Putin-Biden Görüşmesi - Vusal HASANZADEH
17 Haziran 2021 Perşembe
Dünya merakla, ABD Başkanı Joe Biden ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki görüşmeyi bekliyordu. İki lider, ilk kez dün İsviçre’nin Cenevre şehrinde görüştüler. Bu zirve, 16 Temmuz 2018’de, Putin ve eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Finlandiya’nın başkenti Helsinki’deki görüşmesinden sonra, ABD ve Rusya arasındaki ilk zirveydi. Gündemi ve gerilimi de zaten belliydi. Peki geçmişte ne olmuştu? Biraz da ona bakalım.
Trump döneminde, ABD’nin dış politikadaki önceliği Çin’di. Rusya bunu iyi kullandı. Küresel ölçekte ataklar yaptı. Biden ise ülkesinin Trump öncesindeki saldırgan kimliğini yeniden öne çıkarmaya başladı. Trump’tan farklı olarak ilk hedefleri arasına Rusya’yı da koydu. Rus muhalif Aleksey Navalni olayından dolayı, ABD ve Avrupa Birliği, Mart 2021’de Rusya’ya karşı yaptırım uyguladı. Biden 17 Mart 2021’de, bir soru üzerine, Putin hakkında “katil” ifadesini kullandı. Ardından Kırım meselesinde ABD, 14-15 Nisan’da Karadeniz’e 2 gemi göndereceğini bildirdi. Sonra vazgeçti. Rusya’nın, ABD başkanlık seçimlerine müdahalesini, Kırım’ı ilhakını hep gündemde tuttu.
Rusya-ABD ilişkileri, birkaç ay önceki gibi kötü değil. Beyaz Saray, eskiye nazaran biraz daha yumuşak ifadeler kullanmaya başladı. Putin ise ABD’nin bu tavrının müzakere öncesi klasik bir uygulama olduğunu, bununla Rusya’yı kandıramayacağını ifade etti. İki ülke arasında ortak çıkarlar doğrultusunda hareket edecek konular olduğunu belirten Putin, bu konular üzerinden verim alınabileceğini vurguladı. Bunlar gerçekleşirse zirve için harcanan enerjinin boşa gitmeyeceğini ekledi.
STANDART UYGULAMALAR
Biden ise 9 Haziran 2021’de, İngiltere’de, ABD hava kuvvetlerinin askerlerine seslendi. Konuşmasında, Rusya’yla çatışma değil istikrar istediğini belirtti. Rusya demokrasiye zarar verecek faaliyetlerde bulunduğunda, ABD’nin güçlü yanıt vereceğini vurgulayarak adeta tehdit edercesine bir uyarıda bulundu.
Dünkü görüşme öncesi iki lider birbirlerine karşı nazik hatta şakacı bir tavır sergilediler. Fakat bunlar aslında standart uygulamalardır. Görüşmenin temel gündem maddeleri seçime yönelik müdahale iddiaları, siber güvenlik, Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, Belarus’taki olaylar, Karabağ meselesi, Libya, Suriye ve Ukrayna’ydı. Ayrıca çevresel sorunlar, iklim değişikliği gibi konular da masadaydı ve bunlarda işbirliği sağlansa bile bölgesel sorunlarda çözüm sağlanması mümkün görünmüyor.
İki ülkenin günümüz koşullarında konvansiyonel bir savaşa girmesi olanaksızdır. O nedenle vekâlet savaşlarına tanık olmayı sürdüreceğiz. Özellikle Suriye’de ABD, başta terör örgütü YPG/PYD olmak üzere, terör örgütlerine desteğini daha da artıracak. Rusya da Beşar Esad’a desteğini artıracak.
ABD, KARABAĞ’DA AĞIRLIĞINI KAYBETTİ
Karabağ konusunda ABD büyük ölçüde ağırlığını kaybetmiştir. Rusya bu meselede ağırlığını koymuş, AGİT’i dışlamış, Türkiye’yle işbirliği yapmıştır. Kırım konusunda ise Rusya’nın taviz vermeyeceği herkesin bildiği bir gerçektir. Rus jeopolitiğinde Kırım stratejik önemden ziyade, anavatan değerindedir. Şimdiye kadar yaptırımlar karşısında geri adım atmamıştır. Libya meselesinde ise Rusya’nın bölgedeki Wagner güçlerini geri çekmeyeceği gelişmelerden bellidir. Seçime müdahale ve siber saldırı iddiaları ise Kremlin tarafından önceden reddedilmiştir.
Genel olarak değerlendirilirse şu görülür: Bazı konularda işbirliği sağlansa da bazı konular çözümsüz kalacaktır. Belli alanlardaki işbirliği, kısa vadede devam etse de büyük ölçüde sorunlar varlığını koruyacaktır. Putin döneminde Rusya’nın özellikle 2008’den itibaren jeopolitik meselelerde, ABD ve Avrupa karşısında, yaptırımlara rağmen geri çekilmediği dikkate alınırsa bundan sonra da ABD-Rusya çatışmasını farklı sahalarda göreceğimiz kesindir.
VUSAL HASANZADEH
ARAŞTIRMACI- Cumhuriyet
No comments:
Post a Comment