"ABD Üst Düzey Ulusal Güvenlik Yetkilileri Türkiye Darbesini İtiraf Etti"
"15 Temmuz David Rockefeller ve arkadaşlarının sözde Yeni Dünya Düzeni, Amerikan küresel güç projesi için en belirleyici yenilgilerden biri olarak tarihe geçebilir. Eğer öyleyse, nihayet çok yakında daha barışçıl bir dünya umudu var."
Top USA National Security Officials Admit Turkey Coup
F. William Engdahl (NEO): Obama Yönetimi ve CIA resmen ABD İstihbaratının, CIA güdümlü Fethullah Gülen örgütü tarafından yapılan Türkiye’deki başarısız darbe girişiminde masum olduğu yalanına sarılırken gerçekler kendi içlerindeki kıdemli ABD’li istihbaratçılardan geliyor. Bu, Amerikan tarihinin en tuhaf başkanlık seçimlerini şekillendiren ABD lider çevrelerindeki bir iç hizip mücadelesini yansıtıyor.
ABD istihbaratının Erdoğan’ın NATO’dan Rusya’ya doğru kayan büyük bir değişimi duyurmasından birkaç gün sonra gerçekleşen Erdoğan karşıtı darbede parmağı olduğuna dair ilk itiraf Zbigniew Brzezinski’den geldi.
Brzezinski ABD istihbarat kuruluşunun en üst düzey üyelerinden biri, Obama'nın eski Başkanlık danışmanı, Sovyet kuvvetlerine karşı Afganistan terör operasyonlarının ve Jimmy Carter’ın eski Ulusal Güvenlik Konseyi’nin mimarlarından birisi.
Kendi blogunda bir Twitter tweetinde, Brzezinski The American Interest magazine için yazdığı yeni bir makalenin özetini yazdı. Şöyle diyor:
“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yapılan ABD destekli darbe girişimi ABD’nin itibarını sarsan büyük bir hataydı.”
Bu kesinlikle Türkiye’de 15 Temmuz’dan itibaren neler olduğunu kibarca ortaya koyuyor.
Brzezinski şöyle devam ediyor:
“Türkiye son beş yılda Suriye'deki başarısızlığından sonra dış politikasını yeniden gözden geçirmenin eşiğindeydi ve darbeyi ve darbe liderini (Fethullah Gülen şu anda Pensilvanya’da CIA düzenekli bir sürgünde) desteklemedeki yanlış hesap ABD ile müttefiklik ilişkilerini tam tersine çevirmesi ihtimalinde Türkiye’yi suçlamanın imkansız olacağı ve ABD’yi destekleme konusundaki politikalarını yeniden düşünme ihtimalinin olamayacağı kadar ciddiydi. “
Şöyle devam ediyor:
“Olası bir Rusya-Türkiye-İran koalisyonu Suriye krizini çözmek için bir fırsat yaratacak. Erdoğan’ın biraz aklı olsaydı, bazı “çürümüş” Arap ülkelerinin yardımıyla bağımsız bir güvenilirliği sağlayamayacağı gerçeğine ulaşırdı."
Hiç kuşku yok ki 2011 yılından bu yana Esad'a karşı Suriye terör savaşının baş finansörleri Suudi Arabistan ve Katar’dan bahsediyor.
Henry Kissinger’le birlikte savaş sonrası dönemin önde gelen ABD dış politika stratejistlerinden biri olan, David Rockefeller'in Trilateral Komisyonu Kurucu Başkanı olan ve bugün hala muhtemelen ABD Çok Gizli istihbarat raporlarına erişimi bulunan Brzezinski, Türkiye ile ilişkileri yönetmede ABD istihbaratının mutlak beceriksizliğine de öfkesini ifade ediyordu.
Özellikle, sadece Şubat 2014’te Ukrayna’daki feci ABD darbesinden değil ayrıca Türkiye’dekinden de doğrudan sorumlu ABD Dışişleri Bakanlığındaki kişi bahtsız neo-con daimi savaşçı prenses Victoria “AB’nin canı cehenneme” Nuland, neo-con Robert Kagan’ın eşidir.
Brzezinski'nin samimi eleştirisi, ABD istihbaratının 15 Temmuz’un arkasındaki ve Türk hükümetinin vatan hainliğiyle suçladığı Fethullah Gülen’le bağlarının detaylı bir ifşası olarak takip edildi.
AB internet dergisi EurActiv.com ‘daki 17 Ağustos 2016 tarihli bir konuk makalede, Arthur H. Hughes, Gülen ve CIA arasındaki gizli bağlantıları “ Gülen ABD’ye diplomat Morton Abramovitz, CIA ajanları Graham Fuller, George Fidas ve yukarıda belirttiğim Peder Alexander Karloutsos yardımıyla kaçtı.” diyerek doğruluyor.
Gülen’in CIA arkadaş I. Bartholomeos
Hughes'un makalesi bir çok yönden bomba etkisi yapıyor ve Gülen, CIA ve İstanbul mevcut Ortodoks Patriği Başpiskopos Bartholomeos arasındaki gizli ilişkilerin detaylarını veriyor. Hughes yukarıda belirtilen PederAlexander Karloutsos’u tarif ediyor:
"... Konstantinopolis Patrikhanesi Amerikan-İsrail lobisinin üyelerinden biri Peder Alexander Karloutsos, Başpiskopos Demetrios’a ( Amerikan) yakın Halkla İlişkiler Sorumlusu. Üst düzey yetkililer ve Yunan-Amerikalı milyarderler ile ilişkileri sayesinde temelde Fener’e (İstanbul- Rum Ortodoks kısmı) ABD'den akan parayı kontrol eden tek kişi ve bu ona Ekümenik Patriklik üzerinde baskı oluşturmak için geniş imkanlar sağlıyor. Öte yandan, Karloutsos eski CIA Direktörü George Tenet ile de ve vaiz Fethullah Gülen’le de Amerikan istihbaratı ile işbirliği yaparak iyi ilişkiler içerisinde.
Clinton, siyasi mekanizmasının yakın bir müttefiki olan George Tenet, Bill Clinton ve ayrıca George W. Bush döneminde CIA'in Yunanlı-Amerikalı eski başkanı. Clinton’ların her ikisi de Fethullah Gülen’i över pozisyonda. CIA- Gülen-Konstantinopolis Patrikhanesi-Clinton’lar arasındaki konforlu bir ağ var ve Yunan-Amerikan milyarderlerden gelen parayla finanse ediliyor gibi görünüyor.“
Arthur H. Hughes, Türkiye ve Ortadoğu'daki olaylarla ilgili rahat bir yorumcu değil. Clinton Dönem Başkanlığı sırasında 1990'lı yıllarda Yemen'e ABD Büyükelçisi, ardından da Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Devlet Sekreteri Bakan Yardımcısı oldu. Aynı zamanda Yakın Doğu ve Güney Asya Savunma Bakan Yardımcısı olarak görev yaptı ve Tel Aviv'deki Misyon Şefi Yardımcısıydı.
Onun Gülen’den CIA’ya ve Konstantinopolis Patrikhanesi’ne uzanan bağlantıları dünyada CIA güdümlü ağları, Moskova karşıtı Ortodoks Patrikhanesi Konstantinopolis Patriği Bartholomeos’u işaret ediyor. Hughes Erdoğan ve Türk hükümetine gelecek darbe tehditleri hakkında ciddi iseler, Konstantinopolis Patrikhanesi’ni mercek altına almalarını tavsiye ediyor.
'Kayıp Hegemonya: Tanrılar Kimi Yok Edecek' adlı kitabımda belgelediğim gibi, ikisi de üst düzey CIA yetkilileri olan Graham Fuller ve George Fidas, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın resmi yüksek sesli itirazlarına rağmen 1999’da; Gülen Türk makamları tarafından ihanetle yargılanacakken Saylorsburg, Pennsylvania'da olağanüstü daimi ikametin güvenliğini sağlamayı başardılar.
En son, Fuller,kendisini gerçekten de Gülen'e ABD yeşil kartı almak için yardımcı olduğunu kendi blogunda yazmak zorunda hissetti, ama hayır, Gülen başarısız 15 Temmuz darbesinin arkasında değildi. Ancak Türkçe raporlar Fuller ve başka üst düzey CIA müttefiki Henri J. Barkey’in başarısız darbenin olduğu gece, İstanbul’dan 20 dakika uzaklıkta Marmara Denizi'ndeki Adalar'ın birinde lüks bir otelde olduklarını yazdı. Demokrasileri Savunma Vakfı tarafından düzenlenen bir Washington think tank forumunda bir sonraki oturumda eski CIA direktörü neo-con James Woolsey III başkanlığındaki bir konuşmacı Barkey ve onun ev sahibi ve İstanbul'da darbe gecesi bulunuşu ve Gülen'le ilişkileri hakkında zayıf bir şaka yapmak çalıştı.
Bir kez olsun, Brzezinski haklı.
Moskova ile yakınlaşma yönünde yaptığı dönüşten sonra Erdoğan’ı devirmek için yapılan başarısız CIA-Gülen darbe girişimi "vahim” bir hataydı. Sonuçları Türkiye içindeki Gülen ağları ve medya üzerinde büyük bir kırılma yaratması bir yana, Erdoğan’ın ve Başbakan Binali Yıldırım Hükümetinin şimdi Suriye savaşı için bir "çözüm" konusunda İran ve Rusya’yla yapacağı Beşar Esed’in de bir geçiş figürü olacağı açık bir diyaloğu da içeriyor.
Başarısız CIA darbesinden bu yana Erdoğan’ın Doğu’ya dönüşü Pentagon’u sessizce Türkiye'nin İncirlik hava üssünden nükleer savaş başlıklarını kaldırmaya zorladı. Aynı zamanda, Türkiye Cumhurbaşkanı 20 Ağustos’ta medyaya gerekirse Rusya’nın Türkiye'nin İncirlik hava üssünü kullanabileceğini söyledi, böyle bir şey kesinlikle Langley, Foggy Bottom’da (ki bu isim ABD Dışişleri Bakanlığına daha çok yakışıyor) ve Obama Beyaz Sarayı'nda gaz ağrıları üretti.
15 Temmuz David Rockefeller ve arkadaşlarının sözde Yeni Dünya Düzeni, Amerikan küresel güç projesi için en belirleyici yenilgilerden biri olarak tarihe geçebilir. Eğer öyleyse, nihayet çok yakında daha barışçıl bir dünya umudu var.
F. William Engdahl (*), 1 Eylül 2016
Derya Beyaz, 08.09.2016, Sonsuz Ark, Çırak-Çevirmen Yazar, Çeviri
(*)F. William Engdahl stratejik risk danışmanı ve öğretim üyesidir, Princeton Üniversitesi siyaset mezunudur, petrol ve jeopolitik üzerine çok satan bir yazardır, özellikle internet dergisi “New Eastern Outlook” yazarıdır.
Orijinal Metin:
No comments:
Post a Comment