Tuesday, November 26, 2019

Hulki Cevizoğlu'nun iddiası: Atatürk'ün ölümü



25 Kasım 2019
Atatürk'ü öldüren de, halktan 81 yıldır gizleyen de "uluslararası çetedir."
*
Geçen Pazartesi, "Çok açık ve net söylüyorum: Atatürk öldürülmüştür!" demiştim.
"Hem de doktorları tarafından."
(Linki: <http://cevizkabugu.com.tr/yazilar.asp?procid=624>)
ÖLÜ BİR ULUS!
Çok acıdır.
Eğer bir ulus, kurucusunun öldürüldüğü gerçeğini -belgeleriyle ortaya konmasına karşın- umursamıyorsa, o ülke boşuna kurtulmuş, o lider boşuna can vermiştir!
"Beni hatırlayınız" diyerek kendisini milletine emanet eden kurucu lider, milleti tarafından unutulmuştur.
*
Bu "tarih", "vefa" ve  "tarih sosyolojisi"  açısından ibretlik bir vakadır.
(Fenomenolojik hafıza konusuna girmeyeceğim.)
O'nun bu küçük ve insani dileğini unutan ulusu, artık "tören ve ritüel toplumu"® olmuştur.
O ise, öldürülüşünü bile umursamayan/soruşturmayan halkı tarafından (da) -bir kez daha- öldürülmüştür.
Böyle bir ulusun kendisi de "ölü bir ulustur!"
Liderinden önce ölmüş, ama henüz defnedilmemiştir.
(Defin işlemi 81 yıldır sürmektedir.)
Medya ve kitle hafta boyunca gel-geç gündelik konulara odaklanmış, "fabrikasyon istihbarat ve dedikodu" haberleri ile oyalanmıştır.
81 yıldır olduğu gibi.
ATATÜRK CİNAYETİ "MÜTTEFİKLİK BOZULMASIN" DİYE GİZLENMİŞTİR!
George Orwell'in "1984" ve "Hayvan Çiftliği" romanları, pek çok edebi eser gibi, tarihe, psikoloji ve sosyolojiye çok büyük ışık tutmaktadır.
Atatürk'ün öldürülüşünün gizlenmesi, aynen bu kitaplarda ayrıntılı yer alan "uluslararası operasyonlar" gibidir.
Düşünsenize, bugün Atatürk'ün ölümünün ardındaki ülke bilinse o ülkeye karşı toplumun dinlemen hıncını!
İşte bu nedenle "müttefiklik bozulmasın" diye, ATATÜRK CİNAYETİ tarihten silinip, kazınmıştır!
*
Oysa gerçek şudur:
"Atatürk doktorları tarafından öldürülmüştür!"
Bu açıklama ve bilgiye karşı izlenecek iki yol vardı:
Ya, "Bu yalandır" demek.
Ya da, "Bu müthiş bir bilgi, bize açıkla" demek.
Bunun ikisinin de yapılmaması, olayı büyütmemek, gerçeğin kitlelere ulaşmasını engellemek için planlı bir duyarsızlıktır.
Bilinçli bir duyarsızlık operasyonu!
*
SALİH BOZOK'UN ÖLÜMÜ DE ŞÜPHELİDİR!
Şimdi de, Atatürk'ün Başyaveri Salih Bozok'un ölümünün de şüpheli olduğunu söylüyorum.
*
Ortada bir "hikâye" var!
Bozok'ün ölümü efendim şöyleymiş, böyleymiş.
Bu hikâyeler mantık dışı ve "kurgulanmış toplu hikâyelerdir" sadece.
Çünkü aksi yönde önemli "susturulmuş açıklamalar"® vardır.
Zaten anlatılanlar -akıl sağlığı yerinde herkes için- mantık dışıdır.
Bunları açıklamayacağım.
Ta ki Atatürk'ün ulusu ve Cumhuriyet'in muhafızlarının duyarlığı gelişene kadar.
TÜRK TARİH KURUMU'NDAN ATATÜRK'E SANSÜR!
ABD'nin "bizim çocuklar" dediği, 1980 darbecileri Kenan Evren'lerin Türk Tarih Kurumu, 1981 yılında, Atatürk'ün kendi açıklamalarına sansür uygulamıştır!
Atatürk, ülkemizin ilk sosyologlarından Prof. Dr. Afet İnan'a "Afet" diye başlayan "el yazısı" mektubunda şöyle diyordu:
"Bence doktorların yanlış görüş ve hükümleri sebebiyle hastalık durmamış ilerlemiştir."
Ne bilsin, hasta ve krizler geçirdiği hasta yatağında kendisinin bu denli yalnız bırakılacağını?
O kadar iyi niyetli ki, "Bence doktorların yanlış görüş ve hükümleri" diyor!
"Bana suikast yapıyorlar" demiyor.
Hasta yatağında öldürülebileceğine ihtimal vermiyor, bence, konduramıyor.
GİZLENEN DİĞER MEKTUPLARI?
Kim bilir belki de hepimizden, ulusundan gizlenen başka mektupları da vardır, yok edilen mektupları da…
ABD darbecisi Kenan Evrenlerin iktidar olduğu 1981'de, Atatürk'ün kendi kurduğu Türk Tarih Kurumu'na yaptırılan sansür, 1989 yılında da yapılmıştır.
O yıl tekrar yayınlanan Prof. Afet İnan'ın "Atatürk'ten Mektuplar" adlı kitabında, Atatürk'ün aynı sözleri sansür edilmiştir.
Atatürk'ün "Bence doktorların yanlış görüş ve hükümleri sebebiyle hastalık durmamış ilerlemiştir" sözleri toplumdan gizlenmiş ve yayınlanmamıştır.
Sonuç.
"Sahte gerçekler" (Baudrillard) çağında ve "sahte gerçekler ülkesi"® (Cevizoğlu) Türkiye'de yaşamaya devam ediyoruz.
"Cumhuriyetin temeli kültür" olsa da, Türk milleti AVM gezerek stres atmayı yeğlemektedir.

No comments:

Post a Comment