Refik Mor'un Fransa CB E.Macron'a mektubu
Güncelligini
koruması bakımından, Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron'a iadeli
taahütlü ve E-Posta yolu ile gönderdiğim HUKUK ve DEMOKRASİ dersi içeren açık
mektubumu dostların ilğisine sunuyorum.
İyi
günler dileklerimle
Refik Mor /Almanya..........................
Fransa
Cumhurbaşkanı Emanuel Macron'a açık mektup:
- İadeli
taahütlü mektup ve.
- E-Posta yolu
ile
Sayın Fransa Cumhurbaşkanı Macron,
29 Ocak 2001 tarihinde
‘‘1915 Ermeni Soykırımı’nı‘‘ karara bağlayan 2001-70 sayılı kanuna atıfta bulunarak, ‘’Ermeni Soykırımı’nın’’
her sene Paris’de, 24 Nisan’da anılması için yayınladığınız 10 Nisan 2019
tarihli Kanun Hükmünde Kararnamenizi, büyük bir kaygı ve şaşkınlık içinde
öğrenmiş bulunuyorum.
Bunu yaparken, aşağıda
değineceğim üç noktada, özellikle hukuki suç işlediğinizi,
şimdiden belirtmek isterim.
Birinci konu:
Kanun Hükmündeki Kararnamenizde;
‘’Mad. 1: 24 Nisan, 1915 Ermeni Soykırımı’nın anma günüdür’’
diye bir kararname çıkarıyorsunuz.!
Her şey tamam da, eğer yukarıda sunduğunuz
bu iddianız demokrasinin temel prensiplerine, daha doğrusu yürürlükte olan kanunlara uymaz ise,
hakların paylaşımındaki kaos, kaçınılmaz olmayacakmıdır?.
Hukuk’un bu konudaki
evsensel 1. Maddesi:
- Kanun
Hükmündeki Kararnameler, halen yürürlükte olan kanunlarla UYUM İÇİNDE
olmaları gerekmektedir.
Osmanlı’lara ve onların hukuki devamı olan
Türk’lere yüklenen soykırım suçlaması
konusunda bir mahkeme kararı bulunmamaktadır.
Ve siz, bu konuda mahkeme kararı olmayan
bir olayı, kendinizi mahkeme yerine koyarak;
‘’Soykırım olmuştur ve anma günü de
24 Nisan’dır’’demektesiniz.
Bu anlamda, yasamayı, yargı’nın yerine
koymakla hukuki suç
işlemektesiniz ve bunun adı diktatörlük olup, Fransa’da, kağıt
özerinde de olsa cezai yaptırımı vardır diye düşünüyorum..!
İkinci konu:
29 Ocak 2001’de Sosyalistler tarafından
sunulan 2001-70 sayılı kanunun oylamasını 577 Fransız Milletvekili meclise
oylamaya gelmeyerek protesto etmiştir.
Anılan ‘’kanun’’, 19 hayır oyuna
karşı 106 evet oyları ile antidemokratik bir şekilde maalesef kabul
edilmiştir.
Antidemokratik olarak ortaya çıkan bu
‘’Kanun’’ için, bakın Fransa Senato’su kendi internet sayfasında; ‘’Ermeni soykırımı’’ kanunu olarak anılan, 29 Ocak 2001
tarihli kanunun hukuken uygulanabilirliğini sıfır’a indirgeyerek, çıkarılan
kanunların uygulanabilirliği konusuna istinaden yaptığı açıklamada bakın ne
demektedir:
Alıntı:
‘’Politik açıdan bakılırsa, buradaki
kontoldeki esas mesele, hükümetin kendi sorumluluklarını korumasının yanı
sıra, yasa koyucunun da
yürütmenin faaliyetlerini çok sık müdahale
ederek rahatsız etmesini
engellemektir’’
Alıntının sonu.
Sayın Macron,
Görünen o ki, sizler, Fransa Senato’sunun
yukarıda yaptığı hukuki uyarıyı hiçe sayıp, hukuken bir mahkeme kararı olmayan
bir olayı, karar varmış gibi davranıp yargı ve yürütme’nin işine müdahale ederek anayasal HUKUK SUÇ işlemektesiniz..
Ve Fransa Senato’sunun aynı internet
sitesi;
Alıntı:
‘’……1981 ve Ekim 2007 arasında yasal
olarak yürürlüğe giren, ancak uygulamada geçerli olmayan, ya da yalnızca ilgili
mevzuat eksik olduğundan, kısmen uygulanabilir olan 200'den fazla yasayı
sayabiliriz.’’diyerek,
bunlardan bir tanesi de;
Alıntı:
’’2001-70 sayılı
29/01/2001 tarihli ve resmi gazetede No.25 altında yayımlanan, 1915 Ermeni
soykırımı’nın tanınması hakkındaki kanunun uyğulanabilirliğidir’’
Alıntının sonu.
imasında bulunmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanı Macron,
Diğer bir deyişle, bu ‘‘Kanun’un‘‘ pratikte
uyğulanabilirliği yok hükmündedir.
Bunu daha iyi anlatabiilmek için
basit bir örnek vereceğim.
Fransa’da günlük çalışma süresi 8 saat olarak yürürlükteki
kanunlarla belirlenmiştir.
Şimdi siz, Elysée Sarayı’nın çalışanları
hakkında Kanun Hükmünde Kararname yayınlayarak;
- ‘’Bundan
böyle herkes 08:00’de değil de saat 09:00’da işe başlayacak ve yarım saat
da mola olmak üzere, paydos saati 18:30 olacak ve fazladan yapılan bir
saatlik çalışma için ücret ödenmeyecektir’’
derseniz, işe başlama ve mola saati
konusunda sıkıntı olmaz, lakin günlük çalışma saati konusunda sizin
Kararnameniz yürürlükteki kanunla örtüşmez,
çelişir ve yok hükmündedir.
Daha bitmedi,
Fransa Senato’su alınan Kanun Hükmünde’ki
Kararnamelerin yürürlükte olan kanunlarla örtüştüğü konusunda bakın ne diyor;
Alıntı:
‘‘Verilen TÜM kararların (Kanunların),
verilmiş veya verilecek Kanun Hükmündeki Kararname’lere olan
uyğulanabilirliğinin oranı %32’dir‘‘
Alıntının sonu.
demektedir.
Yukarıdaki İDDİA, Fransa Senato’sunundur
ve bunu, (kanun koyucusu) olarak kendi internet sayfasında söylüyor…!
İşte tam da bu anlamda, kanunlarla
uyumluluğunu araştırmadığınızdan dolayı, yayınladığınız, kanunlara uymayan Kanun
Hükmünde Kararnameniz ile somut
hukuki SUÇ işlemektesiniz, bilesiniz..!
Kaldı ki, anılan kararnamenizin
örtüşmesini istediğiniz
- 29
Ocak 2001 tarihinde ‘‘1915 Ermeni Soykırımı’nı‘‘ karara bağlayan 2001-70
sayılı
kanunun bağlantısı olması gereken davada, ne mahkeme, ne sanık, ne davacı, ne de
hakim var..!!!
Olmayan Mahkeme
kararına istinaden tersinden uydurulmuş bir kanun ve bu uydurulmuş kanunla uyum
içinde olması için uydurulmuş bir Kanun Hükmünde Kararname…!
Hukuki mantık yürütmekte açıkcası çok
zorlanıyorum.....!
Üçüncü konu ise:
‘‘Kanunun’uzu‘‘ ve Kanun Hükmünde
Kararname’nizi hukuken yok hükmünde sayan Avrupa Adalet Divanı kararıdır..
Buradaki davacı, vatandaşınız ve Ermeni
Diasporası‘nın önde gelen aktivistlerinden olan, belki de tanıdığınız Avukat
Suzanne ve Grégoire Krikorian ailesidir.
Avrupa Parlamentosu ve Fransız
Parlamentosu’nun siyasi
kararından, Avrupa Adalet Divanı’nın hukuki kararının
üstün olduğunu, hepimiz biliyoruz.
Bu konudaki Fransız, Alman ve diğer
Parlamentoları’nın resmi siyasi kararlarını lütfen bir yana bırakın,
20 Temmuz 1987’de Avrupa Parlamentosu C-190 esas
nolu resmi kararı ile, içerik olarak :
“Türkiye Ermeni soykırımını tanımadığı
müddetçe, AB’ye üye olamaz’’
denen siyasi bir karar almıştır.
Peki bu karar hâla geçerli midir?
Bunun cevabı aşağıdadır.
AB’nin verdiği bu siyasi kararla cesaretlenen
Ermeni diasporasının Fransa’daki sözcüsü- ve avukatı olan Suzanne ve Grégoire Krikorian, 1999’da Helsinki
kararıyla Türkiye’nin AB üyeliğine aday devlet yapılması üzerine, Ermeni
soykırımına atıfta bulunarak;
- Avrupa
Parlamentosu’na,
- Avrupa
Birliği Konseyi’ne ve
- Avrupa
Birliği Komisyonu’na
karşı Avrupa Adalet Divanı’nda,
“Birliğin akit dışı sorumluluğu ve davanın
esassızlık (gerekçesizlik)) konumu”ile ilgili, maddi ve manevi tazminat davası
açmışlardır.
Bu davaya ‘‘Ön
soykırım Davası‘‘ da diyebilirsiniz.
Yukarıda davanın içeriğini
oluşturan
“Birliğin akit (Anlaşma) dişi
sorumluluğundan’’ kasdedilen uluslararası insan hakları ve 1915
olaylarında yaşanan trajik tarihi olaylardır.
Yani Ermeni‘lere haksızlık edilerek
soykırım uygulandığını iddia etmişlerdi.
Ancak, Suzanne
ve Grégoire Krikorian bu davayı kaybettiler çünkü iddialarını ispatlayamadılar.
Ama ne gariptir ki
siz, ispat edilmemiş bir İDDİA‘yı, işlenmiş SUÇ gibi kabul edip, anma günü
tertipliyorsunuz…Çok ‘‘Demokratik‘‘..!
Ermeni diyasporası için adeta bir “ön soykırım davası” olarak
değerlendirilen bu maddi ve manevi tazminat davası, Avrupa Adalet Divanı
tarafından 17 Aralık 2003 tarihinde
Esas No: T-346/03 kararı ile reddedilmiş olup, Suzanne ve Grégoire
Krikorian 30 bin Euro’luk mahkeme
masraflarını ödemeye mahkum edilmişlerdir.
AAD’nın (Avrupa Adalet Divanı) rededtiği
T-346/03 esas sayılı (dosya numaralı) davanın 25 nolu gerekçesinde, hakim aynen
şöyle demektedir:
T-346/03 esas no.lu karardan 25 numaralı
alıntı:
“25. Davacıların gerçekten ve somut
zarar görmüş olduklarını gösteren deliller konusuna gelince;
davacılar, dava dilekçesinde genel ifadelerle Ermeni birliğinin uğradığı manevi
zararın talebi ile sınırlı kalmış olup, ne bu konuda, ne de şahsen
kendilerinin uğradığı zararın kapsamı hakkında zerre kadar dahi
delil gösterememiş olmalarıdır. Davacılar bununla, kendilerinin
gerçekten ve somut olarak zarar görüp görmedikleri hakkında
mahkemenin hüküm verebilmesi için yeterli bilgi verememişlerdir. (AAD’nın
bu konuda 2 Temmuz 2003 tarihli T-99/98, Hameico Stutgart /Konsey ve
Komisyon (Emsal) davası kararı ve Komisyon’un No.68 ve 69, Slg.2003,
II-0000 kararı)”
Alıntının sonu.
T-346/03 esas no.lu kararının 10’ncu
numarasından alıntı:
“10. Davacılar ayrıca, bir çok temel
insan haklarının, özellikle 4.Kasım 1950 yılında Roma’da imzalanan insan
hakları ve temel özgürlükleri koruma altına alan Avrupa
sözleşmesinin 3. ve 8. maddesine dikkat çekerek, burada sözü edilen, özel
yaşam hakkının kutsallığı, aşağılayıcı veya insanlık dışı muameleye
tabi tutulmama haklarının ihlal edildiğini savunmaktadırlar”
Alıntının sonu.
Ve yine T-346/03 esas no.lu karardan
21 no.lu alıntı:
“21. Temel hakların sözde ihlali konusunda
ise, (yukarıdaki 10. numaraya bakınız) davacıların,
böyle temel insan haklarının ihlali iddiası ile sınırlı kalıp,
bunun davalı organlara atfedilen suç ile ne kadar ilgili
olduğunu açıklayamamasını belirtmek yeterlidir.”
Alıntının sonu.
Ermeni diasporası bunun üzerine temyize
gider (karara itiraz eder). Avrupa Adalet Divanı’nın 4’ncü dairesinde görülen
temyiz davası, (itiraz davası) 17.04.2004 tarihinde, C-18/04 P Esas no.lu nihai
karar ile yeniden reddedilir.
Sayın Cumhurbaşkanı Macron,
Yahudi soykırımının (Holocaust) Almanlar
tarafından yapıldığı, Nürnberg’de
kurulmuş olan Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından hukuken karara bağlanmış
olup, bunu inkar
etmek de doğal olarak Almanya’da kanunlar nezninde suçtur.
Ama, hukuken kesinleşmemiş bir konu
hakkında siyasetin ceza kesmesi ise, ancak muz cumhuriyetlerinde
mümkündür.
İspata dayandırılmadan yaptığınız yukarıda
sözünü ettiğim 2001-70 sayılı ‚‘‘kanununuz‘‘ ve Kanun Hükmünde
kararneme‘niz, Avrupa Adalet
Divanı kararı ile artık YOK HÜKMÜNDEDİR…!
Bundan dolayıdır ki, yukarıda adı
geçen Avrupa Adalet Divanı’nın hukuki kararına, her demokrat gibi sizin de
uymanızı ve Türk’leri haksız yere itham ettiğinizden dolayı, verdiğiniz Kanun
Hükmünde Kararnamenizi geri çekip, 2001-70 sayılı ‘‘Kanunu‘‘ iptal ederek, tüm
Türk halkından özür dilemenizi talep ediyorum.
Aksi takdirde, bu sizin “pirus zaferi”nizden öte
gitmeyecektir.
Çünkü mahkeme kararları, resmi-siyasi karardan
üstündür.
Tabii ki bu kural , demokratik devletler
için geçerli bir kuraldır.
Refik Mor
Refik Mor
[2003-2018 Neumünster Meclis Üyesi]
No comments:
Post a Comment