Monday, April 11, 2016

Boğazlıyan Kaymakamı Mehmed Kemal Bey


Milli Şehidimiz Boğazlıyan Kaymakamı Mehmed Kemal Beyi ,idamının 97.yıl dönümünde saygıyla ve rahmetle anıyoruz.
Kaymakam Mehmed Kemal Bey, TBMM'nin çıkardığı özel bir kanunla 14 Ekim 1922'de "Milli Şehit" ilan edilmiştir.
Kemal Bey’in, 10 Nisan 1919’da Beyazıt Meydanında idam edilmeden önce söylediği sözler tarihe geçmiştir:
”Vatandaşlarım sizlere yemin ederim ki ben masumum. Son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar.
Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun adalet. Asil Türk milletine çocuklarımı emanet ediyorum. Borcum var, servetim yok. Üç çocuğumu millet uğruna yetim bırakıyorum. Yaşasın millet…”
1915 yılındaki Ermeni tehcirini uygulamakla görevli mülki amirlerden biri olan Yozgat iline bağlı Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, görevini kötüye kullanarak ölümlere sebep olmakla suçlandı. Kemal Bey, 1915 yılında yapılan yargılamada, beraat etti. Ancak, işgalci İngiliz Yüksek Komiserliğinin ve Ermeni azınlığın baskısıyla, işbirlikçi Damat Ferit Paşa hükümetinin kurduğu hukuksuz mahkeme kaymakam Kemal Beyi yeniden yargıladı ve idama mahkum etti.
Kemal Bey`in tarihe geçen savunmasının bir bölümü şöyle:
“Düne kadar hakimler heyeti halinde olan sizler, şu dakikada bir tarih mahkemesi sıfatını almış bulunuyorsunuz. Ermeniler tarafından öldürülen dindaşlarının ve soydaşlarının matemi Müslümanların yüreklerini sızlattığı ve her gün gelen kara haberlerin halkı tahrik etmekten geri kalmadığı malumdur. Ermeniler ise, Rus Ordularının kah önüne geçerek, kah arkasında kalarak, ekseriya memleketin asker kuvvetinden mahrum kalmasına güvenerek facialar meydana getirmekten çekinmiyorlardı. Yozgat Vilayeti dahilinde sevk edilen bazı Ermeni - Muhacir kafilelerine, Ermenilerin Müslümanlara reva gördükleri facialara şahit olmuş, bazı asker kaçaklarının tecavüzü ihtimal dahilindedir.
Ancak, savaşta yenilişimizin aleyhimizde meydana getirdiği hezeyanı durdurmak maksadıyla iddia makamının da isteği üzerine, kurbanlar verilmesi bir siyaset icabı sayılıyorsa, bu kurban, ben olamam. Siz kurban seçmekte değil, ancak hak ve adaletle hüküm vermek vicdani görevini taşıyan bir yüksek heyetsiniz. Mutlaka kurban aranıyorsa, herhalde bu işlerin tertipçisi ve idarecisi olarak benim gibi küçük bir memur bulunacak değildir.”
Mahkeme devam ederken, İngilizler ve Ermeniler Kemal Bey`in asılması için Mahkeme Başkanı Hayret Paşa`ya baskı yaparlar. Bunun üzerine, Hayret Paşa istifa eder ve yerine “Nemrut” lakabıyla anılan Mustafa Paşa getirilir. Mahkeme sonradan bu hakimin adı ile özdeşleşecek ve "Nemrut Mustafa Divanı" veya "Kürt Mustafa Divanı" şeklinde hafızalarda yer edecektir.
.
Kemal Bey cezası infaz edilmek üzere, Bekirağa Bölüğü’nden alınarak Beyazıt Meydanına getirilir. Kemal Bey`in asılacağını duyan İstanbullular Beyazıt Meydanında toplanırlar. Kemal Bey`e idam sehpasının önünde son sözünün ne olduğu sorulduğunda , o halka şöyle der:
“Sevgili vatandaşlarım, Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki, ben masumum. Son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun adalet! “
( Ulusal Kanal ve çeşitli yazılı kaynaktan derlendi.)

No comments:

Post a Comment