Wednesday, August 5, 2020

Çiftçimize kurulmak istenen tuzak: Tarım yok edilmesin.

Çiftçimize Kurulan Tuzak: TARIM YOK EDİLİYOR

 

AKP Türkiye’de kurutmadık, yok etmedik alan bırakmadı. Tarım ve hayvancılık da bu yıkımdan payını aldı.

ATATÜRK 1925 yılında, 682 numaralı yasa ile yerli tohum ve fidanın halka bedava dağıtılmasını yasalaştırdı.

AKP;

Önce çiftçinin tohumunu elinden aldı. 2006 yılında yerli tohumu 5553 numaralı yasa ile yasakladı. Çiftçiyi küresel tohum şirketlerine mecbur ettiler. İthal tohumla birlikte hastalık geldi. Çiftçiyi küresel şirketlerin kimyasallarına, ilaçlarına mahkum ettiler.

ABD Başkanı Henry Kissinger 1970 yılında; “petrolü kontrol ederseniz ülkeleri, gıdayı kontrol ederseniz insanları yönetirsiniz” sözü ile bu alandaki uzun vadeli planı açık bir şekilde ortaya koymuştur. 

AKP uyguladığı TARIMSIZLIK POLİTİKASI ile Türk Milletini “gırtlağından” küresel şirketlere teslim etmiştir. Gerçek budur!

Bu durumda;

Türkiye’ye bir ambargo konursa;

AÇIZ! AÇ!

***       ***

Lüks yatlara sıfır vergi ile yakıt verip, çiftçiye mazotu piyasa değerinden verdiler. Girdiler, maliyet yükseldi. Üretici malını hasat edip satacağı zaman AKP sıfır gümrük vergisiyle o ürünü ithal etti.

‘Tarımı bitirmeye yemin etmiş’ gibiler.

Ege’de adalarımızı işgal eden ve Türkiye’ye doğrulttukları silahlarıyla gösteri yapan Yunanistan’dan buğday alıyoruz. Yani, Yunan çiftçisini destekliyoruz. Ceviz cenneti ülkemiz ceviz ithal ediyor. Elimizden düştüğü yerde bile biten ayçiçeği ithal ediliyor. Türkiye’de Türk Çiftçisinin ürettiği ne varsa, sıfır gümrük vergisi ile ithal edilerek Türk çiftçisi vuruluyor.

Rakip esnaflar arasında bazen dansız bir rekabet başlar. Rakibini batırmak isteyen esnaf, sermayesine güvenerek malını maliyetinin çok altında satar. Rakibi indirim yapsa zarar edecek, indirim yapmasa malını satamayacak. Her iki seçenek de batması demek. AKP’nin TARIMSIZLIK politikası rakibini yok etmek isteyen tüccar davranışına benziyor.

***      ***

Ankaralı çiftçiler 2 yıldır nohut ekmiyordu. Tarım Bakanlığı Esnaf Kefalet Kooperatiflerini araya koyarak çiftçiyi nohut ekmeye ikna etmiş. Çiftçi nohut hasadından sonra ürününü TMO’ne götürüyor. TMO Yetkilileri çiftçiye;

“Ürününüz standartlara uygun değil diyerek” nohutları almıyor.

Çiftçiyi ekmekten, tarımdan soğutmak için her şey yapılıyor.

AKP Yabancı çiftçilere 60 milyar dolar ödedi. Kendi çiftçisine ödemesi gereken 60 milyarı ödemedi.

Çiftçiler borç ve icra ile boğuşuyor. Bu noktada gene geçmişe gidelim:

Atatürk İstanbul Florya’da Halil Ağa’nın öküzünün vergi memurlarınca alındığını öğrenir.

Bu olaydan sonra aşağıdaki kanun bir gecede hazırlanıp yasalaştırılmıştır.

İcra İflas Kanunu Madde 82/4.: Borçlu çiftçi ise, kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer teferruatı ve tarım aletleri haczedilemez..."

Atatürk laf olsun diye ‘köylü milletin efendisidir” demedi. Çiftçinin Efendi olarak kalması için gerekli her şeyi yaptı.

Köylü demek toprak demektir! Toprak demek VATAN demektir. Toprak sahibi için vatan bir başkadır. KÖYLÜ OLMAK VATANA KÖK SALMAKTIR! Topraktan kopmak köklerinden kopmaktır.

AKP’nin tarım politikasızlığı milleti toprağından koparıp köksüzleştirme politikasıdır. Köylüyü üretmekten soğutup şehirlere sürme, küresel şirketlere köle yapma politikasıdır.

Sormak lazım: Köylüyü toprağından kopararak kimlere alan açacaksınız?

AKP’nin tarımsızlık politikasının anlamı;

ANADOLUYU BOŞALTARAK TÜRKSÜZLEŞTİRME POLİTİKASIDIR.

Türk çiftçisi, toprağını sakın satma! Biliyorum, zordasın. Biliyorum, evlatların için gelecek endişesi içindesin. UNUTMA, GELECEK TOPRAKTADIR. Bugün sabredersen, yarın efendi de, patron da sen olacaksın!

Bu pandemi süreci bize şu gerçeği gösterdi.

Gelecek üç ayak üzerinde şekillenecektir: 1. Tarım(hayatı devam ettirebilmek için zorunlu ve stratejik), 2. Bilişim, 3. Enerji

Köylü bu üç ayağın ana unsurudur. Sakın, kimse tarlasını satmasın. ANADOLU TOPRAKLARININ BOŞALTILMASINA İZİN VERMEYİN!

Üreten o nasırlı ellerinizden öperim.

Zahide UÇAR (05. 08. 2020)

 

No comments:

Post a Comment