Monday, December 11, 2017

Onur Öymen'in Takvim gazetesine mülakatı

Bugünkü ( 12 Aralık 2017)Takvim Gazetesi’nde “Yunanistan Lozan’ı İhlal Ediyor” başlığı ile yayınlanan Ali Değermenci’ye verdiğim mülakatın metni aşağıda sunulmuştur.
 
Dışişleri Bakanlığı eski Müsteşarı Onur Öymen Lozan’ı, Kudüs’ü ve ABD ilişkilerini Takvim’e anlattı.
           
Yunanistan, Lozan Antlaşması'nı çok açık, birçok noktada ihlal ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan gezisinde muhataplarına bu konuyu aktarınca ciddi tartışmalar çıktı.
 
Yunanistan, Müslüman Türk azınlığını Türk olarak görmüyor, seçimle görev alması gereken müftüyü kendisi atıyor, on binlerce Türk asıllı Yunan vatandaşını vatandaşlıktan çıkarıyor, kıta sahanlığında uzlaşmaya yanaşmıyor, camilerin onarılmasına müsaade etmiyor, adaları silahlandırıyor... Türkiye’nin önemli hariciyecisi Emekli Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Onur Öymen Takvim Gazetesi'ne konuştu ve ihlalleri detaylı şekilde anlattı.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yunanistan'daki Lozan Antlaşması çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Lozan Anlaşması süresiz bir antlaşmadır. Mesele antlaşmanın gözden geçirilmesi değil Yunanistan'ın bu antlaşmaya uymasını sağlamaktır. Oysa birçok alanda Ege meselelerinde, Batı Trakya konularında Yunanistan bu anlaşmayı açıkça ihlal etmektedir.
 
Yunanistan, Lozan Antlaşması'nı nerede deliyor?
 
Yunanistan, adaların silahsızlandırılmasıyla ilgili maddeyi görmezlikten gelerek 'Adalar'ı silahlandırmıştır. Hiçbir anlaşmayla kendisine bırakılmamış olan 18 adaya fiilen el koymuştur. Oraya tesisler yapmıştır. Askeri yetkililer bu adaları ziyaret ederek gövde gösterisi yapmışlardır. Oysa Lozan Antlaşması'nın 16. maddesine göre kimliği belirlenmemiş adaların akıbeti ilgili ülkeler arasında müzakere yoluyla tayin edilir. 6 millik kara suları üzerindeki hava sahasının 10 mil olduğunu ilan etmiştir. Bunun dünyada bir örneği yoktur. Bu olay bütün uluslararası antlaşmalara aykırıdır.
 
Batı Trakya'da Yunanistan hangi ihlalleri yapmaktadır?
 
Lozan Antlaşması'nın 37. ila 44. maddeleri İstanbul Rum azınlığının haklarını ve statüsünü belirliyor. Ancak 45. maddesinde de İstanbul Rumlarının hakların aynısının Batı Trakya’daki Türklere tanınmasını öngörüyor. Oysa Yunanistan oradaki Türklerin pek çok hakkını ihlal ediyor. Lozan Antlaşması'nın imzalandığı yıllarda Batı Trakya topraklarının yüzde 84'ü Türklere aitti. Türklerin nüfusu Rumlardan kat kat fazla idi. Oysa bugün bütün bu dengeler değişti.
 
Eğitim alanında hangi ihlaller var?
 
Eğitimde Türk çocuklarına büyük kısıtlamalar getirilmektedir. Türkiye’de eğitilen öğretmenlerin büyük çoğunluğuna çalışma izni verilmemektedir. Onların yerine Selanik'teki bir medresede yetersiz şekilde eğitilen öğretmenler görevlendirilmektedir.
Dünyadaki son gelişmeleri içeren okul kitaplarının ithaline izin verilmemektedir. Rodos ve İstanköy’de 7 Türk okulu vardı. Yunanlılar yedisini birden kapattılar.
 
Vatandaşlıktan çıkarmalar neden olmuştu?
 
Yunan Anayasası'nın 19. maddesinde Helen asıllı olmayanların uzun süre yurt dışına çıkması halinde bunların Yunan vatandaşlığını kaybetmesi öngörülmüştür
Son yıllarda bu yasa düzeltilmesine rağmen o sırada vatandaşlıktan çıkarılan 60 bin Türk’ün büyük bölümünün vatandaşlığa geri dönmesi engellenmiştir.
 
Müftü krizi yaşanıyor, bu nereden kaynaklanıyor?
 
1913 yılı Atina Antlaşması ile Türklere kendi müftülerini seçme hakkı tanınmıştı. Türk müftülerinin birlikte seçecekleri baş müftü adaylarından birinin Yunan Kralı tarafından atanması öngörülmüştü. Ayrıca Lozan'ın 40. maddesinde dini kurumların yönetiminde azınlıkların yetkili olacağı belirtilmektedir. Halkın seçtiği İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Ağa’nın görev yapmasına Yunan makamları engel olmuş ve kendisi önce hapse atılmış, sonra da para cezasına çarptırılmıştır. Mehmet Emin Ağa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaat etmiş ve davayı kazanmıştır. Buna rağmen, Yunanistan uygulamasını değiştirmemektedir.
 
Camiler konusunda durum nedir?
 
Ben milletvekili iken Batı Trakya'da yıkık dökük camileri görünce 'Parasını biz verelim de onaralım' demiştik. Kabul etmediler, "Biz restore edeceğiz" dediler ama yapmadılar.
 
Lozan Anlaşmasının ihlal edilmesinin uluslararası hukukta şikayet edilecek, müzakere edilecek yeri var mıdır?
 
Bunlar İnsan Hakları sorunudur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre devletler aleyhine dava açılabilir. Türkiye isterse Yunan Devleti'ne AİHM'de dava edebilir. Yunanistan'da bir yasa var, 'Birden fazla çocuğu olan Helen asıllı vatandaşlara devlet yardım eder' diyor. Türkler Helen asıllı olmadığı için onlara yardım edilmiyor, bu da insan haklarına aykırı bir durum.
 
Lozan'ın yeniden müzakere edilmesi söz konusu dahi olamaz. Anlaşmanın maddelerinin değiştirilmesini gündeme getirmeden uygulanmasını sağlamak lazım.
 
Sadece AİHM ile değil de devletler arasındaki sorunları çözmenin hukuki, siyasi, kamuoyu, basın yönleri vardır. Bunları gündemde tutarak Yunanistan'ı baskı altına alırsınız.
 
ABD, FİLİSTİN'DE SORUNUN PARÇASI OLDU
 
ABD başkanı Trump, Kudüs’ü İsrail'in başkenti ilan etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Bu olay son derece yanlış ve sakıncalı sonuçlar doğurabilecek bir karardır. Amerika böyle bir politika benimseyerek artık çözümün değil sorunun bir parçası haline gelmiştir. Orada yalnızca Filistinlilerin değil bütün İslam ülkelerinin sinir uçlarına dokunmuştur.
 
Neden yapmıştır bunu?
 
Birincisi, Trump'ın şu sıralarda Yahudi lobisinin desteğine ihtiyacı var. Bugün Trump, ABD tarihinde en az destek gören başkan durumunda... Kongrede, basınla ilişkilerde ciddi sıkıntıları var. Onun için Yahudi lobisine ve İsrail'in desteğine ihtiyaç duyuyor.
 
Öte yandan, dikkatleri bir başka tarafa çekmek istiyor. Kuzey Kore'de istediği sonuçları alamadı. Suriye'de DEAŞ terörü bitti. DEAŞ'ın yerine yeni bir gaile çıkması gerekir ki, ABD'nin o bölgede kalması için bir gerekçesi olsun.
 
Bölge ülkelerinin sinir uçlarına dokunmuş olmayacaklar mı?
 
ABD'nin asıl amacı kriz esnasında söz sahibi olmaktır. Krizlerden kendi lehlerine sonuç çıkarmak isterler. Böyle bir durumdan kendi stratejik çıkarlarına uygun sonuçlar elde etmek istiyorlar.
 
Amacı nedir?
 
Bölgede bağımsız bir Kürt Devleti'nin kurulması ABD'nin menfaatine hizmet edecektir. İran'a en yakın bölgede bulunacak, petrol alanlarının hemen yanında olacak ve kendilerine tamamen tabi, hiçbir konuda onlara itiraz edemeyecek bir Kürt devleti onlara her türlü kolaylığı sağlayacaktır. Böylece onlar önemli bir coğrafi ve stratejik avantaj sahibi olacaklardır. Hedef budur.
 
Kürt koridorunun amacı nedir?
 
Kürt Devleti ile petrol boru hattı ve bölgenin kaynaklarının Akdeniz'e taşınması amaçlanıyor. Türkiye’ye bağlı olmaktan kurtulacaklar. Bütün bunların amaçlarından biri, Türkiye ile Irak ve Suriye'nin bağının kesilmesidir. Türkiye’nin Arap Dünyası ile  de bağı kesilecek,
Türkiye’nin Ortadoğu ile bağı Kürt bölgesinden geçecektir.
 
 
BATI GÜÇLÜ TÜRKİYE İSTEMEZ
 
ABD ile gerilimin bu seviyeye gelmesinin nedeni nedir?
 
ABD istiyor ki; orada bir NATO ülkesi varsa o benim her istediğimi yapsın. Amerika kendine yüzde 90 destek verilmesine bile tahammül etmez.
 
Batı, Türkiye’den neden rahatsız oluyor?
 
Türkiye’nin AB'ye girmesi dengeleri değiştirir. Türkiye üye olursa Almanya'dan sonra en fazla oy hakkına sahip ülke olacak. Avrupa Parlamentosunda en büyük ikinci delegasyona sahip olacak. Avrupa Parlamentosu AB'nin bütçesine karar veren organdır.
 
Ekonomik yönü var mı?
 
Bana kendileri söylediler, "Biz size bir gün Kıbrıs, bir gün insan hakları deriz. Asıl mesele sizin rekabet gücünüzdür. Biz sizin rekabet gücünüzden çekiniyoruz" dediler. Bunun dışında din faktörü de vardır.
 
Ortadoğu politikasının etkisi var mıdır?
 
Türkiye bazı alanlarda bunların bazı sinir uçlarına dokunuyor. Türkiye’nin İsrail politikası bunlardan biridir. Bu ABD'yi çok rahatsız etmektedir. Diğer bir konu da Mısır'daki gelişmelerdir. Türkiye, Müslüman Kardeşlerin darbe ile devrilip Sisi'nin Cumhurbaşkanı olmasından İsrail'i sorumlu tuttu. Bu Amerika'yı çılgına çevirdi. Türkiye’nin neredeyse isyan bayrağı açması hiç hoşlarına gitmedi.
 
ÇÖZÜM MİLLİ SİLAH SANAYİ
 
Yunanistan'da S-300 füzeleri var. Hatta bunları geçenlerde İsrail ile yapılan tatbikatta kullandılar. Rusya ile bunların modernizasyonunu konuşuyorlar. ABD, Türkiye’yi S-400 füzelerinin alımından caydırmak için ambargolar listesine bu füzeleri imal eden firmayı da koydu. Bu durumda S-400'leri Rusya'dan alınca ABD'nin ambargosunu delmiş olacak diyorlar. Yapılması gereken milli savaş sanayini kurmaktır. Türkiye’de birçok uzman var. Yurt dışında yetişmiş bilim adamlarımızı da çağırıp bu gibi silahları üretmemiz gerekiyor.
 
ABD DEMOKRASİYİ SEVMEZ
 
Dünyanın her yerine demokrasi geldi. Sadece Ortadoğu'ya demokrasi gelmiyor. Demokrasi olması demek ülkelerin kendi çıkarlarını korumaları demektir. Başka ülkelerin piyonu olmamaları demektir. Bu bölgede gerçek demokrasinin olmasını istemiyorlar. Gerçek bir demokrasi için Ortadoğu’da laiklik gerek. Bu bölgede büyük devletler laikliği istemiyorlar. Büyük Ortadoğu Projesinde laiklik tek kelimeyle bile geçmez. Erdoğan bu konuyu anlamış ve Mısır'da yaptığı konuşmada laikliğin önemini vurgulamıştı.
 
ADALET VE KALKINMA PARTİSİ İLE KAVGA ETMEZDİK
 
Deniz Baykal dış politikada çok hassas davranırdı. Türkiye’nin çıkarlarını çok iyi savunuyordu. İktidar ile muhalefet arasında dış politikada çok iyi bir diyalog vardı. Ermeni meselesinde Erdoğan ve Baykal birlikte mektup imzaladı. Temel konularda dar bir ekip ile bir araya gelir ve toplantılar yaparlardı. Bunlar çok da yararlı olurdu. Dışişleri Komisyonu'nda Adalet ve Kalkınma Partisi ile beraber çalışırdık ve kavga etmezdik.
 

Saygılar, sevgiler,

Onur Öymen 

No comments:

Post a Comment