Pazar günü (20 Aralık 2015) için uygun olduğunu düşündüğüm bir tefekkür yazısı:
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, "Arapçılığa Karşı Akılcılığın Öncüsü
İMAMI AZÂM EBU HANİFE " kitabı ile ilgili takdim yazısında, İslam dünyasının Socrates'i olarak nitelediği Ebu Hanife ile Mustafa Kemal Atatürk'ün misyonları arasındaki benzerliğe dikkat çekiyor.
İmamı Azâm konusunda dile getirilmesi gereken en önemli gerçek şudur: İslam dünyasının ‘fıkıh yaratan mezheb’inin kurucusu olan, bugünkü Türkiye’de de ‘dokunulmaz, tartışılmaz’ kabul edilen İmamı Âzam (ölm. 150/767), yaşadığı günlerde, ‘dindışılık’, ‘dinî tahrip etmek’, ‘Peygamber’in sözlerine ve sünnetine kafa tutmak’, ‘Mürcie, Cehmiyye gibi sapık mezheplere mensup olmak’, ‘kafir’ olmakla itham edilmiş hâttâ ‘Yahudilik’, ‘müşriklik’ ve ‘deccallık’la suçlanmıştır.
İmamı Âzam, İslam dünyasının Sokrates’idir. Sokrates, Atina putperestlerinin içirdiği zehirle hayata veda etmişti; İmamı Âzam ise Arap-Abbasi saltanatının başındaki zorbaların içirdiği zehirle öldürüldü. Bu bakımdan iki anıt ismin kaderi aynıdır. Fark şurada: Batı, Sokrates’i yaşatılması gerektiği şekilde yaşatıyor; Müslüman Doğu ise İmamı Âzam’ı yaşatılması gereken şekilde yaşatmıyor, yüceltme adı altında her gün öldürüyor.
İmamı Âzam’ı şehit eden, sonra da onun esas fikirlerinin üstünü örten eski ve yeni saltanat dinciliğinin tasallutlarını, elinizdeki kitabın sayfalarında sanıyorum kahırlanarak okuyacaksınız. Ve şunu idrak ve itiraf noktasına geleceksiniz: İslam, Hz. Peygamber’den hemen sonraki Arap müdahalesiyle yozlaştırıldı. Bu yozlaşmanın hemen ardından ilk arındırma, İmamı Âzam eliyle oldu.
İlk dönemde yâni oluşum ve yerleşme döneminde Hz. Peygamber’e karşı çıkan zihniyetlerle, arındırma dönemi olan ikinci dönemde İmamı Âzam’a karşı çıkan zihniyetler aynıdır. Müslüman dünya, ‘Üçüncü Arındırma Dönemi’ni Mustafa Kemal Atatürk’le yaşadı. Bu dönemin öncüsü olan zat, aynı zamanda bir teşkilatçı deha olduğu için meseleyi teoride bırakmadı, icraatıyla hayata geçirdi. Hiç kimse ona, devrimlerinin faturasını canıyla ödetemedi. Tam aksine o, İmamı Âzam ve benzerlerinin intikamını da alan bir önder oldu.
İşe İslam dünyası açısından baktığımızda şunu söylemek zorundayız: İslam ümmeti bu üç dönemin üç öncüsüne de nankörlük etmiştir: Bu nankörlük, Hz. Peygamber’e, onun ehlibeytini katletme şeklinde; İmamı Âzam’a, din dışı ilan etme, işkence ve öldürme şeklinde; Atatürk’e ise mirasını ve kendini din dışı ilan etme şeklinde uygulandı.
İMAMI ÂZAM’I FARKLI KILAN DEĞERLER
1. Kur’an’ın istediği ‘aklın işletilmesi’ni ve aklın egemenliğini dinin esas amacı olarak öne çıkardı,
2. Zulme karşı isyan ve ihtilalin dinin talebi olduğunu gösteren eylemli bir aydınlığın öncülüğünü yaptı,
3. Arapçı-zorba Emevî ve Abbasi yönetimlerine karşı çıktı ve bu yönetimlere karşı kılıç kullanılması için fetva verdi, kılıç kullananları maddeten de destekledi,
4. İslam’ın Arap ideolojisine dönüştürülmesine karşı çıktı,
5. Her Müslümanın kendi ana diliyle ibadet edebileceğine, bunun için de Kur’an’ın tercümesiyle namaz kılınabileceğine fetva verdi,
6. Uydurma hadisleri reddetti; bunun bir uzantısı olarak, hadis diye nakledilen sözlerin Kur’an’a ve akla aykırı olanlarının Peygamberimize isnat edilmesine karşı çıktı,
7. Batı’dan bin küsur yıl önce laikliğin temellerini atıp ilk müjde ışıklarını yakan şu iki fikrî öne çıkardı:
a. İbadeti imanın ayrılmaz bir parçası sayarak dindarlığı insanlar arası ilişkilerde bir ölçü haline getiren anlayışa karşı çıktı. Kur’an’a dayandırdığı şu ilkeyi savundu: “İbadetler imanın olmazsa olmaz bir parçası değildir.”
b. Kavga ve savaşların din gerekçesine dayandırılmasına karşı çıktı.
8. Kadının evlenmede kimsenin velayet ve vesayetine muhtaç olmadığını ilan edip kadın özgürlüğünün yolunu açtı; böylece geleneksel fıkhın temel kabullerinden birini yıktı,
9. Riyakarlığı en büyük yıkım olarak gören anlayışının bir gereği olarak, fikir ve mücadele hayatında takıyyeciliğe asla tenezzül etmedi, sözünü hiç esirgemeden tam ve açık söyledi.
Tarih önünde, İmamı Âzam ile Mustafa Kemal Atatürk’ün savundukları ve uğrunda tavizsiz bir mücadele verdikleri değerler sâdece benzer değil, tamamen aynıdır.
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk
Arapçılığa Karşı Akılcılığın Öncüsü Kitap Özeti:
_İMAMI AZÂM EBU HANİFE-Yaşar Nuri Öztürk 11 12 2009 (1)
- See more at:
No comments:
Post a Comment