Amiral CEM GÜRDENİZ'in
17 Nisan 2015 günü Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
ve Mülkiyeliler Birliğince birlikte düzenlenen seminerde yaptığı
“JEOPOLİTİK, SAVUNMA VE GÜVENLİK PERSPEKTİFİNDE
TÜRK DENİZ GÜCÜ VE 21NCİ YÜZYIL” konulu sunumundan alıntıları paylaşıyorum.
Denizlerdeki mücadele dünya tarihini şekillendirmiştir.
DENİZ, TOPLUMLARIN ÇAĞLAR SÜREN GELİŞİM SÜRECİ İÇİNDE REFAH, SAVUNMA VE GÜVENLİK ALANLARINDA VAZGEÇİLMEZ ÖNEMDE VE ÖNCELİKTE ROL OYNAMIŞ, GÜÇ MÜCADELESİNDE EN ÖNEMLİ ÇIKAR ÇATIŞMA ALANI OLMUŞTUR. BİR BAŞKA DEYİŞLE, DENİZLERDEKİ MÜCADELE DÜNYA TARİHİNİ ŞEKİLLENDİRMİŞTİR.
DENİZCİ DEVLETLER ÖNCE SANAYİ TOPLUMU, SONRA BİLGİ TOPLUMU AŞAMALARINI BAŞARI İLE GERÇEKLEŞTİREREK GÜNÜMÜZÜN REFAH TOPLUMLARINI OLUŞTURMUŞLARDIR.
KÜRESEL HEGEMONYANIN ANAHTARI DENİZ HEGEMONYASIDIR. TARİH BOYUNCA BÖYLE OLMUŞTUR.
KÜRESEL ÇAPTA DENİZ GÜCÜ KURMANIN ANAHTARI DA OKYANUS AŞIRI BİR DONANMAYI TESİS VE İDAME EDEBİLMEKTİR. BUGÜN İÇİN SÖZ KONUSU DONANMANIN UÇAK GEMİSİ VE NÜKLEER DENİZALTILARA SAHİP OLMASI ŞARTTIR. DENİZ HEGEMONLARI BÖLGESEL
HEGEMONLARIN YÜKSELİŞİNİ BAZEN SAVAŞLA, BAZEN KAPİTÜLASYONLARLA, ÇOĞU ZAMAN DA ÜLKE İÇİ DİNAMİKLERİ KULLANARAK ÖNLEMEYE ÇABALAMIŞLARDIR.
TÜRKİYE İÇİN DE DURUM FARKLI DEĞİLDİR. GEREK OSMANLI İMPARATORLUĞU GEREKSE TÜRKİYE CUMHURİYETİ, İÇ VE DIŞ DİNAMİKLERİN İŞBİRLİĞİ VE EŞGÜDÜMÜ İLE DENİZ UYGARLIĞINDAN DAİMA UZAK TUTULMUŞTUR. GEREK DENİZCİLİK GÜCÜ, GEREKSE DENİZ GÜCÜ GELİŞTİRMESİ DEĞİŞİK ŞEKİLLER İLE DAİMA ENGELLENMİŞTİR.
MAVİ UYGARLIĞIN İKİ ANA EKSENİ VARDIR. BUNLARDAN BİRİNCİ EKSEN DENİZ GÜCÜNÜ İLGİLENDİREN JEOPOLİTİK ALANA, İKİNCİ EKSEN DAHA ÇOK DENİZCİLİK GÜCÜNÜ İLGİLENDİREN EKONOMİK VE PSİKOSOSYAL ALANLARA YÖNELİKTİR.
Donanma, sahil güvenlik ve deniz ticaret filosu deniz gücünü oluşturur.
BU ALANDAKİ EN ÖNEMLİ ENSTRÜMAN DENİZ GÜCÜDÜR. YANİ DONANMA, SAHİL GÜVENLİK UNSURLARI VE DENİZ TİCARET FİLOSUDUR. GÜNÜMÜZDE DENİZ TİCARET FİLOSUNUN ETKİSİ BU DENKLEMDE AZALMIŞTIR. BU NEDENLE ÖZELLİKLE DONANMANIN BÜYÜKLÜĞÜ VE ETKİNLİĞİ İLE BARIŞ VE KRİZ DÖNEMLERİNDEKİ DONANMA DİPLOMASİSİ VE GANBOT DİPLOMASİSİ KULLANIMLARINA YÖNELİK FAKTÖRLER BU DEĞERLENDİRMEDE ÖNE ÇIKAR. GÜÇLÜ BİR DONANMANIN VARLIĞI, JEOPOLİTİK HEDEFLERLE SİYASİ HEDEFLERİ ELE GEÇİRME VE KARŞI TARAFI ETKİLEMEYE YÖNELİK SOMUT SONUÇLAR ELDE EDİLİRSE, KENDİNİ İSPAT ETMİŞ OLUR. BU HEDEFLERİ ELE GEÇİREMEYEN BİR DONANMA, NE KADAR BÜYÜK OLURSA OLSUN GÖREVİNİ YAPAMAMIŞTIR.
KARDAK KRİZİ ESNASINDA YUNANİSTAN’IN GENELKURMAY BAŞKANI OLAN ORAMİRAL LİMBERİS’İN ANILARINDAKİ AŞAĞIDAKİ SÖZLERİ İBRET VERİCİDİR:
“BALKAN HARBİ VE DÜNYA HARBİ YILLARINDA ORDUMUZUN MEVCUDU 150 BİN CİVARINDA İDİ. FAKAT DONANMAMIZ, OSMANLININ 350 BİN KİŞİLİK KUVVETLERİNİN DENİZ YOLU İLE CEPHELERE SEVKİNİ ENGELLEYEREK, BU HARPLERİN SONUÇLARINDA TOPLAM 500 BİN KİŞİLİK BİR KUVVET GİBİ ETKİLİ OLDU."
Çeşme, Navarin Sinop baskınları ve II nci Abdülhamid’in donanmayı Haliç’e hapsetmesi
JEOPOLİTİK EKSEN, DENİZ DEVLETLERİ İÇİN BİR SEÇENEK DEĞİL, HAYATTA KALABİLMENİN GEREĞİDİR. TÜRKİYE GİBİ YARIMADA COĞRAFYASINA SAHİP BİR DENİZ ÜLKESİNİN, DENİZLERDEN HERHANGİ BİR ŞEKİLDE SOYUTLANMASI GEÇMİŞTE ÖRNEKLENDİĞİ ÜZERE YOK OLMASINA NEDEN OLABİLECEK GELİŞMELERİ TETİKLER. TARİHİMİZ BU DURUMUN PEK ACI ÖRNEKLERİYLE DOLUDUR. ÇEŞME, NAVARİN, SİNOP BASKINLARI İLE II’NCİ ABDÜLHAMİT’İN DONANMAYI YOK ETMESİNİN SONUÇLARI ÇOK AĞIR OLMUŞTUR. OSMANLIYI PARÇALAMAYA GELENLER, DAİMA DENİZDEN GELDİLER. TARİH TEKRAR ETTİRİLİRSE, GELECEKTE DE BÖYLE OLACAKTIR.
DENİZ DEVLETİ OLMANIN YOLU JEOPOLİTİK FARKINDALIĞINI ARTIRMAK, HAYATİ ÇIKARLARIMIZ OLAN ÇEVRELENDİĞİMİZ DENİZLERİ, YANİ MAVİ VATAN İLE TÜRK BOĞAZLARI VE KIBRIS’I MERKEZE ALAN DIŞ POLİTİKA VE GÜVENLİK POLİTİKASI UYGULAMAKTAN GEÇER.
DENİZ UYGARLIĞININ JEOPOLİTİK EKSENİ, SİYASET ÜSTÜ BİR ANLAYIŞLA TAKİP EDİLMELİ VE GELİŞTİRİLMELİDİR. ZİRA BU ALAN DEVLETİN BEKASI VE DEVAMLILIĞI İLE İLGİLİDİR.
OSMANLI DENİZ TARİHİ VE ÖZELLİKLE SANAYİ DEVRİMİNİ ISKALAYAN OSMANLININ 20’NCİ YÜZYILIN BAŞINDA YAŞADIKLARI BİZLER İÇİN ACI DERSLERLE DOLUDUR. İKİ MEŞRUTİYET ARASI DONANMAYA YAŞATILANLAR VE SONRASINDAKİ KAÇINILMAZ TOPRAK KAYIPLARI UNUTULABİLİR
ÜNLÜ DENİZ TARİHÇİMİZ ALİ HAYDAR EMİR ALPAGUT, BALKAN SAVAŞININ HEMEN SONRASINDA 1913 YILINDA DENİZ MECMUASINA YAZMIŞ OLDUĞU “DONANMA İSTEMEZÜK“ BAŞLIKLI MÜSTESNA YAZISININ SON PARAGRAFINDA ŞUNLARI SÖYLEMEKTEDİR:
“DENİZLER TÜKENMEZ BİR SERVET VE KUVVET KAYNAĞIDIR. OSMANLI MİLLETİNİN TABİATINDA İSE DENİZCİLİK OLMAYABİLİR. ANCAK ÖYLE BİR MEMLEKETTE OTURMAKTADIR Kİ O MEMLEKET STRATEJİK POLİTİK VE EKONOMİK DURUMU İTİBARIYLA DENİZLERE HÂKİM BİR MİLLETLE VAR OLMAK İHTİYACINDADIR. OSMANLI ASYA’SI KENDİSİNE BÖYLE BİR SAHİP BULUNCAYA KADAR KEŞMEKEŞTEN KURTULAMAYACAKTIR. İNSANLAR TABİATIN KANUNLARINA UYMAZLARSA YAŞAYAMAZLAR. OSMANLI TÜRKLERİ YA DENİZCİ OLMAYA VEYA ESKİ VATANLARININ KIZGIN ÇÖLLERİNDE ÇOBANLIK ETMEYE MAHKÛMDUR.“
Atatürk’ün strateji anlayışı ve denizcilik vizyonu.
CUMHURİYET, BU TRAJEDİLERDEN DERS ÇIKARMIŞ, ATATÜRK’ÜN STRATEJİ AKLI VE DENİZCİ VİZYONU TARİHİN TEKRARINA İZİN VERMEMİŞTİR. VERSEYDİ, YOKLUKLAR VE ZORLUKLAR İÇİNDE KURULAN SAVAŞLAR YORGUNU CUMHURİYET, DAHA ASKERİNE POSTAL VEREMEZKEN, HOLLANDA’DAN İKİ YENİ DENİZALTI, İTALYA’DAN DÖRT YENİ MUHRİBİ CUMHURİYET DAHA BEŞ YAŞINI DOLDURMADAN ISMARLAYABİLİR MİYDİ? CUMHURİYET DONANMASININ KALKINABİLMESİ İÇİN 1925 YILI BÜTÇESİNE EK ÖDENEK KOYULABİLİR MİYDİ?
CUMHURİYET DONANMASINA 1923 YILINDAN BUGÜNE KADAR BAYRAK TAŞIMIŞ TOPLAM 450 PARÇA SAVAŞ GEMİSİNİN TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKA VE GÜVENLİK POLİTİKALARI KAPSAMINDA ELDE ETTİĞİ KAZANIMLAR, TÜRKİYE’NİN YAKIN TARİHİNE YANSIMIŞTIR.
BU DÖNEMDE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ, HER ÜÇ DENİZ ALANINDA TÜRK ULUSUNUN HAK VE ÇIKARLARINI SADECE KORUMAKLA KALMAMIŞ, AKSİNE GELİŞTİRMİŞTİR. BUNU YAPARKEN ARKASINDAKİ EN BÜYÜK GÜÇ, DONANMASI OLMUŞTUR. DONANMA, 1974 YILINDA ÖNCE KIBRIS’TA ASKERİ BİR ZAFERİN ASIL UNSURU OLMUŞ, DAHA SONRA EGE’DE KITA SAHANLIĞI VE KARASULARI SORUNLARINDA YUNANİSTAN’IN EMRİVAKİLERİNE SET ÇEKMİŞ; LOZAN’DA DONANMASIZLIK NEDENİYLE TERK EDİLEN EGE ADALARININ YAKINLARINDAKİ 152’E YAKIN ADA, ADACIK VE KAYALIKLARIN AİDİYETİNİ, 1996 SONRASI KARDAK KRİZİ ÜZERİNDEN SORGULAMIŞ; KARADENİZ’DE MONTREUX REJİMİNİN SADECE SIKI BİR TAKİPÇİSİ OLMAKLA KALMAMIŞ, AYNI ZAMANDA DENİZ GÜVENLİĞİ İŞBİRLİĞİ VE EŞGÜDÜMÜNDE SAHİLDARLAR ARASINDA ÖNCÜ BİR ÜLKE OLARAK, BLACKSEAFOR, KARADENİZ UYUMU HAREKÂTI VE SAHİL GÜVENLİK İŞBİRLİĞİ FORUMU GİBİ SAHİLDARLAR ARASINDA DENİZ GÜVENLİĞİ VE İŞBİRLİĞİNE YÖNELİK ÇOK ULUSLU BİRÇOK GİRİŞİME HAYAT VERMİŞTİR.
2004 YILINDAN İTİBAREN ARKASINA ABD VE AB’Yİ ALAN GÜNEY KIBRIS RUMLARININ DOĞU AKDENİZ’DE TEK TARAFLI İLAN ETTİKLERİ MEB İÇİNDE, KIBRIS TÜRKLERİNİN VE TÜRKİYE’NİN HAK VE ÇIKARLARINI KORUYACAK ÖNLEMLERİ, BAŞTA AKDENİZ KALKANI (MEDİTERRANEAN SHİELD) İSİMLİ DENİZ GÜVENLİK HAREKATI OLMAK ÜZERE ETKİNLİKLE UYGULAMIŞ, 2009 YILINDA AB’NİN TÜRKİYE İLERLEME RAPORUNDA TÜRK DENİZ KUVVETLERİ BU YÜZDEN İSMEN ŞİKÂYET EDİLMİŞTİR.
2008 YILINDAN BAŞLAYARAK HİNT OKYANUSU’NDA SÜREKLİ VARLIK GÖSTERMEYE BAŞLAMIŞ, 2010 YILINDAN SONRA AKDENİZ VE HİNT OKYANUS’UNDA UZUN SÜRELİ DENİZ GÖREV GRUPLARI DOLAŞTIRABİLMİŞTİR.
11 Şubat 2011 Silivri baskını ve Avrasya jeostratejisi.
11 ŞUBAT 2011 SİLİVRİ BASKINI, YAKIN DENİZ TARİHİMİZİN EN KARANLIK SAYFASINI OLUŞTURMAKTADIR. BU BASKIN FARKLI İSİMLİ DİĞER KUMPAS DAVALARLA BERABER, ÖNCEKİ BASKINLARDAN FARKLI OLARAK, TÜRK DENİZ GÜCÜNÜN KUVVET YAPISINI DEĞİL, AMA DAHA ÖNEMLİ OLAN KOMUTA YAPISINI HEDEF ALDI. TARİHİMİZDE HİÇBİR BASKINDA 40 AMİRAL VE 400’E YAKIN EN İYİ KURMAY, MÜHENDİS VE DİĞER SINIFLARDAN MUVAZZAF DENİZ SUBAYI KAYBEDİLMEMİŞTİ.
1867 YILINA KADAR, OSMANLI DONANMASI’NDA 175 KAPTAN-I DERYA VEYA KAPTAN PAŞA
GÖREV YAPTI. BU TARİHTE BAHRİYE NAZIRLIĞI KURULDU VE DONANMA KOMUTANI BU MAKAMA BAĞLANDI. 1923 YILINA KADAR, 41 BAHRİYE NAZIRI GÖREV YAPTI. SÖZ KONUSU 216 KİŞİ ARASINDA GERÇEK DENİZCİLER BU SAYININ ÇEYREĞİNİ GEÇMEZ.
BİRİNCİ VE İKİNCİ BİNYILDA ANADOLU YARIMADASINDA DENİZ UYGARLIĞI KURAMAMIŞ OLSAK BİLE, YENİ YÜZYIL VE BİNYILLARDA SONSUZA DEK SÜRECEK TÜRKİYE CUMHURİYETİ DENİZCİLEŞMELİDİR. BU JEOPOLİTİĞİN BİR SONUCUDUR.
4TÜRKİYE AVRASYA’DA JEOSTRATEJİK BİR AKTÖRDÜR. DÜNYA TARİHİNİN BÜYÜK BİR
BÖLÜMÜNÜN YAZILDIĞI COĞRAFYA AVRASYA’DIR. TÜRKİYE’NİN 21NCİ YÜZYILDA AVRASYA’YA YÖNELMESİ JEOPOLİTİK VE JEO EKONOMİK BİR KADER OLACAKTIR. DÜNYA NÜFUSUNUN YAKLAŞIK %75’İNİN YAŞADIĞI; DÜNYA KARA KİTLESİNİN %37’SİNİN KAPSANDIĞI; DÜNYA EKONOMİSİNİN %60 HÂSILASININ ÜRETİLDİĞİ; DÜNYA ENERJİ REZERVLERİNİN %75’İNİN BULUNDUĞU AVRASYA’NIN EN KRİTİK BÖLGESİNDE BULUNAN ANADOLU, BÖYLESİNE KRİTİK BİR COĞRAFYADA YAŞAMANIN HEM ÖDÜLÜNÜ HEM DE BEDELİNİ YAŞAMIŞ TARİHİ BİR MİRASA SAHİPTİR.
BU TOPRAKLAR, ÇEŞME BASKININDAN SONRA, HAREKÂTA KATILAN RUS FİLOLARININ BALTIK DENİZİ’NDEN AKDENİZ’E GİRDİĞİNİ DUYAN VE “BALTIK’TAN AKDENİZ’E YOL VAR MI?”DİYE SORAN, III. MUSTAFA GİBİ DEVLET YÖNETİCİLERİNİ DE, “ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ’DİR!” DİYEREK ASLINDA BİR ULUSUN DENİZE YÖNELİŞİNİN BAŞLANGICINI HAYKIRAN MUSTAFA KEMAL’İ DE GÖRMÜŞTÜR. GELECEK NESİLLER MUSTAFA KEMAL GİBİ DÜŞÜNMELİDİR.
BATIDA ANADOLU KIYILARINA YAKIN EGE ADALARI İLE GÜNEYDE KIBRIS ADASI’NIN COĞRAFİ VARLIKLARI, ANADOLU JEOPOLİTİĞİNİN EGE VE DOĞU AKDENİZ’DE SONSUZA DEK GÖZ ÖNÜNDE TUTMASI GEREKEN YAPILARDIR.
Türk boğazları ve Ege /Doğu Akdeniz - Kıbrıs krizleri.
TÜRK BOĞAZLARININ SAVUNMA VE GÜVENLİĞİ HER TÜRLÜ ÖNCELİK VE ÖNEMİN ÜZERİNDEDİR. BU KAPSAMDA, KARADENİZ’DE, SAHİLDARLAR DIŞINDA, BAŞKA GÜÇLERİN SÜREKLİ DONANMA VARLIĞI BULUNDURMALARINA İZİN VERİLMEMELİ, MONTREUX BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ HER KOŞULDA DEVAM ETTİRİLMELİDİR.
TÜRKİYE’NİN KARASAL YÜZÖLÇÜMÜ YAKLAŞIK 780 BİN KM.² İKEN, ÇEVRE DENİZLERİMİZDEKİ KITA SAHANLIĞI/MEB (MÜNHASIREKONOMİ BÖLGEMİZİN) YANİ MAVİ VATANIMIZIN BÜYÜKLÜĞÜ, YAKLAŞIK OLARAK 460 BİN KM.²’DİR.
EGE’DE 1976 YILINDAN BU YANA YÜRÜRLÜKTE OLAN, BERN MUTABAKATI7 NEDENİYLE SÖZ KONUSU ALANLARIN İLAN EDİLMESİNDEN, SİYASETEN KAÇINILMIŞSA DA, AKDENİZ’DE BUGÜNE KADAR BÖYLE BİR İNİSİYATİFİMİZ SÖZ KONUSU OLMAMIŞTIR. BU KONUDA DIŞİŞLERİ BAKANLIĞININ, AKDENİZ’DE 2004 YILINDA TEK TARAFLI MEB İLAN EDEN GKRY’NİN HAMLELERİNE SADECE NOTALAR İLE REAKSİYON GÖSTERMESİNDEN VE 12 EYLÜL 2011 TARİHİNDE KKTC İLE İMZALANAN DENİZ YETKİ ALANLARININ SINIRLANDIRILMASI ANTLAŞMASINDAN ÖTE, AKTİF BİR POLİTİKA UYGULANAMAMIŞTIR. 2005-2009 YILLARI ARASINDA CUMHURİYET DONANMASI, DOĞU AKDENİZ’DE CAYDIRICI VARLIĞI İLE BİR ETKİ SAĞLAMIŞSA DA KUMPAS DAVALARLA BU ETKİNLİK, 2011 SONRASI KIRILDI.
EGE’DE YUNANİSTAN’IN TEK TARAFLI OLARAK KARASULARINI -İSTER GENEL, İSTER SEÇİCİ GENİŞLETME OLSUN- 6 MİLİN ÜZERİNE ÇIKARMASI YA DA TÜRKİYE ALEYHİNE KITA SAHANLIĞI VEYA MÜNHASI EKONOMİK BÖLGE İLAN ETMESİ, ASLA KABUL EDİLMEMELİ VE KARASUYU GENİŞLETMESİNİN BİR SAVAŞ NEDENİ (CASUS BELLİ) KABULÜNDEN VAZGEÇİLMEMELİDİR.
BENZER ŞEKİLDE, EGE’DE 1996 YILINDA, TÜRKİYE’NİN FİİLİ ASKERİ MÜDAHALESİ İLE SONUÇLANAN KARDAK KRİZİ, YUNANİSTAN İLE YENİ BİR SORUN ALANINI ORTAYA ÇIKARMIŞTIR. BU, EGEMENLİĞİ ANTLAŞMALARLA YUNANİSTAN’A DEVREDİLMEMİŞ ADA, ADACIK VE KAYALIKLAR (EGAYDAAK) SORUNUDUR. KARDAK KONUMUNDA EGE’DE 152 ADET FORMASYON MEVCUTTUR. BUNLARIN DENİZ YETKİ ALANLARI BÜYÜKLÜĞÜNE ETKİSİ % 6 CİVARINDADIR. BU SORUN ÇÖZÜLMEDEN, EGE’DE KITA SAHANLIĞI VE KARASULARI SORUNU ÇÖZÜLEMEZ
CUMHURİYET DONANMASI, ATATÜRK'ÜN, TÜRK'ÜN MİLLİ ÜLKÜSÜ OLARAK BELİRLEDİĞİ, DENİZCİ OLMA İDEALİNE HIZLA İLERLEYECEK ROTADA HALKIN DENİZCİLEŞMESİNE VE DENİZCİLİK GÜCÜMÜZÜN HER ALANDA GELİŞMESİNE KATKI SAĞLAMAYA DEVAM ETMELİDİR.
Denizler Hristiyanlara... Karalar Müslümanlara.
BU KONUŞMAYI 17’NCİ YÜZYIL İNGİLİZ DEVLET ADAMI RİCAUT DE LA MARLİNİÉRE’İN ŞU SÖZLERİ İLE BİTİRMEK İSTERİM:
“ ÖNEMLİ BİR GÖREVDE OLAN BİRİSİNDEN, OSMANLILARIN, VENEDİK’İ İSTESELER ELE GEÇİREBİLECEKLERİNİ, ANCAK ORADA ABDEST ALMAK İÇİN TATLI SU BULUNMADIĞINDAN BU İŞTEN VAZGEÇTİKLERİNİ, PADİŞAHIN DA VENEDİKLİLERDEN ALINACAK HAFİF BİR VERGİ İLE YETİNMEK NİYETİNDE OLDUĞUNU İŞİTTİM. DENİZE BU KADAR AZ ÖNEM VERMEYİ SÜRDÜRDÜKLERİ SÜRECE, BÖYLE BİR ŞEYİN OLABİLECEĞİ ASLA DÜŞÜNÜLMEMELİDİR. İHMALLERİNİ ÖRTMEK VE BU KONUDA KARŞILAŞTIKLARI BAŞARISIZLIKLARI ÜZERLERİNDEN ATMAK İÇİN, TANRI’NIN DENİZLERİ HIRİSTİYANLARA, KARALARI DA MÜSLÜMANLARA VERDİĞİNİ SÖYLERLER. HIRİSTİYANLARIN ORTAK ÇIKARLARI İÇİN ONLARIN BU DERİN UYKUDAN HİÇ BİR ZAMAN UYANMAMALARINI DİLERİZ,
ÇÜNKÜ TÜRKLER, GÜNÜN BİRİNDE DENİZDE GÜÇLÜ OLMAYI
AKILLARINA KOYARLARSA VE GEREKTİĞİ GİBİ ÇALIŞIRLARSA, BÜTÜN CİHANIN ÖNLERİNDE EĞİLECEĞİNDEN KİMSENİN KUŞKUSU OLMASIN.”
No comments:
Post a Comment