar Kanunu ve Detaylı Analiz İhtiyacı


1938 yılında yürürlüğe giren Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası (FARA), yabancı hükümetler, siyasi partiler, işletmeler ve diğer yabancı kuruluşları temsil eden kişilerin Adalet Bakanlığı'na kaydolmalarını ve faaliyetlerini kayıt altında tutmalarını zorunlu kılar. Bu yasa, şeffaflığı sağlamayı amaçlar ve yasama üyelerinin yabancı çıkarlar lehine hareket etmelerinin önüne geçmek için önemli bir araçtır. Menendez vakası, bu yasanın önemini ve ABD siyasetinde yabancı etkilerle mücadelede daha fazla adım atılması gerektiğini göstermektedir. İlerleyen çalışmalarda, bu yasanın detaylı bir analizi yapılacak ve mevcut zorluklar ile potansiyel iyileştirmeler ele alınacaktır.[23]


 

No comments:

Post a Comment