Hurriyet.com.tr
Haber
Giriş: 26.04.2021 - 19:12 | Son Güncelleme: 26.04.2021
- 20:01
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan
Biden'a çok sert 'soykırım' tepkisi
·
Yazdır
·
A
Yazı Tipi
·
·
·
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kabine
Toplantısı’nın ardından, 24 Nisan’da 1915 olaylarını tarihi bir skandalla
‘soykırım’ olarak tanımlayan ABD Başkanı Joe Biden’a sert tepki gösterdi.
Daha önceki ABD başkanlarının aksine
1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak
tanımlayan Biden, tarihi
skandala imza atarak "Ermenilerin tarihine saygı duyuyoruz. Bu acıyı
görüyoruz. Tarihi tasdik ediyoruz. Bunu da suçu birilerine yüklemek için değil,
bunun bir daha asla yaşanmaması için yapıyoruz" değerlendirmesinde
bulunmuştu. Tarihi skandala Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan sert
tepki geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı
açıklamada:
"ABD Başkanı Biden yayınladığı
mesajda coğrafyamızda 1 asırdan önce yaşanmış olaylarla ilgili mesnetsiz,
haksız ifadeler kullanmıştır.
Hiçbir tarihi ve hukuki ifadesi olmayan
bu söylemleri milletimizi ve bizi üzmüştür.
Türkiye karşıtı grupların baskıyla yer
verildiğini düşünüyoruz. Ancak bu durum iki ülke arasındaki tutumu ortadan
kaldırmıyor. Şayet böyle bir yola girilecekse bu yarıştan alnı ak tek millet ve
devletin biz olduğunu da hatırlatmak isteriz.
ABD ve Avrupa başta olmak üzere bize
soykırım ifadesi yönetenlerin millet içine çıkamayacak duruma gelecektir.
Osmanlı balkanlardan ve Kafkaslara uzanan nüfusunun yarıya yakını 10 milyon
ölüm yarısı sürgün acısı yaşamıştır. Üstelik biz bunu söylemiyoruz. Batılı
tarihçiler söylüyor.
"ARAŞTIRMALAR
İŞİN ERBABI, TARİHÇİLERE BIRAKILMALI"
Sadece dedelerin torunlarına yürekleri burkularak anlattığı acı hatıraları
vardır. Çünkü bu insanlar Türktür, Müslümandır.
Millet olarak bugüne kadar, kendi acılarımızı istismar haline getirerek hareket
etmedik. Biz acıları kalbimize gömük ileriye bakma bakış açımızı bazıları
yanlış anlıyor.
Hiç sınırlarımız dışına çıkmaya bile
gerek yok, Adana'dan Antep Maraş'a İstanbul'dan Çanakkale'ye kadar her şehrimiz
kendi kayıplarının peşine düşse bile yeter.
Ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını kim
bile bilir. Biz hala en başta söylediğimiz yerdeyiz. Tarihteki olayların
araştırılması, bu işin erbabına yani tarihçilere bırakılmalıdır. Siyasetçilere
değil.
Yıllardır dile getirilen Ermeni olaylarıyla ilgili ortak bir komisyon
kurulması çağrımıza bir cevap alamadık. Biz kendimize bu kadar güvenirken karşı
tarafın iddia sahibi olarak gerçek peşinde koşmak yerine meseleyi siyasi
peşinde koşması tek başına göstermeye yeter.
Meseleyi özetle anlatmak istiyorum.
Anadolu ecdadımızın yönetiminde farklı kökenden inançtan insanların yaşadığı
coğrafya olmuştur.
Tarihimize 93 Harbi diye geçen hadiseye
kadar bu barış iklimi sürmüştür.
"ÇETELER KADI ÇOCUK DEMEDEN ÖNÜNE GELENİ
ÖLDÜRDÜ"
Osmanlının son döneminde batılılar
tarafından silahlandırılarak bize karşı ayaklandırılmıştır. Balkan toprakları
bu şekilde başlatılan asimetrik savaşlarla ülkeden kopartılmıştır. Aynı durum
Doğu'da Ermeniler üzerinden oynanmıştır. Ermeniler köyleri ve şehirleri basıp
önüne gelen kadın çocuk demeden öldürmüşlerdir.
Bu çeteler topraklarımıza saldıran
Ruslarla iş birliği yapmıştır.
24 Nisan'da ne olmuştur? Aslında insani
trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. Sadece Osmanlı devletinin savaşa
halinde olduğu aleyhine faaliyet yürüten örgütleri kapatıp yöneticilerini
tutukladığı gündür.
Yaşanan herhangi bir can kaybı da söz konusu değildir. Ülkemizdeki Ermeni
toplumu bu tarihi acılarını anma günü olarak kabul etmiştir. Biz de bu tarihte
ne olduğunu bilerek Ermenilerin acılarına saygı duyarak son yıllarda mesaj
gönderiyoruz.
Yapılan işlem muhtemel bir tehlike değil
bilfiil yürüyen bir isyana artan katliama karşı alınmış bir tedbirdir. Dikkat
ederseniz bu tarihler Osmanlı Devleti2nin birçok cephede... Eli tutan erkelerin
çoğu cephede oldukları için geride savunmasız kadınlar çocuklar kalmıştır.
Ermeni çeteleri sadece masum ve
savunmasız insanları katletmişleridir.
Sadece Muş'ta 20 bin vatandaşımız
katliama maruz kalmıştır. Ermeni çeteler Trabzon civarındaki vatandaşları da
topluca öldürmekten çekinmemişlerdir.
Ortada karşılıklı savaştan kaynaklı
kayıp olsa bir yere kadar kabul edebilir. Ama tekrar ediyorum. Ermeni çeteciler
yaptıkları katliamı ve yüzbinlerce insanı göçe zorlamalarını övünerek
anlatmışlardır.
Osmanlı devleti çıkardığı sevk kanunuyla
Ermeni nüfusu başka bölgeye gönderme kararı almıştır. Üstelik bu karar tüm
Ermeni nüfusu değil çetelerin olduğu bölgeleri kapsamıştır.
"BIDEN GİBİ KAYNAKSIZ KONUŞMUYORUM"
1. Dünya savaşı öncesi Osmanlı topraklarında Ermeni nüfusu 1 milyon 300 bin
olarak yer alıyor. Belge ile konuşuyorum. Biden gibi kaynaksız konuşmuyorum.
Buyursun gelsinler belgeleri incelesinler. Acaba ABD arşivinde ne kadar belge
var. Açabiliyor mu? Biz hodri meydan diyoruz.
Ama bugüne kadar bizim çağrılarımıza
cevap veremediler. İran'a gidenlerle birlikte bu rakam 500 bine ulaşmaktadır.
Sevk ve iskana uğrayanların sayısı ABD açıklamalarında 600 bin olarak
belirtilmektedir ki gerçek rakam daha azdır.
150 bin kişinin her biri candır ve önemli bir rakamdır. Gerçek rakamların 1
sıfır ile abartıldığı Ermeni tarihçiler tarafından itiraf ediliyor.
Osmanlı Devleti Ermeni nüfusu başka yere
göndermemiş kendi topraklarında yer değiştirmiştir.
Mazereti olanlar da sevkten maruz
tutulmuşlardır. Bu dönemde kimsesiz kalan çocuklar için yetimhaneler
kurulmuştur. Dışarıdan yardım gönderilmesine de hiçbir zaman engel
çıkartılmamıştır. Hiçbir yerde Ermenilere ait toplu mezarla karşılaşamazsınız.
300 bin Ermeni yaşamayı sürdürmüştür.
Şuan da İstanbul'da 100 bin Ermeni yaşamaktadır. Biz bu konularda hiçbir zaman
dışlayan olmadık. Savaş sonrası dönenlerle birlikte bu rakam 650 bine
ulaşmıştır.
Herhalde soykırıma uğrayanlar bu
topraklara geri dönmez sayın Biden Suriye, Ürdün Lübnan gibi yerlere gönderilen
Ermenilerden bir kısmı ABD ve Avrupa'ya zamanla göç etmişlerdir.
O gidenler soykırım yalanlarını
desteklemeye çalışmaktadır. Daha açık bir ifadeyle Çanakkale de savaşan
askerlerimizi... Böylece Osmanlı cephede düşmanla değil sınırları içinde
çetelerle mücadele ederken savaşı kaybetmiş olacaktı.
Zaten o günlerde savaştığımız
düşmanların da istediği buydu. Ermenileri bu sinsi senaryoda acımasızca
kullanmışlar, amaçlarına ulaşamayınca ölülerini bile kullanmışlardır.
"KARABAĞ'A YAPILANLAR ORTADADIR"
Bugün Ermeni nüfusun bulunduğu coğrafyada %80'i Müslümandı. Yaklaşık 30 yıl
önce işgal edilen Karabağ ve Azerbaycan şehirlerinde yapılanlar da ortadır.
Sayın Biden MİNK üçlüsü diye bir 3'lü
oluşturulmuştur. Burada ABD, Rusya Fransa vardı. 30 yıl bu işgalden
kurtarmadınız oradaki insanları ve Azeri kardeşlerimiz ne yazık ki 1 milyonu
aşkın hicret etmek zorunda kaldı. Bütün o yerler Karabağ maalesef yakıldı
yıkıldı. Eğer soykırım diyorsanız şöyle bir kendiniz aynaya bakıp
değerlendirmeniz lazım. Kızılderilileri zaten söylememe gerek yok. Onlar zaten
ortada. Bütün bu gerçekler ortadayken Türk Milletine soykırım yaftasını
yapıştıramazsınız. Buralarda 10 binlerce sivil katledilirken Azeri
kardeşlerimiz evlerini terk etmek zorunda kalmıştır.
Büyük vaatlerle kandırılan Ermenilerin Avrupa, ABD, Rusya tarafından bu
yalanlarla örtmeye çalışmasından kaynaklanıyor.
Toplamda 17 milyon insanın öldüğü 1.
Dünya Savaşında bir değerlendirme yapacaksak şunları da hatırlatmamız
gerekiyor. Sürgün adı altında bu insanların büyük bir bölümü açlık soğuk
altında ölüme terk edilmiştir. Avusturya, Macaristan'da kendi vatandaşı olan
Rus asıllı vatandaşları kurşuna dizmişlerdir.
Osmanlı'nın 1915'te gerçekleştirdiği Ermeni sevk ve iskanı sırasında işte bu
kayıplarla değerlendirmek gerekiyor. Eğer Ermenilerin kayıpları soykırım ile
nitelendireceksek o dönemde yaşananlarda aynı paragraf içinde yer almalıdır.
Güney Amerika'dan Afrika’ya kadar
toplumlar yaşadıkları zulümleri yüreklerinde taşıyor. Soykırım kavramı ve
bununla bağlantılı süreçler geriye doğru işletemeyecekler... Ermeni iddiaları
ile ilgili ortada herhangi bir somut delil olmadığı gibi uluslararası bir
mahkeme kararı da mevcut değildir.
"KENDİMİZDEN EMİN, HER TÜRLÜ TARTIŞMAYA
AÇIĞIZ"
Biz kendimizden emin olduğumuz için bu
konularda her türlü konuşmaya, tartışmaya değerlendirmeye açığız.
ABD ve Avrupa ülkeleri ise tarihi
araştırma belgeleriyle konuşmaktan kaçanların yanında yer alarak sadece bize
husumet göstermekle kalmıyor bilimin de yanında yer almıyor.
Asala terör örgütünün 1970'li yıllarda
diplomatlarımıza karşı gerçekleştirdiği saldırıları da unutmadık unutmayacağız
Biden.
Bu alçak eylemlerde diplomatlarımızın
katillerinin nasıl korunduğunu cezaevlerinden nasıl salındığını iyi biliyoruz.
Üzerimizde oynanan oyunları nasıl
hüsrana uğrattıysak, PKK üzerinden Suriye'de kurulan tuzağı da aynı şekil
parçalayıp atacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın
ABD'nin bu gerçekler ışığında attığı
adımlardan bir an önce dönmesini istiyoruz. Tarih ilmi bir kenara bırakılarak
ülke başkanlarının bu konularda ahkam kesmesi işleri çığırından çıkarmaktan
başka bir şeye yaramaz.
Yaşanan Tartışmalarının Ermeni toplumuna
en küçük faydası olmadığı gibi atılan adımlar daha büyük sıkıntıların meydana
gelmesine yol açabilir. Bizim hiçbir Ermeni kardeşimizle sorunumuz yoktur.
Ermenistan ile iyi bir ilişki de tehsis etmek istiyoruz. Son 16 yılda iyi
adımlar attık fakat bu adımlara bir karşılık alamadık.
"ORTAKLIĞIMIZA
ZARAR VERMİŞTİR"
ABD Başkanının 24 Nisan açıklaması hem
bu süreci hem de ilişkilerimizi zora sokma sürecinde. Uzun yıllar boyunca ABD
ile güvenirlik müttefiklik üzerine kurulu yakın ilişkilerimiz olmuştur. FETÖ ve
YPG'ye verilen destekle ve S-400'deki hamleleri ortaklıklarımıza zarar
vermiştir.
Atılan bu adım artık Türk-ABD
ilişkisinin çok ötesine düşmüştür
Şartlar ne olursa olsun kendi
hedeflerimize kilitlenerek yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Bu şekilde bizi
yolumuzdan döndürebileceklerini sananlar yanıldıklarını anlamış olmuştur. ABD
ile de Avrupa ile de eşit şartlarda çalışmak beraber yürümek istiyoruz. Bu
işbirliğinin çok önemli ve herkesin faydası olduğuna inanıyoruz.
İstiklalini ve istikbalini her şeyin
üzerinde tutan olarak her zeminde konuşmaya, anlaşmaya işbirliğinde birlikte
hareket etmeye hazırız.
Biden ile Haziran'da yapacağımız
görüşmeyle bu konuları yüz yüze konuşarak... Biden'a şunu da hatırlatmak
isteriz. Biz yabancı değildik, farklı ilişkilerde vardı.
Sağolsun evimize kadar gelip bizi
ziyaret etmişlerdir.
NATO'da iki önemli müttefik olarak nasıl
oluyor da NATO'dan uzaktan yakından alakası olmayan bir Ermeni lobisine
Türkiye'yi değişiyorsunuz. Aksi takdirde ilişkilerimizin 24 Nisan açıklamasıyla
düştüğü seviyenin...
Aliyev ile ortak adımlar konusunda bir
telefon görüşmesi yaptık. Önümüzdeki günlerde atacağımız adımları daha da
detaylandıracağız.
Asıl üzüntümüz içimizdeki bazılarının
soykırım yalanına sarılmış olmalarıdır. Bu şekilde saldırı altındayız. Biz
büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası için içerde ve dışarda yapılması gereken
neyse onu yapacağız." ifadelerini kullandı.
No comments:
Post a Comment