Hediye Levent : 01 Aralık 2023 04:55
Ateşkesten sonra ne olacak?
İsrail Gazze’ye yönelik saldırılarını insani ara adı verilen süreç sebebiyle durdurmuştu. Bu süreçte karşılıklı esir takası yapıldı. Gazze’ye yaklaşık 200 kamyonluk insani yardımın girmesine izin verildi. Ki, savaşın olmadığı normal günlerde günlük olarak Gazze’ye giren kamyon sayısının 500 olduğu belirtiliyor. Yani 200 kamyon yardım 7 Ekim’den beri kendi topraklarında bir kez daha göçmen durumuna düşen Gazzelilerin ihtiyaçları düşünüldüğünde okyanusta damla bile değil. Açlığın başladığı, ilaç stoklarının tükendiği, susuzluk ve yakıt yokluğunun başladığı Gazze’nin binlerce kamyonluk yardıma ihtiyacı olduğu açık. İnsani ara esir takası ve hastanelerde, soğutma kamyonlarında, hangarlarda yığılan cesetlerin gömülmesini sağlamak dışında Gazzelilerin büyüyen dertlerine derman olmadı. Elbette korkunç hava saldırılarının birkaç günlüğüne olsa da durması da önemli bir kazanım sayılabilir ancak İsrail, insani aranın bitmesinin ardından saldırılarına İsrail Gazze’ye yönelik saldırılarını insani ara adı verilen süreç sebebiyle durdurmuştu. Bu süreçte karşılıklı es kaldığı yerden devam edeceğini söylüyor.
Diğer taraftan Arap dünyası geçtiğimiz haftalarda bu köşeye taşıdığım soruların cevaplarını bulmaya, olası senaryoları değerlendirmeye çalışıyor.
Bu soruları ve senaryoları toparlayacak olursak;
- Ateşkes bittikten sonra ne olacak?
İsrail ve uluslararası destekçileri HAMAS tamamen çökertilene kadar Gazze’ye yönelik saldırıların durmayacağına dair güçlü sinyaller veriyor. İsrail açıkça insani aradan sonra saldırıların süreceğini söylüyor. Yeni ve kalıcı bir ateşkes için Katar ve Mısır başta olmak üzere bölge ülkeleri girişimlerini sürdürüyor ancak bu ateşkeslerin önceliği şimdilik esir takası gibi büyük ölçüde İsrail’in talepleri çerçevesinde ilerliyor. En azından Gazze’ye insani yardım miktarının artırılması gibi konularda ilerleme sağlanabilmiş değil.
Bu soru iki farklı senaryoyu da beraberinde getiriyor; HAMAS tamamen çökertilmezse ne olacak, İsrail nereye kadar Gazze’yi vurmaya devam edecek?
Gazze’nin kuzeyi ve güneyi arasındaki yolu bir süredir kontrol eden İsrail’in kuzey Gazze’yi insansızlaştırma politikası sürüyor. Bu çerçevede İsrail’in Kuzey Gazze’yi tamamen kontrol edecek şekilde saldırılarını yürüteceğine dair senaryoların giderek güçlendiği söylenebilir.
Filistinliler İsrail’in Kuzey Gazze ile yetinmeyeceğini ve Güney Gazze’yi de kontrol altına almak için saldırılarını sürdüreceğini söylüyor.
- Peki Gazze, kuzey ve güney diye ikiye ayrılırsa buraları kim yönetecek?
7 Ekim saldırısından sonra “Gazze’de kalmaya niyetimiz yok” açıklamaları yapan İsrail de artık Gazze’yi kim yönetecek sorularına dair senaryolara dahil ediliyor. Buna göre, Gazze iki parçaya ayrılırsa Kuzey Gazze’yi Arap dünyasından oluşturulacak bir gücün yönetmesi veya BM’nin idaresine verilmesi gibi senaryolar giderek zayıflarken burada İsrail’in kalıcı olabileceğine dair varsayımlar giderek güçleniyor.
İsrail’den gelen açıklamalara bakılırsa tamamen HAMAS’tan arındırılmış bir Gazze isteyen İsrail’in Kuzey Gazze’yi ele geçirip güneyi Filistin Yönetimine devretmek istediği konuşuluyor. Ancak bütün bu senaryoların HAMAS’ın tamamen çökertildiği varsayılarak ortaya atıldığı unutulmamalı. İsrail gerçekten HAMAS’ı yok edebilecek mi? Ya da Gazzeliler İsrail iş birlikçisi olarak gördükleri Filistin Yönetiminin idaresini kabul edecekler mi?
- Gazzelilere ne olacak?
Elbette Gazze’ye dair bütün senaryolardaki en önemli soru Gazzelilere ne olacağı. İsrail ve ABD gibi ülkeler hâlâ 2 milyon 300 bin Gazzelinin bir kısmının Mısır’ın Sina çölüne gönderilmesine dair senaryoyu hayata geçirmeye çalışıyor.
Mısır tarafı bu senaryoya şiddetle karşı ancak diğer taraftan İsrail’i durduracak güç de yok. Özellikle de Arap dünyasından İsrail’e karşı caydırıcı bir tavır şimdiye kadar gelmedi. İsrail’in saldırılarını Gazze’nin kuzeyini tamamen kontrol altına alacak hatta güney Gazze’ye de sarkıtacak şekilde genişletmesi halinde İsrail nasıl durdurulacak sorusu cevapsız.
Aslında İsrail’in Gazze’de yapmaya çalıştığı şey Filistinliliği yok etmek. İsrail vatandaşı Filistinliler gibi Gazzelilerin İsrail’in kurallarına göre yaşamayı kabul etmesi halinde İsrail açısından pek sorun kalmıyor.
- Resmi açıklamalar ve iki devletli çözüm örtüşüyor mu?
Geçtiğimiz günlerde Mısır Devlet Başkanı Sisi, Filistinlilerin de devletlerinin olduğu iki devletli çözümün gerçekçiliğini sorgulayan bir açıklama yaptı. Nihayet birilerinin gerçekçi bir çıkış yaptığı bu açıklama ile birlikte Arap dünyası yavaş yavaş mevcut şartlarla temenniler arasındaki makasın çok ama çok açıldığını konuşmaya başladı.
Sonuçta iki devletli çözüm için her şeyden önce bunu destekleyen ve isteyen uluslararası toplum gerekiyor. ABD başta olmak üzere uluslararası toplum İsrail’in arkasında sıralanmışken, İsrail bütün gücüyle lobi faaliyetlerine hız vermişken İsrail’i hangi uluslararası güç ya da güçler iki devletli çözüme razı edecek?
Denklemin diğer tarafında ise Arap dünyası var. İsrail ile normalleşme süreçlerinden vazgeçmek istemeyen Arap dünyası İsrail’e karşı petrol kartı bir yana ticari ve diplomatik ilişkilerini askıya almaya bile yanaşmıyor.
Denklemin tam ortasındaki Filistinliler arasında ise birlik yok. İsrail karşıtı silahlı direniş gösteren HAMAS’ın silahlı ve kısmen siyasi kanadı birçok ülkenin terör listesinde. HAMAS’a sıcak bakmayan ülkeler arasında Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi bölge ülkeleri de var.
Filistinlilerin meşru temsilcisi sayılan Filistin Yönetiminin ise, gün gün topraklarını gasbeden yerleşimcileri durdurmaya, sokaklarda İsrail güvenlik güçleri tarafından öldürülen vatandaşlarını savunmaya, uluslararası toplumu harekete geçirmeye, İsrail tarafından yine gün gün değiştirilen nüfus dengesini ve demografiyi durdurmaya ve en önemlisi de bütün Filistinlileri tek çatı altında toplamaya gücü yetmiyor.
Bu şartlarda Türkiye’nin ve Arap dünyasının resmi açıklamalarda dile getirdikleri iki devletli çözüm modelinden ne anladıklarını ya da neyi kastettiklerini detaylandırarak çözüm girişimlerini sürdürmeleri gerekiyor.
7 Ekim Filistin meselesinin en önemli ve en kanlı milatlarından biri oldu ve artık süreç ezberden yaklaşımlarla, yol haritasına dönüştürülemeyen söylemlerle geçiştirilmeyecek kadar sıkışmış durumda.
Dolayısıyla, ortaya bir soru daha çıkıyor: Kalıcı ateşkes nedir? Hangi şartlarda sağlanabilir? Kalıcı bir çözüm bulunmadan Filistin meselesinde kalıcı ateşkes sağlanabilir mi? Bir kalıcı ateşkes sürecinin kalıcı bir çözüm olmadan devreye girmesi halinde gerilimin yeniden ve daha şiddetli patlamayacağının garantisini kim verebilir?
No comments:
Post a Comment