Thursday, January 4, 2024

HAMAS'A SUİKAST : ŞİMDİ NE OLACAK? Hediye Levent

 

HAMAS'A SUİKAST  :  ŞİMDİ NE OLACAK?

Hediye Levent

      Paylaş

İsrail, Beyrut’ta Hizbullah’ın kontrolündeki Dahiye’de bulunan bir binaya saldırı düzenledi. İddialara göre, saldırıya uğrayan binada HAMAS’ın Siyasi Büro Şefi yardımcısı, kısaca HAMAS’ın 2 numaralı ismi Salih Aruri ve örgütün üst düzey komutanları toplantı halindeydi. Saldırıda Aruri ve HAMAS’ın 2 komutanının hayatını kaybettiği duyuruldu.

Bu suikastla birlikte iki önemli soru gündeme geldi; bu suikast İsrail-HAMAS savaşını nasıl etkileyecek ve Lübnan Hizbullah’ı savaşa girecek mi?

Peki Hizbullah’ı ve örgütle birlikte Lübnan’ı savaşa sokabilecek kadar önemli bir isim olan Salih Aruri kimdi?

Ramallahlı olan Aruri’nin adı 2010 yılında İsrail hapishanelerinden serbest bırakılana kadar pek duyulmamıştı. Aruri hapishaneden çıkarken Şam’a gitmeyi kabul etmişti. 2011 yılında başlayan Arap Ayaklanması’nda HAMAS’ın Şam yönetimi karşıtı politikası ile birlikte örgütün Şam ofisi kapandı ve Aruri de Türkiye’ye yerleşti. Aruri, 2014 yılındaki savaşın ardından İsrail’in hedef aldığı isimlerden biri haline geldi ve İsrailli 3 yerleşimcinin kaçırılıp öldürülmesi ile suçlandı.

Düşman kardeşler sayılabilecek HAMAS ve El Fetih arasında bir uzlaşmanın da mimarı olan Aruri, HAMAS’ın Batı Şeria’daki yapılanmasının da sorumlusu olarak gösterildi. Filistinliler ise Aruri’nin HAMAS ile Hizbullah ve İran bağlantısını kuran kilit kişi olduğunu söylüyor.

ABD’nin başına 5 milyon dolar ödül koyduğu Aruri HAMAS’ın askeri kanadı olan İzettin Kassam Tugaylarının kurucularından biriydi.

Aruri, 7 Ekim’den beri devam eden İsrail-HAMAS savaşında suikasta uğrayan ilk isim oldu ancak İsrail saldırıyı üstlenmemiş olsa da herkes suikasttan İsrail’i sorumlu tutuyor.

Nitekim, İsrail iç güvenlik başkanı da kısa süre önce HAMAS üst düzey sorumlularının nerede olurlarsa olsunlar hedef olacağını söylemişti. Keza ABD’nin de bir süredir İsrail’i Gazze’ye yönelik çocuk-yaşlı ayırmayan saldırılarına son verip ‘cerrahi operasyonlar’ adını verdikleri ve sadece HAMAS’ın önemli isimlerini hedef alan yeni bir aşamaya geçmesi için ikna etmeye çalıştığı da biliniyor. Aruri ile başlayan suikastların devam etmesi oldukça muhtemel gibi görünüyor.

Diğer taraftan İsrail ile Lübnan Hizbullah’ı 7 Ekim’den beri sınır bölgesi ile sınırlı kalan bir savaş yürütüyor. Ancak iki tarafın da şimdiye kadar bu sınırlı ve kontrollü savaşı sınır bölgesi ile sınırlı tutmaya çalıştığı biliniyordu.

Hizbullah, İsrail’in HAMAS’a yönelik suikastlar yapabileceğini açıklamasının ardından buna cevap vermiş ve Lübnan’da gerçekleşebilecek bir suikastın karşılıksız kalmayacağı belirtilmişti. Ayrıca Aruri’nin Hizbullah’ın kalesi sayılan Dahiye’de gerçeklemiş olması tam anlamıyla Hizbullah’a bir meydan okuma olarak değerlendirilebilir.

Peki İsrail, aylardır sadece sınır bölgesinde devam eden çatışmaları Lübnan’ı da içine alabilecek bir savaşa çevirebilecek hamlede bulundu mu?

Bu sorunun cevabını henüz suikastın yankıları sürerken vermek çok kolay değil ancak Hizbullah sadece Gazze’ye yoğunlaşmak isteyen İsrail ordusunun dikkatini dağıtıyordu. Lübnan sınırında asker ve askeri araç kayıpları veren İsrail’in son hamlesi ile Hizbullah’ı sıkıştırmaya çalıştığı söylenebilir. Çünkü, Hizbullah her ne kadar İran destekli direniş hattının en önemli merkezi ve İsrail’in yanı başındaki düşmanı olsa da Lübnan gerçeklerini de düşünmek ve hesaba katmak zorunda. Ki Lübnan çok derin bir ekonomik ve siyasi kriz yaşıyor olmasının yanı sıra ordusu da oldukça zayıf. Hizbullah’ın Lübnan’ı da kendisiyle birlikte savaşa sürüklediği bir senaryonun örgüte faturası ağır olabilir. Ancak diğer taraftan kendi kalesinde en önemli müttefiklerinden biri öldürülen Hizbullah’ın İsrail saldırısını karşılıksız bırakması da örgütün prestijine ciddi zarar verebilir.

Muhtemelen İsrail’in hedeflerinden biri de İsrail-HAMAS arasındaki müzakerelerde şartları tamamen lehine çevirmek. Aruri’nin özellikle rehine takasları konusunda Katar ve Mısır ile müzakere yürüten isim olduğu unutulmamalı. Nitekim Aruri’ye yönelik suikastın ardından HAMAS bütün müzakere süreçlerinin askıya alındığını duyurdu.

Velhasıl toparlayacak olursak:

- Aruri’ye yönelik suikast İsrail-HAMAS savaşını yeni ve çok tehlikeli bir aşamaya taşıdı. Bundan sonra taraflar arasında yürütülen müzakere girişimlerinin başarı ihtimali oldukça zayıfladı. Keza, barış ihtimali de yok denecek kadar azaldı.

- Suikastla birlikte İsrail-HAMAS savaşının daha da sertleşmesi beklenebilir.

- Hizbullah’ın Aruri suikastına yanıt vermesi oldukça yüksek ihtimal ki muhtemelen Hizbullah’ın cevabı savaşı daha da tehlikeli bir aşamaya taşıyabilir.

- Hizbullah ile İsrail arasındaki sınırlı çatışmaların Lübnan ve İsrail içlerine sarkması bölgesel bir savaşın kapılarını aralayabilir.

- İsrail’in yeni suikastlar yapması ihtimalini göz ardı etmemek gerekiyor ki HAMAS’ın önemli isimlerinin yaşadığı ülkeler arasında Türkiye de var

No comments:

Post a Comment