29 Şubat 2024 04:47
Suudi Arabistan'a laiklik gelir mi?
Muhammed bin Selman | Fotoğraf: Beyaz Saray/Wikimedia Commons
Suudi Arabistan, güzellik yarışmasına bir Suudi kadının katıldığına dair haberle birlikte Türkiye gündemine düştü. Haber kanalları ve sosyal medya bu haberle çalkalandı. Her ne kadar güzellik yarışmalarını cinsiyetçi ve tamamen gereksiz bulsam da son gelişme elbette bildiğimiz Suudi Arabistan ile epeyce çelişiyor.
Peki Suudi Arabistan’da neler oluyor?
Kısacası Suudi Arabistan dönüşüyor. Bu dönüşüm Suudi yönetimi için gönüllükten çok zorunluluktan kaynaklanıyor.
Aslında dönüşüm fikrinin kökleri 1970’li yıllara kadar uzanıyor. Petrolün kıt bir kaynak olduğunu ve eninde sonunda biteceğini konuşmaya başlayan Suud Hanedanı o yıllardan itibaren alternatif ekonomi politikası oluşturmaya çalışıyor. Nihayet bu arayış Veliaht Prens Muhammed Bin Salman döneminde olgunlaşıyor.
2030 vizyonu adı verilen bu politikanın temelini ekonomiyi petrole bağımlılıktan kurtarmak fikri oluşturuyor. Bu çerçevede uzay çalışmalarından yapay zekaya, yeşil enerjiden turizme petrol dışı alanlarda yatırımlar için büyük bütçeler ayrılıyor. Elbette bu projelerin en büyüğü kendine yeten, kısaca akıllı şehir olarak tasarlanan NEOM projesi. Yaklaşık 500 milyar dolarlık proje birçok ülkenin iştahını kabartan yıllar sürecek inşaat, altyapı, üstyapı, teknolojik donanım, dijital aksam gibi binlerce aşamadan oluşan dev bir pasta gibi.
Elbette tek proje NEOM değil. Yeni stadyumların, konser salonlarının, müzelerinin, spor tesislerinin, eğitim merkezlerinin inşa edilmesi de planlanıyor. Bunların yanı sıra büyük bölümü çölden oluşan ülkenin yeşillendirilmesi, insan eliyle vadilerin büyütülmesi gibi projeler de var. Çünkü Suudi yönetimi de iklim değişikliği ve bölgedeki hızlı kuraklık ile birlikte gelecek on yıllar içinde ülkenin iyice yaşanmaz hale geleceğini biliyor. Şimdiden tedbir alınmazsa ülke nüfusunun yaşanabilir yerlere göç etmesi oldukça muhtemel.
2030 vizyonu projesinin gözünü diktiği sektörlerin başında geleceğin teknolojisi yapay zeka, robot teknolojisi, uzay çalışmaları ve online oyun dünyası var. Bu alanda hem devlet hem şirketler bazında büyük paylar ayrılıyor.
Bunun yanı sıra turizmin geliştirilmesi için de milyar dolarlık projelerle tanıtım ve reklam projeleri paralel ilerliyor. Dünyaca ünlü futbolculardan Johnny Depp gibi oyunculara kadar isimleri Suudi Arabistan’da görmek elbette tesadüf değil.
Malum Suud yönetimine muhalif Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi Konsolosluğunda katledilmesi Suudi Arabistan’ın parlayan yıldızı Batı medyasında sıkça yer verilen Muhammed Bin Salman’ı oldukça zor durumda bırakmıştı. Şimdilerde reklam ve tanıtım projeleri için kesenin ağzını iyice açmış olan Muhammed Bin Salman oluşan karanlık imajı silmeye çalışıyor.
Tamam, Suudi Arabistan ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarmaya çalışıyor ve bunun için devasa yatırımlar yapıyor; yabancı yatırımcıları, girişimcileri, araştırmacıları, mucitleri, kısacası bir fikri olanları çekmeye çalışıyor. Bir taraftan da Uluslararası Astronotlar Federasyonuna bir kadın gönderecek, Suudi borsasının başına bir kadını atayacak ve hatta ülkenin kaderini değiştirecek olan vizyon 2030 projesinin önemli koltuklarını kadınlara emanet edecek kadar kararlı.
Peki bu dönüşüm ülkeyi on yıllardır Suudi Hanedanı ile kol kola yöneten Vahhabizm ve Vahhabi ulemaya rağmen gerçekleşebilir mi?
Gerçekleşir çünkü Türkiye dahil dünyada büyük ölçüde yanlış yorumlanan Suudi Arabistan’daki dönüşümün laiklik gibi bir iddiası yok. Hele de şu sıralar Veliaht Prens Bin Salman’a atfedilen, “Suudi Arabistan’ın Atatürk’ü olmak istiyorum”, “Er geç o laiklik bu ülkeye gelecek” mealindeki sözler gerçek değil.
Elbette Vahhabi ulema kadınların bu kadar görünür olmasından rahatsız. Hatta zamanla yetki ve etki alanları da giderek törpülenecek ve daha fazla güç kaybedecekler. Ancak Suudi Arabistan’ın kuruluşundan itibaren Vahhabi ulema ile Suud Hanedanı arasında bir çeşit anlaşma olduğunu ve ulemanın kral üzerindeki etkisinin tavsiye vermekle sınırlı olduğunu unutmamak gerek. Dolayısıyla devleti yöneten Suud Hanedanı dönüşüme karar vermişse o dönüşüm gerçekleşir.
Bu noktada Veliaht Prens Bin Salman’ın acımasız ve tavizsiz karakteri de etkili.
Velhasıl Suudi Arabistan dönüşüyor. Önümüzdeki yıllarda ekonomi kadar siyasetin de merkezi haline gelmesi oldukça mümkün. Kurulan okullar, yatırım yapılan alanların seçimi ve hâlâ petrol gibi bir kartı ellerinde tutuyor olmaları bu dönüşümü mümkün kılıyor.
No comments:
Post a Comment