2025 YILINA BAKIŞ
Yorum No : 2025 / 1
AVİM
02.01.2025
3 dk okuma
Dünyamız 2025 yılına, değişen koşulların bilincinde, hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağı belirsizliği ve endişesi ile girmektedir. İkinci Dünya Savaşından sonra kurulan uluslararası düzenin temel taşlarını oluşturan demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve uluslararası hukuka saygı ilkeleri her taraftan ağır darbeler almış, inandırıcılıklarından ve güvenirliklerinden çok şey kaybetmiştir. Bu düzenin kurucularının, özellikle Batılı dünyasının tutumu, ahlaki değerlerinin ve üstünlük iddialarının kolay kolay yeniden kazanılamayacak şekilde yitirilmesine yol açmıştır.
Türkiye’nin Avrasya coğrafyasındaki bağlaç konumu, bölgesel gücü ve ağırlığı, hem Avrupalı hem Asyalı kimliği daha belirginleşmektedir. Türkiye’nin başta NATO olmak üzere, Batı ile çok yönlü ilişkileri Doğu için güven kaynağı olurken, Doğu ile güçlenen ilişkileri Batı için bir açılım potansiyeli yaratmaktadır. Bu bağlamda Orta Asya Cumhuriyetlerinin Türk Devletleri Teşkilatı olarak kurumsallaşması ve kabul edilen “2040 Vizyonu” belgesi kapsamında somut adımların atılması önem taşımaktadır.
Avrasya’nın ulaşım ve enerji bağlantılarını Güney Kafkaslardan geçerek Türkiye’ye ulaştıran “Orta Koridor” önem kazanmaktadır. Keza Körfezi Katar-Birleşik Arap Emirlikleri-Irak üzerinden Türkiye’ye bağlayacak “Kalkınma Yolu” projesi çalışmaları başlamıştır. Böylece Türkiye Avrasya’nın enerji ve ulaşım kavşağı ve odağı olma konumunu daha da pekiştirmektedir.
Güney Kafkaslarda barış ve istikrarın önündeki sorun Azerbaycan-Ermenistan arasında 2020 yılında sağlanan ateş-kes anlaşmasının kalıcı bir barış anlaşması ile hala sonuçlandırılamaması olmaya devam etmektedir. Türkiye’nin adil ve kalıcı bir anlaşmanın imzalanabilmesi için yeni yılda da taraflar nezdinde yapıcı ve teşvik edici girişimlerini sürdürmesi doğaldır.
İçinde yer aldığı Batı dünyasındaki bazı gelişmeleri endişe ile izlemekle beraber, Türkiye özellikle Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler hedefinden sapma göstermemekte, 2005 yılından bu yana üyelik müzakerelerini sürdürdüğü AB’nin Türkiye’yi, bazı üyelerinin saplantılı görüşleri doğrultusunda Avrupa coğrafyasından dışlamaya çalışan önyargılı yaklaşımından vazgeçeceği beklentisini korumaya devam etmektedir. AB ile ilişkilerde ciddi bir pürüz oluşturan Kıbrıs konusunda iki devletli çözüm kararlılığı açıkça ifade edilmiştir.
Türkiye’nin merkezi İstanbul’da bulunan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı kapsamında Karadeniz havzasında, Ege Denizinde ve Doğu Akdeniz’de barış, istikrar ve işbirliği girişimlerini sürdürme, bölgesel işbirliği projelerine destek verme siyasetinde değişiklik beklenmemektedir.
Küresel dengelerin değiştiği, çok kutuplu bir dünyanın belirdiği bir gelişimde Türkiye başta ekonomik ve siyasi olmak üzere ülke çıkarlarını gözetmek üzere, mevcut bağlantılarından ödün vermeden, ikili ve çok taraflı ilişkilerinde çeşitliliğe yönelmek gereksinimini duymaya başlamıştır. G-20 içinde MİKTA oluşumu, ŞİÖ ve BRICS ile temaslar, D-8 Gelişmekte olan ülkeler topluluğunun genişlemesi, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine açılımlar bu anlayışın göstergelerini oluşturmaktadır.
Belirsizliklerin hakîm olduğu ve büyük değişikliklerin beklendiği yeni yılda Türkiye bu şekilde kendisine bölgesinde rol oynayabilecek, barış, istikrar ve iyi ilişkilere katkı sağlayabilecek bir yol haritası çizmektedir.
Not : Yardımcı Doçent Dr. Neşe Yıldız'ın MİKTA hk. bilgi notu aşağıda sunulmuştur.
" Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya ülkelerini kapsayan ve ülkelerin İngilizce isimlerinin baş harflerinin bir araya gelmesiyle MIKTA olarak adlandırılan grup ise bu oluşumlardan bir diğeridir.
MIKTA, 2013 yılı Eylül ayında, BM Genel Kurulu’nun düzenlendiği dönemde, New-York’da oluşumuna karar verilmiştir. Farklı coğrafyalardan ve kültürlerden gelen bu 5 ülke, kendi coğrafyasında açık ekonomiyi benimsemiş, yüksek büyüme oranına sahip demokratik ülkelerden oluşmaktadır. MIKTA ülkeleri, küresel ekonomideki meydan okumalar karşısında ortak bir duruş sergileyerek, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında köprü vazifesi görerek, küresel ve bölgesel sorunların çözümüne yapısal katkı sağlamayı hedeflemektedir. MIKTA Platformu “Yeni İnovatif Ortaklık” sloganıyla çalışmalarını yürütmektedir.
MIKTA ülkeleri, sırasıyla dünyanın en büyük 15. (Meksika), 16. (Endonezya), 11. (Kore)., 18. (Türkiye) ve 13. (Avustralya) büyük ekonomisinden oluşan 500 milyonun üzerinde bir nüfusu temsil etmektedir.
Meksika, 8.400 Dolar, Endonezya 3.600 Dolar, G.Kore 26.900 Dolar, Türkiye 9.500 Dolar, Avustralya ise 51.600 Dolar seviyesinde kişi başına düşen milli gelire sahiptir.
MIKTA yılda iki kez Dışişleri Bakanları seviyesinde toplantılar gerçekleştirmekte, en son Avustralya Sidney’de Kasım 2016’da 8. Dışişleri Bakanları toplantıları düzenlenmiştir. MIKTA birçok alanda projeler ortaya koymaya çalışmaktadır Bu kapsamda, gençler, gazeteciler ve diplomat-lar için değişim programları; kalkınma konusunda işbirliği ve elektronik ticaret konusunda workshop programları ile destek aktiviteleri uygulanmaya başlanmıştır (http://www.mikta.org/).
No comments:
Post a Comment