Monday, 20 June 2016
10 maddede Haçlı Seferleri -Ümit Kumcuoğlu
Istanbul’un fethinin yıldönümü Alman meclisinin kararıyla çakışınca ülkemiz yine bir Haçlı Seferleri tartışmasına daldı. Ancak yazılıp çizilenler gösteriyor ki Haçlı Seferleri sırasında ne olup bittiğinden ülkemizde kimsenin pek haberi yok. Eskiden ortaokul müfredatında vardı bunlar, arada kaldırıldı mı bilemiyorum. 10 maddede önemli ve renkli yönleriyle hatırlatmak istedim.
1. Haçlı seferlerinin başarısız olduğu uzun vadede doğrudur, ama kısa vadede yanlıştır. 1096-1099 arasındaki ilk Haçlı Seferi hedefine ulaşmış, Kudüs Hıristiyanlar tarafından fethedilmiştir. Kudüs Selahaddin Eyyubi tarafından 1187’de geri alınmış, ancak 1099’da kurulan Kudüs krallığı 200 yıla yakın bir süre yaşamıştır. Suriye, Lübnan ve Filistin’de o günlerden kalma pek çok Haçlı kalesi vardır.
2. Haçlı seferleri Batı Avrupa’nın silkinişini simgeler. Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra yüzlerce yıl süren bir ekonomik çöküntü yaşayan Batı Avrupa 9.yüzyıldan itibaren tekrar istikrarlı bir ekonomik gelişme çizgisi yakalamıştır. Haçlı Seferlerine maddi ve insani kaynak ayrılabilmesi göreceli bir zenginleşme ve kendine güvene işaret eder.
3. Haçlı Seferleri bir “özel sektör” organizasyonudur. Dönemin önde gelen kralları birkaç Haçlı Seferine liderlik etmişse de genelde seferler genelde Papa’nın çağrısıyla harekete geçen bağımsız soylular tarafından yürütülmüştür. İslam dünyasının aksine, Avrupa’da merkezi devlet iradesinin büyük bir askeri mobilizasyon yapabilecek güce ulaşması ancak 16.yüzyılda olmuştur.
4. Haçlı Seferleri sırasında deniz hakimiyeti Hıristiyanların elindedir. Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Akdeniz’de hakim deniz gücü Doğu Roma (Bizans) olmuş, ancak Emeviler döneminde Araplar denizlerde Bizanslılarla başa baş mücadele edecek seviyeye gelmiştir. Akdeniz’deki Müslümanların rekabetçi durumu 9.yüzyıla kadar devam edebilmiş, Haçlı Seferlerine gelindiğinde denizde liderlik İtalyanlara geçmiştir. Bu nedenle Haçlı Seferleri sırasında kayda değer bir deniz savaşı olmamıştır.
5. Haçlıların Istanbul’u fethedemedikleri için üzülmeleri söz konusu değildir, zira 1204’te fethetmişlerdir. Bu tarihte Kudüs’e gitmek için yola çıkan 4.Haçlı Seferi fikir değiştirip Istanbul’u işgal ve yağma etmiş, sonunda Istanbul ve çevresinde uzun sürecek bir Latin krallığı kurulmuştır. Istanbul’un zenginliklerinin önemli bir bölümü İtalya’ya götürülmüştür. Bizanslıların Istanbul’u geri alması 1261 yılındadır. Istanbul’un Türkler tarafından fethedilmesinin yoluna açan İtalyanların 1204 işgalinin Bizans’ın belini kırmasıdır.
6. Pek çok Avrupa ülkesinin bayrağı Haçlı Seferlerinden kalmadır. İngiltere, Kuzey İrlanda, Danimarka, İsveç, Norveç gibi. Her Haçlı Seferinin başında, Papa yola çıkanları kutsadıktan onlara kıyafetlerinin önüne asılmak üzere haç işaretli ve “okunmuş” birer kumaş parçası verirmiş. Bu uygulama hem Haçlı Seferlerine adını vermiş, hem de pek çok Avrupalı ülkenin bayrağını oluşturmuştur.
7. Haçlı Seferlerinin en önemli unsurlarından biri Normanlardır. Bu Normanlar, biz Türklerin batıdaki muadili gibidir. Vikinglerden gelirler. Fransa kralları 10.yüzyılda sürekli Fransa kıyılarını istila eden İskandinavya ahalisine kuzey Fransa’da bir bölge vermeyi teklif eder. Bazı kabileler bu teklif kabul eder, bugün Normandya olarak anılan bölgeye yerleşir, Hıristiyan olur ve Fransa kralına bağlılık yemini ederler. Normanlar Müslümanlarla savaşlarda öncü rol oynar, Sicilya’dan Kudüs’e kadar pek çok uçbeyliği, hatta krallıklar kurar ve yönetirler. 1066’da Norman beyi “Fatih” William İngiltere’deki karışıklıklardan istifade ederek İngiltere’yi istila eder ve bugünkü İngiliz dil ve kültürünün temelleri atılır.
8. Haçlı Seferleri Avrupa ile İslam dünyası arasında önemi bilgi alış verişlerine imkan vermiştir. Örneğin vakıf sisteminin İslam hukukundan Avrupa hukukuna bu dönemde geçtiği söylenir.
9. Haçlı Seferlerinin başlangıçtaki amaçlarından biri Bizans’a başta Selçuklular olmak üzere doğusundaki Müslüman devletler karşısında yardım etmekti. İlk Haçlı Seferinin 1071 Malazgirt savaşından kısa bir süre sonra olması tesadüf değildir. Ancak Haçlı ordularının düzensiz ve disiplinsiz yapısı Bizans için risk oluşturmuş, seferler hiçbir zaman bir Batı
Avrupa / Bizans ortaklığına dönüşmemiş, 1204’te Haçlıların Istanbul’u ele geçirip yağmalamasıyla birlikte Bizans toplumuna tamir edilemeyecek bir hasar verilmiştir.
Avrupa / Bizans ortaklığına dönüşmemiş, 1204’te Haçlıların Istanbul’u ele geçirip yağmalamasıyla birlikte Bizans toplumuna tamir edilemeyecek bir hasar verilmiştir.
10. Haçlı Seferleri sırasında Kudüs’ün Müslümanlar için çok da önemli görülmediğini anlıyoruz. I.Haçlı Seferinde Kudüs kaybedildikten sonra geri almak için İslam dünyasında büyük bir seferberlik yaşanmamıştır. Selahaddin Eyyubi Kudüs’ü geri aldıktan sonra Avrupalıların çabaları devam etmiştir. Altıncı Haçlı Seferi sırasında seferi komuta eden Kutsal Roma (esasen Alman) İmparatoru II.Frederick ile Mısır, Filistin ve Suriye hakimi Eyyubi devleti hükümdarı El Kamil ihtilafı müzakereyle çözmeye karar vermişlerdir. El Kamil, Mısır ve Suriye’ye bir daha gelmemeleri ve Mescid-i Aksa’nın kontrolünün Müslümanlarda kalması şartıyla Kudüs’ü Haçlılara vermiş, ayrıca Kudüs ile Akdeniz arasında bir güvenli geçiş koridoru oluşturulmuştur.
Haçlı Seferleri hem Avrupa, hem de Ortadoğu’da büyük bir tahribata yol açmıştır. Öte yandan İtalya ile İslam dünyası arasında ticari ilişkilerin başlamasını Haçlı Seferlerine borçluyuz. Belki de en önemlisi, 1204 Istanbul işgal ve yağmasının ardından Bizans’ın Hıristiyan Avrupa’nın sınır bekçisi olmaktan çıkmasıyla Rum Ortodoks dünyasının İslam dünyası ile farklı ilişkiler kurmasının yolu açılmıştır.
No comments:
Post a Comment