Friday, November 7, 2025

Evrensel - Hediye Levent - Sudan'da savaş ağalarının altın savaşları! levent.hediye@gmail.com - 5 Kasım 2025

Sudan'da savaş ağalarının altın savaşları!

Hediye Levent

levent.hediye@gmail.com

5 Kasım 2025


İran’dan Kuzey Afrika’ya kadar yüz milyonlarca insanın yaşadığı coğrafya yine kaynayan kazan. Hepimizin gözü kulağı yakın coğrafyamızdaki gelişmelere kilitlenmişken neredeyse 1.5 yıldır kuşatma altında olan Sudan’ın El Faşir bölgesinden kitlesel katliam haberleri akmaya başladı. 2000’li yıllarda da etnik soykırımlarla özdeşleşen Sudan, yıllardır kanlı bir iç savaş ile boğuşuyor. Bir tarafta Sudan ordusu diğer tarafta Libya iç savaşında milis güçler olarak da adından söz ettiren Hızlı Destek Kuvvetlerinin (HDK) olduğu savaş, on binlerce insanın ölümüne, yüz binlerin evsiz kalmasına sebep oldu. Sudan hükümetinin HDK’yi dağıtma ve orduya entegre etme girişimi bu kanlı iç savaşın daha da kanlı yeni bir eşiğine dönüştü.


Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Türkiye gibi ülkelerin de az çok dahil olduğu bu kanlı savaşta Sudanlılar can derdindeyken, ülkenin altın başta olmak üzere kaynakları çatışmaların uzamasına yol açtı. Modern dünyanın şahitliğinde süren yağma savaşında, defalarca katliamlar, tecavüzler, göçe zorlamalar yaşandı. Hem bölge ülkeleri hem de uluslararası toplum, rutin haline gelen “Endişeyle izliyoruz”, “Tarafları uzlaşmaya çağırıyoruz” gibi açıklamalarla yetindi.


Peki, Sudan’ın yer altı kaynakları ve ekonomik açıdan zenginliklerinin toplandığı Darfur bölgesindeki El Faşir neden önemli ve niye uluslararası bir yağma savaşının anahtarı haline geldi?


El Faşir aslında neredeyse 1.5 yıldır milislerden oluşan HDK’nin kuşatması altındaydı. Hem Sudan Hükümet Ordusu hem de HDK El Faşir’deydi ancak bölgedeki küçüklü büyüklü silahlı gruplar bu savaşın tarafı olmadıklarını duyurdular. HDK, El Faşir’i aylarca kuşatma altında tuttu. Elektrik, su, iletişim altyapısını çökertmekle kalmadı; şehre ihtiyacı olan gıdayı, ilacı taşıyan kamyonları ve tırları engelledi. Baskıların artmasının ardından kentteki silahlı gruplar Sudan ordusu ile iş birliği yapmak zorunda kaldıklarını duyurdular. Kente Sudan ordusunun yerleşmesini bahane eden HDK, saldırılarını daha da artırdı. Şehrin etrafını çeviren HDK, Sudan ordusunun ülkenin geri kalanıyla, özellikle Darfur ile ilişkisini kesti. Hatta geçtiğimiz aylarda hava yoluyla ikmal yapmaya çalışan Sudan ordusunun uçakları düşürüldü, lojistik hattı çökertildi.


Diğer taraftan Sudan Hükümet Güçleri’nin ülke içinde kontrol ettikleri bölgeler arasındaki bağlantı giderek zayıflarken HDK, ülkenin Libya ve Çad sınırlarını da ele geçirmişti. Keza ülkenin neredeyse yarısını kontrol eden dağınık silahlı gruplar ile HDK arasındaki ilişkiler, bu yapıya resmi orduya göre daha fazla hareket ve lojistik imkanı sağlıyordu.


Sonuç olarak El Faşir’deki Sudan ordusunun çekilmek zorunda kaldığını duyurmasının ardından kentteki yüz binlerce insan HDK’nin insafına kalmış oldu. Belki sosyal medyada katliam görüntülerine denk gelmişsinizdir. El Faşir’in düşmesinin simgesi haline gelen Ebu Lulu lakaplı HDK milisinin en az bin kişiyi infaz ettiği görüntüler yayıldı. HDK katliamları öyle bir noktaya geldi ki örgüt “Katliama karışanların yargılanacağına” dair açıklama yapmak zorunda kaldı. Yargılanırlar mı? Elbette hayır!


El Faşir ile birlikte Darfur bölgesi artık kanlı milislerden oluşan HDK’nin eline geçmiş oldu. El Faşir’de katliamların devam ettiğini gösteren uydu görüntülerinden hastanelerin basılıp sivil-çocuk demeden yüzlerce insanın katledildiğine dair haberlere kadar, birbirinden korkunç gelişmeler art arda yaşanıyor.


Sudan bir kez daha bölünmenin eşiğinde ve HDK’nin Darfur bölgesini ele geçirmesinin ardından uluslararası meşruiyet kazanmak için dikkat çekici bir zemin kazandığına dair yorumlar yapılıyor artık. Sudan’daki kanlı kısır döngüye dahil olan ülkelere yönelik cılız sesler de yükseliyor. Mesela HDK’yi destekleyen Birleşik Arap Emirlikleri’nin Sudan’dan 2024 yılında 29 ton altın aldığına dair raporlar var. BAE bu raporları yalanlamaya devam etse de HDK’ye silah, milis, para desteği verdiği herkesin bildiği sırlardan. BAE’nin HDK’ye temin ettiği zırhlı araçları İngiltere’den aldığı, milislerin eğitimini de yine BAE’de lisans sahibi olan İngiltere menşeli şirketler üzerinden sağladığına dair iddialar Guardian’a bile haber oldu.


BAE-HDK-Sudan ve El Faşir ilişkisi Sudan ile de sınırlı değil. El Faşir’i ele geçirerek Sudan’ın altın kaynaklarının yanı sıra uranyumdan petrole su kaynaklarından verimli tarım arazilerine oldukça kritik kaynakları da büyük ölçüde ele geçiren HDK’nin, Libya’daki iç savaşın meşhur taraflarından Halife Hafter ile bağı ve her iki gruba BAE’nin verdiği destek biliniyor. Keza, Libya ve Çad dahil Sudan sınırlarının bir kısmını elinde tutan HDK’nin kaçakçılık rotalarından da büyük gelirler sağladığı tahmin ediliyor.


Suriye’de Esad yönetiminin devrilmesinin ardından Suriye’deki askeri varlığını Libya’ya kaydıran ve Wagner gibi yapılar üzerinden sahadaki konumunu sağlamlaştırmaya girişen Rusya da, Sudan savaşının tarafları arasında sayılabilir.


Bölgedeki uzmanlar Sudan’ın yer altı kaynaklarını büyük ölçüde ele geçiren HDK’nin, Sudan’da kontrol ettiği bölgeler sayesinde Libya içlerine uzanan bir hat oluşturmasının mümkün olduğunu savunuyor. Bu kaynakların da, bu hattın ve hattı koruyan milislerin finansmanı için kullanılacağı söyleniyor.


Sudan’daki gelişmelerden dolayı Mısır oldukça tedirgin. Bin kilometreden fazla ortak sınırı olan Sudan’da, HDK gibi milislerden oluşan bir yapının hem finansal hem de siyasi açıdan giderek güçlenmesinin Mısır’ı güvenlik ve göçmen akını gibi boyutları ile etkilemesi oldukça mümkün.


Türkiye’nin rolü ya da son gelişmelerin ardından nasıl bir politika yürüteceği ise belirsiz. Libya’ya kıyasla Sudan’da oldukça sınırlı bir kapasitesi olan Türkiye’nin, Sudan ordusuna Mısır üzerinden silah sattığı biliniyor ancak Ankara’nın HDK’ye yaklaşımı Mısır ile ilişkilerini doğrudan etkileyebilecek bir hamle olacak gibi görünüyor.


Bütün bunlar olurken bir kez daha can korkusu ile katliam sırasının kendilerine gelip gelmeyeceğini bekleyen Sudanlılara kimse bir şey sormuyor!


No comments:

Post a Comment