Monday, July 21, 2025

Haberler.com "Oraya ziyaretim söz konusu değil, onları devlet olarak görmüyoruz" 18 sa. • (21 temmuz 2025)

 Haberler.com

"Oraya ziyaretim söz konusu değil, onları devlet olarak görmüyoruz"

18 sa. • (21 temmuz 2025)

2 dk okuma


Güney Kıbrısı ziyaret edeceği iddialarına açıklık getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Benim Güneye böyle bir ziyaret düşüncem söz konusu değil. Çünkü onlar nasıl KKTCyi bir devlet olarak kabul etmiyorlarsa biz de Güney Kıbrısı bir devlet olarak kabul etmiyoruz. Dolayısıyla benim kitabımda onlarla böyle bir görüşmenin yeri yok ifadelerini kullandı.

Güney Kıbrısı ziyaret edeceği iddialarına açıklık getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Benim Güneye böyle bir ziyaret düşüncem söz konusu değil. Çünkü onlar nasıl KKTCyi bir devlet olarak kabul etmiyorlarsa biz de Güney Kıbrısı bir devlet olarak kabul etmiyoruz. Dolayısıyla benim kitabımda onlarla böyle bir görüşmenin yeri yok ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı ile Kıbrıs Barış Harekatı'nın 51. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen törenlere atılmak üzere Kıbrıs'a gitti. Erdoğan, KKTC ziyareti sonrası uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.


"GÜNEY KIBRIS'I BİR DEVLET OLARAK GÖRMÜYORUZ"


"Rum Yönetimi Lideri, AB dönem başkanlığında sizi Güney'e davet edeceğini söyledi. Böyle bir davet gelirse katılmayı düşünür müsünüz?" sorusuna yanıt veren Erdoğan, "Benim Güney'e böyle bir ziyaret düşüncem söz konusu değil. Çünkü onlar nasıl KKTC'yi bir devlet olarak kabul etmiyorlarsa biz de Güney Kıbrıs'ı bir devlet olarak kabul etmiyoruz. Dolayısıyla benim kitabımda onlarla böyle bir görüşmenin yeri yok. Bunlar, Kıbrıs Türk halkının iradesini yansıtmayan marjinal girişimlerdir. Kıbrıs Türkleri bizim canımızdan bir parçadır. Kimse, aramızdaki bu gönül bağını zedeleyemez; Kıbrıs adasına sadece barış için gitmiş olan Türkiye'nin kahraman evlatlarına 'işgalci' diyemez" dedi.


SURİYE'DE OLAN BİTENLER


Suriye'de olan bitene ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: "Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara orada dik bir duruş sergilemiştir. Şu ana kadar herhangi bir tavizi de söz konusu değil. İsrail sürekli tüm bölgeyi ateşe atma gibi bir gayret içinde. Bu gayret karşısında ise Suriye'nin bu duruşuyla süreç, ihtiyatlı bir şekilde devam ettirildi. Suriye'nin bölgeyi 2 bin 500 kadar askeriyle kontrol altına alması söz konusu. Son atılan adımlarla da kontrolü sağlamış vaziyetteler. Böylece Güney'de bir hakimiyet tesis edilmiş durumda. Suriye halkı tüm kesimleriyle, geçmişte yaşadıkları acılardan ders çıkartıp, bu oyunlara gelmeyi kesinlikle düşünmüyor. Burada Dürzilerle diğer kesim arasındaki uzlaşıyı sağlamış vaziyetteler. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara burada bana göre çok olumlu bir adım attı. Kendisiyle yaptığım telefon görüşmesinde bu duruşunu konuştuk. Kendisinden bizden talebi nedir, ne değildir bunları öğrendik. Kendilerine her türlü desteği vereceğimizi de söyledik.


"DÜRZİLERİN ÜÇ KOLUNDAN BİRİ İSRAİL İLE HAREKET EDİYOR"


Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Amerika Birleşik Devletleri'nin Özel Temsilcisi ve Dışişleri Bakanı ile sürekli görüşme halinde. Aynı şekilde MİT Başkanımız İbrahim Kalın ve Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler de muhataplarıyla görüşüyor. Bölgede son olarak bu 2 bin 500 kişilik hafif silahla donatılmış gücün Süveyda'ya gitmesine izin verildi. İki gündür Amman'da toplantılar devam ediyordu. Aşiret reisleri, Ürdünlüler ve ABD Özel Temsilcisi bizimle sürekli temas halinde. Süveyda'nın etrafı çevrilmiş durumda. Birliklerin içeriye girip girmemesine izin vermeyle ilgili bir problem var. Şu anda Dürzilerin malumunuz üç kolundan ikisi son derece uyumlu olduğu halde kollardan biri İsrail ile hareket ediyor. Bunlar bozgunculuktan vazgeçmiyor. Bu nedenle içeride zaman zaman çatışmalar devam edebiliyor. İçeriye polis giremiyor, asker giremiyor, şehrin etrafındalar. En azından dışarından unsurların gelmesini engellediler. Amman'daki devam eden müzakerelerde sözünü ettiğimiz o bir Dürzi fraksiyon hariç taraflar, gönüllü olarak ateşkese uymaya "evet" dediler. Suriye meselesinde aslında son derece yapıcı bir atmosfer oluştu. Bütün bir araya gelemeyecek aktörler, Suriye konusunda bir araya gelirken İsrail'in bu istikrar projesini bozmasını dünyaya iyi anlatmak gerekiyor. Biz, bunu anlattığımızı düşünüyoruz. Amerikalılar özellikle bu meseleyi biraz daha sahiplenmeleri gerektiğini anlıyorlar. Temel sorun tarafların birbiri arasında çatışma olması. Ama daha da büyük stratejik sorun, bu çatışmayı bahane ederek İsrail'in bölgeyi işgale kalkması. Zaten İsrail, bildiğiniz gibi bölgede istikrar olmasını istemiyor. Bütünleşik bir Suriye'nin kendisi için iyi olmayacağını düşünüyor ve bu türden provokasyonlara devam ediyor."

Terörsüz Türkiye

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, PKKnın silah bırakmaya başlamasının ardından hızlanan Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili İmralı bu konuyla ilgili her türlü desteği verdi, veriyor. İşin bu boyutu çok çok önemli dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, PKKnın silah bırakmaya başlamasının ardından hızlanan Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili İmralı bu konuyla ilgili her türlü desteği verdi, veriyor. İşin bu boyutu çok çok önemli dedi.

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 51'inci yılı sebebiyle bulunduğu KKTC'den dönen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin konuştu.


"Bölgemizde yaşanan hadiseler, bir kez daha attığımız bu adımın doğruluğunu ortaya koyuyor" diyen Erdoğan, isim vermeden terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a da işaret ederek "Şu anda İmralı bu konuyla ilgili her türlü desteği verdi, veriyor. İşin bu boyutu çok çok önemli. YPG'nin duruşu her an her türlü değişkenliğe uğrayabilir. Bu yaklaşımın bunların uzantısı olan SDG bakımından nasıl yansıyacağı da önemli" dedi.


"TERÖRSÜZ BİR GELKECEĞİ İNŞA ETMEKTE KARARLIYIZ"


Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: "Terörsüz Türkiye" hedefimize ulaşmak için adımlarımızı atmayı sürdürüyoruz. Bu nihai hedef doğrultusunda ilerleme devam ediyor. Sürecin provokasyonlardan etkilenmemesi için de son derece dikkatliyiz. "Terörsüz Türkiye" hedefimizi sekteye uğratacak tüm sabotajlara ve yapılara karşı teyakkuz halindeyiz. Biliyorsunuz silah bırakma başladı. İlgili arkadaşlarımız gerekli takibi yapıyor ve temasları sağlıyor. Komisyon konusunda da görüşmeler, bildiğim kadarıyla, nihai aşamaya geldi. Yakında Meclis zemininde ilerlemenin yaşandığına şahitlik edeceksiniz.


Biz terörsüz bir geleceği inşa etmekte kararlıyız. Hedefimize ulaşmak için ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı ve sonuçta nereye varacağımızı çok net bir biçimde biliyoruz. Bölgemizde yaşanan hadiseler, bir kez daha attığımız bu adımın doğruluğunu ortaya koyuyor. Şu anda İmralı bu konuyla ilgili her türlü desteği verdi, veriyor. İşin bu boyutu çok çok önemli.


"ŞARA'YI SURİYE'DE YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ"


YPG'nin duruşu her an her türlü değişkenliğe uğrayabilir. Bu yaklaşımın bunların uzantısı olan SDG bakımından nasıl yansıyacağı da önemli. Son gelişmelerde Suriye Cumhurbaşkanı Şara'nın duruşu, bunların olumsuz anlamda bir araya gelişini de bana göre ortadan kaldırmış vaziyette. Biz kararlıyız, Ahmed Şara'yı Suriye'de yalnız bırakmayacağız. Suriye'nin parçalanmasını istemiyoruz, Suriye'nin yeniden toparlanmasını biz ülkemiz için de olumlu görüyoruz. Çünkü Suriye'nin yeniden toparlanması bizimle olan münasebetlerini de olumlu istikamette etkileyecektir. Ülkemizdeki Suriyelilerin ülkelerine gönüllü geri dönüşlerinin başladığını görüyoruz. Halbuki "dönmeyecekler" diye bir ümitsizlik vardı. Şimdi gönüllü geri dönüşlere başladılar. Biz de gönüllü geri dönüşlerin hızlanması için her türlü desteği vereceğiz. Bu dönüşlerin hızlanmasıyla birlikte Suriye hızla normalleşsin, biz de Güneyimizi sağlama alalım istiyoruz."


.






No comments:

Post a Comment