Tuesday, April 4, 2017

Mahiye Morgül'ün tezi : Akmenid'ler Oğuzlu boyudur.

Akmenid Oğuzlu Devleti


Büyük Kuruş ve eşi Semiramis’i İranlı ressamlar böyle resmetti.
Akmenid İmparatorluğu, 1.Karus’un kurduğu Oğuzlu devletidir. MÖ.550 de kurulmuş olan, MÖ.535’de köleliği ilk kaldıran, o nedenle adı EGEMEN olan ilk Oğuzlu devlettir. (Akmen-id: Egemen-ler)
1.Karus’un kızı Artemis ile oğlu Serhaz (Kserkses), “Antikarus” ordusunu topladı. Antikarus; Anası Asker; “askerler” demektir. Karusi sözcüğü ile Kuret/ Kor-ata /Kurt sözcükleri sesdeştir.
Karusi ordusunda, Rize’de bugün adı Askoroz olarak kalan yerdeki antik Bahriye/Bahariye körfezi çevresinden, yani Doğu Karadeniz’den, Rize-Potomya ve Tao (Artvin-Yusufeli) ve Kafkasya’dan Amazon anneler vardı. Artemis, kadın taburların başındaki baş kadın savaşçıydı. Atina’ya kadar gittiler, tefecilerin kaçırıp köle sattığı oğullarını ve bilim adamlarını kurtararak zaferle döndüler. (MÖ.535)
MÖ.334’de Akmenid Karusi devletinin sınırlarını ve İskender’in güzergâhını gösteren harita:

Yeri gelmişken, MÖ.500’de, Çin (Kina) hükümdarı Ulu Bilge Laozi, halkının cehaletine kızıp Karusi topraklarına gitmiş, bu gidişi öküz üzerinde resmedilmiştir. Konfüçyüs ile aynı dönemde karşımıza çıkan bu devletin töresi Oğuz Şaman kültürü olup Konfüçyüs’ün öğretisinde aynen karşımıza çıkar.
“Kürt” sözcüğünün kökenindeki Kor-ata /Karus kavramı, Akmenid kurucusu 1.Karus adında vardır. Bu bir etnik tanım değildir. “Asker” anlamında olup, Karesi, Karus, Kuroş, Korata gibi sesdeş açılımları bulunur.
Antik Efes Kuret’ler caddesindeki üç hilalli lahitler KARUSİ beylerinin mezarlarıdır. Üç hilal, gök yüzünde üç hafta görünüp bir hafta görünmeyen, Kibele kültünün bereketli hilalini temsil eder.
Akmenid Oğuzlu devletini yıkmak için MÖ.334’de İskender’i gönderen Atinalı oligarkların (tefeci bankerler, köle tacirleri) Bitlis-Sason şehir kralı gibi Baharat/Bagrad yoluna bekçilik eden işbirlikçileri vardı. İskender öldürüldüğünde (MÖ.322) oligarklar dediler ki, “Barbarlarla Yunanlıları birleştirme çabası başarısız oldu.” Galiba bu kavram 2001’de “Medeniyetler buluşması” adıyla güncellendi, tefeci bankerler bu kez New York’tan Taksim’e taşınmak niyetindedir ve yine galiba Bagradi tayfasından yardımcıları vardır.
İskender öldürüldükten sonra Antikarus (Karusiler) ordusunun komutanları Selevkos ve Pantus gibi Oğuzlu devletlerini kurdular.
Kuzey ve Kafkasya bölgesini Karus’un oğlu Serhaz ve onun oğulları yönetmeye devam etti. 3.Darius’dan itibaren onun soyundan gelenlere Mitridat Hanedanı denildi, onun gibi yürekli vatansever olan Kafkas kökenlilere de ÇERKEZ denildi. Anlaşılacağı üzere Çerkez adı bir etnik ad değil, bir sıfattır, tıpkı Kürt olmak gibi, tıpkı Türk olmak gibi.
Çerkez: Baş Oğuzlu, sınır ötesinde serhat yapan...
Kürt: Kor-ata, Asker, Kor yürekli savaşçı...
Türk: Turc, Türeyen, Tur-esiği, Dor, Hilal inanışlı olan…
Artemis’in başındaki hilal sembolüyle ifade edilen inanış; Torc.
Artemis’in bir diğer adı; TurgAtasi.
Özgür Akmenid Karusi kültürüne tarihten örnek: İskender’e teslim olmayarak evlerini ateşe veren Kınık Santos halkı tarihe bu direnişleriyle geçti. MÖ.400’de Yunan yağmacılarına karşı kendini kayadan uçuruma atan Yusufeli halkı ve Trabzon dağlarında kalesinin içinde ölene kadar direnen, ateşe verdiklerinde bile dışarı çıkmayan Oğuz beyleri örnektir. (Bkz. Anabasis)
Son örnek Mustafa Kemal ve onun askerleridir!
İskender’in Atina’ya götürüp orada köle olarak sattığı Amazon kadınlar, verildikleri evin erkeğine “Sizin her işinizi yaparız ama sizinle asla konuşmayız” dediler ve ağızlarını yazmalarıyla kapattılar. Bu töre, Oğuzlu kadınlarda “bana hakaret ettin, sana küsüm, artık seninle konuşmam” demektir.
MÖ.500-332 arasında Mısır kralları Darius ve Arta-serhaz’ın adını taşır. Arta (asker, erat) Ser-Kos; Dor Oğuz Askerleri. Eski Mısır bayrağı da yedi yıldızlıdır; Kölemen Oğuzlu beylerinin Kafkas kökenlerine işaret edecektir.
İnternetten Arta Serkos III, Oğuz (OKHUS) dönemi:
Artaxerxes III of Persia (ca. 425 BC – 338 BC) Artaxšaçā), was the Great King (Shah) of Persia and the eleventh Emperor of the Achaemenid Empire, as well as the first Pharaoh of the 31st dynasty of Egypt.

http://en.wikipedia.org/wiki/Artaxerxes_III_of_Persia
Ochus was the name of Artaxerxes before ascending the throne; and Artaxerxes III (Old Persian:𐎠𐎼𐎫𐎧𐏁𐏂𐎠, Artaxšaçrā, "he whose empire is well-fitted" or "perfected", or Arta:"honoured"+Xerxes:"a king" ("the honoured king"), according to Herodotus "the great warrior"[5][6]) was the throne name adopted by Ochus when he succeeded his father in 358 BC. He is generally referred to as Ochus, but in Iran he is known as Ardeshir III (اردشیر سوم Modern Persian form of Artaxerxes). In Babylonian inscriptions he is called "Umasu, who is called Artakshatsu". The same form of the name (probably pronounced Uvasu) occurs in the Syrian version of the Canon of Kings
Fonetik Umasu, Artakshatsu: Arta+ Ksh + Atsu; Atası Oks Erat.
Umasu: Uma-su; Ma’nın oğlu(uşağsı), Maz inanışlı, Kafkas kökenli demektir.
Karusi başkenti Persepolis’te 3.Oğuz’un Anıt Müzesi:
PAZARGADA; Peder-God; Oğuz Babası
İnternette 3.Oğuz’un ailesi:
Artaxerxes III was the son of Artaxerxes II and Statira. Artaxerxes II had more than 115 sons by many wives, most of them however were illegitimate. Some of Ochus' noticeable siblings were Rodogune, Apama, Sisygambis, Ocha, Darius and Ariaspes, most of them were murdered soon after his ascension.[21] Artaxerxes married his niece and the daughter of Oxathres, brother of the future king Darius III.[32] His children were Arses, the future king of Persia, Bisthanes, and Parysatis.[1]

Oğuz(Oxus) Hazinelerinden bir Akmenid bileziği. İngiltere Albert Müzesindedir.
http://en.wikipedia.org/wiki/Oxus_Treasure
Akmenid Karusi Oğuz Beyleri: 538–332 (internetten)
Cyrus: 538–530 BC
Cambyses: 529–522 BC
Darius I: 521–486 BC
Xerxes I: 485–465 BC (3 bin kişilik ordusuyla Atina’ya kadar gidip savaşan Oğuz beyi)
Artaxerxes I: 464–424 BC
Darius II: 423–405 BC
Artaxerxes II: 404–359 BC
Artaxerxes III (Ochus): 358–338 BC
Arses (Arogus): 337–336 BC
Darius III: 335–332 BC
Akmenid devletinden sonra kurulan Selevkos Oğuzlu devleti, Artemis’in soyundan gelen ANASI OĞUZ (Antikos) hanedanı tarafından, Kırım-Kafkas çevresinde kurulan Pantus Oğuzlu devleti ise Darius’un soyundan gelen Mitri Date hanedanı tarafından yönetildi. Her iki devletin parasında da Bazileus (Başoğuzlu) yazısı okunurdu.
Selevkoslardan sonra, Ardeşir (Oğuz) tarafından kurulan Sasani devletinde, tefeciliğin ve köleliğin yasaklanması gibi, tamamen Karusi töreleri geçerliydi. İslamiyet, bu dönemde köleci Yahudi korsanlara karşı büyük savaşlar verilerek ortaya çıktı. Oğuzlar kendi törelerini orada gördükleri için İslam inanışına sahip çıktılar. Yine bir direniş devleti olan Palmira (3.yy) ve Şeddadi Devleti (7.yy) de Sasanilerin devamıdır.
İnternetten Sasaniler hakkında: “Sasaniler, Akamenid Hanedanı geçmişlerinin görkemini yeniden canlandırırken sadece taklit ediyor değillerdi. Bu dönemin sanatı, belli açılardan İslam sanatının anahtar özelliklerinin öncülüğünü de yapacak şekilde şaşırtıcı bir güçtedir.”
(bkz. http://tr.wikipedia.org/wiki/Sasani_Hanedan%C4%B1)
Sasanilerden sonra geniş Karusi topraklarında Buhara merkezli Şamani devleti (934 - 1020) ve İsfahan merkezli Büyük Selçuklu devletleri kuruldu.
MÖ.5.yüzyılda Akmenlere paralel olarak Çin topraklarında kölelikle mücadele eden Şaman-Oğuz kültürüyle eş değerde öğretiler ortaya çıktı. Konfüçyüs ve Laozi öğretisi böylece araştırmamızın içine girdi.
Akdeniz’in doğusunda Kıbrıs adası olarak bildiğimiz antik Alazya’da kurulan son Oğuzlu devleti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir!
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın cenaze töreninde gördüğümüz semboller; cenaze aracının üzerinde sarı hilal(Turc), aracın yanlarında bereketli üç hilal ve tabutu taşınırken üzerine konulduğu sarı hilalli sanduka, kurucusu olduğu Kıbrıs Mukavemet Teşkilatının sembolleri, gibi semboller Oğuzlu sembolleridir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet forsu olan Kırmızı atlas üzerinde, ortasında büyük Şems olan bayrak, yeni nesillere unutturulmak istenen ulu Şaman-Oğuz güneşidir. 2005 yılında Türk lirasından buğday sembolü olan bereket duası kaldırıldı ve ayrıca kağıt paradan Şems yok edilerek yerine yedi köşeli uyduruk bir şekil ile Protestanlık sembolü kuyruklu yıldız konuldu. 2012 yılında bir ek daha yapılarak TL sembolü Ermenistan para sembolüne benzetildi.
Akmenid parasında ise kurucu kralın adı KURUŞ, ortasında KARE şeklinde delik vardı. 1960’lı yıllara kadar Cumhuriyetimizin Kuruş parasının ortasında daire şeklinde delik ile arpa-buğday vardı. Kare, Kara dediğimiz TOPRAK KUTSALDIR kavramı olup, Ahlat Şehitliğindeki mezar taşlarında, koç boynuzlarının yanı sıra çokça görülür. Keza buradaki kaya evlerinde başı üzerinde üç noktalı Tavus Kuşu, Şamanoğulları devletinin de sembolüdür. Üç nokta işareti, Akmenid Karusi devletinin çok önemli sembolüdür.
Üç nokta, Oğuzlarda üç kuralı hatırlatır. Üç öğüttür. İyilikle düşün, iyilikle konuş, iyilikle davran. Bu üç kural Alevi kültüründe ise üç nokta eline-beline-diline sahip ol şeklinde devam etmiştir. Karadeniz çevresinde yaşayan Pantus Oğuzlularda, Kafkas Kolğis (Oğuzoğlu)halkında şöyledir: Asla borç para almayacaksın, iyi at bineceksin, iyi kılıç kullanacaksın!
Şam’da MÖ.1.yy’da Selevkos döneminde yapılmış olan Jupiter bilimevinin (Şimdiki adı Umayyed Camii) iç mekan sembollerinde üç nokta belirgindir.
Jupiter bilimevini kuran SelevKos (Oğuz Ulusu) atalarına ve buraya adı verilen 6.Mitridate Hubyar Sultan’a şükran duası yapan bu satırların yazarı M.Morgül üç noktalı sütunun önünde.(1.11.2011-Şam. Fotoğraf: N.Yıldız)

Akmenid devleti tarihte köleliği resmen yasaklayan ilk egemen devlettir.
Bu topraklarda sömürgeci batı devletlerinin işgalleri daima bu büyük ŞAMANİ/Kumani kardeşlik kültürünün engeline takılmıştır. Sömürgeciler bu topraklarda geçici iktidarlar kurmuş olsalar da bu tarihi kan uyuşmazlığı nedeniyle hiçbir zaman kalıcı olamamışlardır. Her seferinde direnen Oğuzlular yeni devletler kurarak devam edegelmişlerdir.
Akmenid başkenti Persepolis (Şiraz) şehri civarında bugün yaşayan Kaşgari Oğuzlular Alevi olup, Artvin halkıyla aynı çalgılara ve aynı Türkçeye sahiptirler. Burada üretilen Türkmen halılar dünyada İran halısı olarak bilinmektedir. Şiraz civarından 2,5 milyon insan 8 yıl süren İran-Irak savaşında ölmüş, 1988’de gaz bombalarıyla saldırılan Halepçe’de sanıldığı gibi Kürtler değil, İran molla rejimine muhalif Şirazlı kadın ve erkek taburlar zehirli gaz bombalarıyla katledilmiştir. Her iki tarafa da silahları verenin bir ABD silah patronu olduğu daha sonra açıklandı.
Ancak Irak toprakları 36.paralelden bölünmüştü, Irak devleti bu bölgeye giremiyor, ABD İncirlik üssünden buraya silah ve yiyecek yardımları yaparak yeni bir terör üssü yaratıyordu. İstenen, planın bundan sonraki aşamasında, Karusilerle aynı taşıyan yeni bir kukla İsrail devleti kurmaktı. Sanki Yahudi tefecileri Babil’den kovan Karusilerden rövanş alınacaktı. 1988’den sonra bu topraklarda çok Müslüman Kürt, Türk ve Arap kanı akıtıldı.
Yine de 3.bin yılın haçlı seferine çıkan küresel çetelerin petrol yataklarını tümüyle ele geçirme hayalleri planladıkları gibi gitmedi, gitmiyor, gitmeyecek, çünkü bu toprağın tarihine “Burası Egemen Topraktır” diye yazan Karusilerin torunları burada yaşıyor!
3.3.2012 /M.Morgül
Ekler:
1.Serhaz Atina seferinde Çanakkale’den geçerken ve Van Kalesinde Serhaz Yazıtı:
Ahameniş/Akmenid Beyi, Mısır Firavun’u olarak da adı geçer.
http://tr.wikipedia.org/wiki/I._Serhas
İnternetten alıntılar:
“I. Serhas veya Kserkses (Persçe: Hşayarşah (خشايارشاه)‎[1])(hüküm: MÖ 485–465) Ahameniş İmparatorluğu'nun Pers kralıydı. Yunanca Eski Pers hükümdar adlarından Xšayāršā (Hşayarşa) sözcüğünden gelen Serhas, "kahramanlar kralı" anlamına gelmektedir.[2]
Pers kralı I. Serhas, yıllardan bu yana babası Darius'un Yunanlılara karşı başlattığı savaşı sürdürmek için hazırlanıyordu. Atina'ya karşı büyük orduyla sefere çıtı. MÖ 484'te Serhas komutasındaki ordu Anadolu'ya vardı ve Çanakkale'de, Çanakkale Boğazı (Dardanel)'in karşı kıyısında yer alan Abidos'a gemilerden bir köprü yapıp askerlerini boğazdan karşıya geçirdi.”
“Eski Yunanistan’da köle tacirlerinin ve tefeci bankerlerin kurduğu para sisteminin kullanıma geçmesiyle tüccarlar sınıfının ortaya çıkması, büyük şehirlerde sınıf ayrılıklarına yol açtı.[33] MÖ 650'lerden başlayarak aristokratlar devrilmemek ve Tiran diye adlandırdıkları gaddar, halkçı liderlerin onların yerini almaması için büyük mücadeleler vermek zorunda kaldılar.”
İşte bu sınıflarla Anadolulu Akmenid Karusi beyleri ve kraliçeleri devamlı çatışma halinde oldular. Diyebiliriz ki tarih bu sınıf çatışmalarının kitabıdır, ancak tarihi yazan kalemler, tefeci tüccarlar sınıfının tarihçileri olduğu için, onların Tiran veya Fravun dedikleri aslında bizi kölelikten kurtaran, özgür/ egemen yapan Akamen Ata’lar bizim koruyucularımızdı.
İstanbul’un Yunanlı oligarkların eline geçmesi de aynı süreçte bir karşı saldırı sonucunda, MÖ.485 yılındadır.
Mazeus 1.Mitridate’nin MÖ.305’de Atina’ya kadar giderek tekrar köleliği kaldırmasına yenilgi der onlar. Kölelerin serbest bırakılmasına “totaliter rejim” derler.
Örneğin, Akmenid beyi Kurus (Kyrus) ile yaptıkları savaştan şöyle söz ederler. “MÖ 405 Aegospotami Savaşı'nın kaybedilmesi ile Atina iflasın eşiğine sürüklenmeden, bir an önce barış istemek zorunda kaldı. Bu da Sparta'nın en çok istediği şeydi ve Atina için acımasız hükümlere sahip bir anlaşma hazırlandı. Çaresiz, anlaşmayı kabul eden Atina şehir surlarını, filosunu ve deniz aşırı tüm topraklarını kaybetti. Totaliter rejim Sparta'nın da desteği ile güç kazandı.”
Aegospotami Savaşı nedir, fonetik analizle bakalım: Aegos (Oğuz) Potami (Opadamı): Oğuz baş şehri. Yani, Mora yarımadasındaki Oğuz şehrinden söz ediyor.
Atina’nın güneyindeki şehirler Akmenid Karusi, yani Oğuzlu (Persi) toprağı idi. 1.Darius döneminde haritası buydu:
http://conservapedia.com/World_History_Lecture_Two#Assyria
Köle taciri tefeci bankerlerin şehir devleti olan Atina’da oligarklar, 405 Oğuz Opadamı yenilgisinden sonra Makedonya kralı Filip’den yardım istedi. Bu tarih Atinalılarla Selaniklilerin (Makedon) ilk buluşma tarihidir. 354’de Efes’e saldırdılar, Artemis kütüphanesini yaktılar. Ancak Anadolu’da ilerleyemediler. Ancak İskender’in 334’de sefere çıkmasıyla yeni bir soygun dönemi başladı, fakat onun öldürülmesiyle işgal ettiği şehirlerde kurulan tefeci bankerlerin ömrü de çok kısa sürdü. MÖ.88 Efes Akşamı diye tarihe geçen köle tacirlerine karşı ayaklanmada tefeci bankerler buralardan bir daha sürüldü, sağ kalanlardan Rodos’a kaçanlar orada Roma-Venedik tacirlerinden “şövalye” ödülü aldı. Onları süren Eubador VI.Büyük Bedri ise 88 Efes Akşamı ayaklanmasını örgütlemekle, Atina halkına da özgürlük getiren “Büyük Baba” PAN olarak hem Anadolu’da hem Atina’da efsane oldu.
VI.Büyük Bedri (MÖ.132-63), kendisinin Akmenid hanedanından olduğunu, Darius’un soyundan geldiğini söylerdi.
Akmenid kutsalı “5 Esima” Alevi deyimidir; Ay, Güneş, Hava, Su, Toprak!
Akmenid 3 kutsalı: İyi şeyler düşün, İyi şeyler konuş, İyi işler yap!
Üç kutsalın sembolü 3 noktayı günümüzde görmeye devam ediyoruz. Şam’daki Jupiter Bilimevinin(MÖ.3.yy) son adı Umayyed Camiidir.
16.3.2012
Mahiye Morgül

1 comment: